bugün
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı17
- akrep burcu9
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- bik bik moderatör olsun14
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak13
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- boşuna yaşıyorum hissi18
- anın görüntüsü15
- ülkeleri hükümetler değil kişiler kalkındırır8
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- patiswiss15
- akp seçmeni15
- ali erbaş19
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası13
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi10
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi17
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı8
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler15
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası8
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
tapınaklarda üzerinde kurban kesilen yer.
adanan kurbanların kesildiği taşın adı.
Tanrı'ya şükretmek için yapılan sunu mekanı..
taş olanları makbuldür. bir de tabi kurbanı delici veya kesici bir aletle deşildikten sonra akan kanın geçmesi, psikolojik şekiller yaratması için sunağın üzerinde kan kanalları olursa dadından yinilmez.
Antik Yunan tiyatrosunda, şenlikler başlamadan önce, Tanrılara ve özellikle Diyonizos'a şarap sunulan, kurban kesilen adak yeri.
sahip olunan dinin temasına göre tapınılan varlığa canlı ya da cansız kurban sunma yeri. bazen bu 1 yemektir, bazen de 1 hayvan. ama en makbulü bakire hatundur. *
bir turgut uyar şiiridir.belki en güzelidir.
ilkin bir kadını kestiler soyup giysilerini
sonra kitapları yaktılar, suları kestiler
su bir ulusun özlemidir bu yüzden dağlara bakarlar
bir silâh olarak alınır satılır
ve ıslatır esirgemeden bir rençberin boğazını
oysa ay bir ateş gibi yağıyor
usul usul terliyor bir batık gemi
kan sızıyor bir halkın dinmeyen uğultusundan
ve eskiden bir şehire girdiğimi hatırlıyorum
bir şehire yerleştiğimi hatırlıyorum
rüzgârın eskittiği bir şemsiyeyle
suyun paslandırdığı bir silâhla
herkes gibi bir avuç bedenimle
yarım dirimler yarım ölümler taşıyarak
bir denizin altından
oldukça ağır bir denizin altından
ağzı tıkalı bir sürahi gibi
suyun yüzüne çıktığımı
şimdi artık neyi hatırlasam bir anı oluyor
örneğin bir adamın içkiye düşkünlüğünü
bir kadının sunuluşunu soyularak
kanım mı hatırlatıyor ben mi üflüyorum
gidip toparlıyorum bir yerlerden başkaldıran gölgemi
diyorumki ey batık gemi
artık kar yağıyor güvercinlere
sokak alışılmış düzenini sürdürüyor
harcayan kıllı elleriyle
sunak kan içinde, kan içinde sunak
alıp boyuyor gövdemizi
sokaktayım ve herkes alışkın
hatta bekliyor onu durmadan
bir soylunun serinleme alışkanlığıyla
bir ağustos akşamında
durmadan kurban, durmadan sunu
tükenmeyen açlığına düzenin
döğüşmeyi ve kanı hazırlıyor
aşkın son kertesini
onu, durmadan
şimdi ey eski gümüş, batık gemi, diyorum ki
her yerde seni hatırlıyorum durmadan
saat kaç olursa olsun, takvim ne derse desin
açlıkta, bir bıçağın kabzasında ve dağda
durmak istediğimi hatırlıyorum durmadan
itilirken ve dövülürken ve kovalanırken
güneş batarken ve doğarken
bir parmaklığa dayayıp ellerimi
durmak istediğimi hatırlıyorum durmadan
itilirken ve dövülürken ve kovalanırken
güneş batarken ve doğarken
bir parmaklığa dayayıp ellerimi
durmak istediğimi
sunak inceltir coğrafyasını
akşam bir dinginliğe benzer kendiliğinden
ii
dünyayı en çok sevdiğim zaman
her şeyi en çok unuttuğum zaman sanılır
çünkü kuşların güzle güneye gittiğine inanılır
oysa taş kırmanın ve otel inşa etmenin mevsimi yoktur
cepte tabanca da cigara paketi arar gibi aranır
adamoğlu hırçın bir kış gibidir
doğrusu hırçın bir kış niteliğindedir
birden akidesi parlayınca fosforun
dünyanın elbette sonu vardır
yani sunak temizlenir kandan
sunmanın önü alınır
en denize yatkın küreklerle
ustaca biçilmiş keresteler
ve usturlâpın en alâsı iskenderiyeden
ve haritanın en makbulu kanla yoklanan
sonu vardır
imdi
bu böyle nasıl bir bahardır
bütün sürgünlerin lâhana olarak hesaplandığı
bütün harfler anlamını yitirmiş
bütün sokaklar geliş geçişe dardır
ve acılar bütün etkisini yitirmiş
gemiler bütün limanların uğraşı
iii
dünya bir sunaktır
sonunda kalemlerin bile sunulduğu
işte benim kanım ortada
akmıyor artık
iv
sakinim bütün gece boyunca
başımı değişmeyen düşüme koyunca
lâleler kızıllaşır menekşeler morlaşır
sütçü gelmez kapıya vurmaz
gazeteci de öyle
bilirim
dünyanın sonu vardır
ilkin bir kadını kestiler soyup giysilerini
sonra kitapları yaktılar, suları kestiler
su bir ulusun özlemidir bu yüzden dağlara bakarlar
bir silâh olarak alınır satılır
ve ıslatır esirgemeden bir rençberin boğazını
oysa ay bir ateş gibi yağıyor
usul usul terliyor bir batık gemi
kan sızıyor bir halkın dinmeyen uğultusundan
ve eskiden bir şehire girdiğimi hatırlıyorum
bir şehire yerleştiğimi hatırlıyorum
rüzgârın eskittiği bir şemsiyeyle
suyun paslandırdığı bir silâhla
herkes gibi bir avuç bedenimle
yarım dirimler yarım ölümler taşıyarak
bir denizin altından
oldukça ağır bir denizin altından
ağzı tıkalı bir sürahi gibi
suyun yüzüne çıktığımı
şimdi artık neyi hatırlasam bir anı oluyor
örneğin bir adamın içkiye düşkünlüğünü
bir kadının sunuluşunu soyularak
kanım mı hatırlatıyor ben mi üflüyorum
gidip toparlıyorum bir yerlerden başkaldıran gölgemi
diyorumki ey batık gemi
artık kar yağıyor güvercinlere
sokak alışılmış düzenini sürdürüyor
harcayan kıllı elleriyle
sunak kan içinde, kan içinde sunak
alıp boyuyor gövdemizi
sokaktayım ve herkes alışkın
hatta bekliyor onu durmadan
bir soylunun serinleme alışkanlığıyla
bir ağustos akşamında
durmadan kurban, durmadan sunu
tükenmeyen açlığına düzenin
döğüşmeyi ve kanı hazırlıyor
aşkın son kertesini
onu, durmadan
şimdi ey eski gümüş, batık gemi, diyorum ki
her yerde seni hatırlıyorum durmadan
saat kaç olursa olsun, takvim ne derse desin
açlıkta, bir bıçağın kabzasında ve dağda
durmak istediğimi hatırlıyorum durmadan
itilirken ve dövülürken ve kovalanırken
güneş batarken ve doğarken
bir parmaklığa dayayıp ellerimi
durmak istediğimi hatırlıyorum durmadan
itilirken ve dövülürken ve kovalanırken
güneş batarken ve doğarken
bir parmaklığa dayayıp ellerimi
durmak istediğimi
sunak inceltir coğrafyasını
akşam bir dinginliğe benzer kendiliğinden
ii
dünyayı en çok sevdiğim zaman
her şeyi en çok unuttuğum zaman sanılır
çünkü kuşların güzle güneye gittiğine inanılır
oysa taş kırmanın ve otel inşa etmenin mevsimi yoktur
cepte tabanca da cigara paketi arar gibi aranır
adamoğlu hırçın bir kış gibidir
doğrusu hırçın bir kış niteliğindedir
birden akidesi parlayınca fosforun
dünyanın elbette sonu vardır
yani sunak temizlenir kandan
sunmanın önü alınır
en denize yatkın küreklerle
ustaca biçilmiş keresteler
ve usturlâpın en alâsı iskenderiyeden
ve haritanın en makbulu kanla yoklanan
sonu vardır
imdi
bu böyle nasıl bir bahardır
bütün sürgünlerin lâhana olarak hesaplandığı
bütün harfler anlamını yitirmiş
bütün sokaklar geliş geçişe dardır
ve acılar bütün etkisini yitirmiş
gemiler bütün limanların uğraşı
iii
dünya bir sunaktır
sonunda kalemlerin bile sunulduğu
işte benim kanım ortada
akmıyor artık
iv
sakinim bütün gece boyunca
başımı değişmeyen düşüme koyunca
lâleler kızıllaşır menekşeler morlaşır
sütçü gelmez kapıya vurmaz
gazeteci de öyle
bilirim
dünyanın sonu vardır
güncel Önemli Başlıklar