bugün

Tam tersi flan olmamış tam yerliyerinde olmuştur herşey. Mustafa Kemal paşa halkı kurtuluş mücadelesi için örgütlemiş ve ülkemiz işgalcilerden kurtulmuştur. tabiki dedeleriniz o zaman korkudan kaçtığı için böyle diyorsunuz. Şahsen büyük büyük babam kurtuluş Savaşı'nda şehit olduğu için en iyi anlayanlardan birisiyim. (bkz: keşke Yunan galip gelseydi)
Anlamazsınız siz.
klasik yobaz yalanlarından biridir.

"bilinen gerçek"miş! hayırdır, -sözde- bir teneke altın verilirken orada mıydın ulan it? belgesi var mı?

(bkz: yobazların propaganda mekanizması)

(bkz: yobazın aldığı nefes bile yalandır)

üstelik yok öyle haine "sultan" filan demek! "hain" diyeceksin ulan!

(bkz: vahdettin in vatan haini olduğunun kanıtları)

yobaz demek zehirli çıyan demektir vesselam...
napacaktık bi teneke altını gittik ali rıza emmide bozdurduk. la ne soğuk beyinli oldunuz o kadar kitabı tersmi tutup okudunuz.
general rütbesindeki askere yolluk iaşesinin tenekeyle ve de elden verilmesi.. enteresan....

her hafta yani her hafta, günübirlik olarak şehirdışı bir seyahate gidiyorum. genel müdür olur'u çıkıyor, yazılar yazılıyor, paraflanıyor, uçak bileti alacak firma aranıyor, biletler alınıyor, gidiş-geliş sonucunda harcırah dolduruluyor, günlük iaşe + taksi ücretleri yazılıp imzaya sunuluyor, oradan saymanlığa gönderiliyor, saymanlık banka hesabıma yatırıyor, yatırıyor derken de havaş'ın 11 liralık fişine kadar yazı ekine koyuyoruz, orada dünya kadar yazışma oluyor, ödeme emri bankaya yazıyla gönderiliyor, bankada tek tek hesaplara giriş yapılıyor... bu kadar tantana 85 lira harcırah için..

-"mustafacığım sana bi teneke altın veriyorum, al bununla halkı bana bağla"..
-"kaç kilo var burada?"
-"bilmiyorum, bizim 700 yıllık devletin hazine sistemi, geliri gideri saymanlığı olmadığı için, ben böyle elden, kafama göre ödeme yapıyorum"..
-"yani ben bunları cebe indirsem"...
-"kimsenin ruhu duymaz, rahat ol"..

şunu diyeceğim, osmanlı'da örtülü ödenek kavramı var mı bilemiyorum.. bu ödeme örtülü kalemden yapılmış olsa dahi, öyle kafaya göre harcanmaz, bir yerde küçük de olsa bir kaydı durur... saraya alınacak gıda madde kalemleri bile defterlere işlenmiş ve bugün üzerlerinde araştırma yapılıyor da, bir tek bunun mu kaydı yok?

not: kemal de babandır diyecektim ama, kendisi genetik açıdan kemale ermiş olsaydı ben de bu saçma yazıyı yazmak zorunda kalmazdım..
(bkz: yalancıyı silkmiyorlar ya)

(bkz: at yalanını silkeyim inananı)

(bkz: neden dinciden yalancıdan başka bir şey çıkmıyor sorunsalı)

(bkz: rizelilerin ermenilerle işbirliği)

dedesi cepheden kaçan veya ermeni işbirlikçileri

böyle iddialarda bulunabilir.
(bkz: kesin yaşanmıştır bu)
Vay arkadaş kimileri ne kadar arsız ve parayla yalan söyleyecek kadar ahlaksız. Mide şart, omurga şart. Yoksa böyle iftira atıp yiyeceğin küfürleri hazmetmek herkesin harcı değil.
Atatürk Anadolu’ya giderken yol harcı olarak kendisine 1000 lira verilmiştir. Gerisi yalandır, mabad sallamasyonudur.

Ek olarak, bir teneke altın derken nasıl bir tenekeden bahsedilmektedir? Çünkü bir diğer iddiaya göre 40.000 altın verilmiştir. Bunun ise tamamı ile hayal ürünü olduğu ortadadır. Çünkü cumhuriyet altını dediğimiz boyutlarda olan bu sikkelerden 40.000 tanesi bir araya geldiğinde 300 küsür kilo altın yapar. Bunu saklamak için de birçok kasa gerekir. Yollarda giderken bu ağırlığın saklanması, gizlenmesi mümkün değildir. Hele ki ingilizlerin kontrolündeki bir şehirden, yine ingilizlerin kontrolündeki bir denize açılırken aramalar esnasında bunların bulunmayacak olması tam anlamıyla zırvadır.

Ek olarak, milli mücadele zamanı çok fakirlikler çekilmiş, halkıyla askeriyle memleket yoksulluktan kırılmıştır. Hatta kongreler arası gezilerde yiyecek parası bulamayan Atatürk ve ekibi; ceketlerini, montlarını satarak çorba parası çıkartmışlardır. Ankara’ya ulaştıklarında ise o kadar kötü durumdadırlar ki belediye kendilerine bakar.

Hatta ve hatta, Meclis kurulurken yapılan konuşmalarda Atatürk Erzurum valisi Münir bey’e ait emanet elbise ile meclise seslenmiştir. Bu da ne denli yokluk yaşandığını adeta gözler önüne sermektedir.

Her neyse. Siz öncelikle Kuva-i inzibatiye'ye ne kadar ödenek gitmiş onu bir araştırın.
Sonra milli mücadeleye sahip çıkmaya çalışırsınız.
(bkz: kaynak götüm)
hani 40.000 altındı ve bir keseydi ( ? nasıl bir keseyse ) ne oldu bir teneke mi oldu ?

not: siyasal islamcılar gerçekten palavracının önde gideni. bunlar için yalan söylemek su içmek gibi doğal ve sıradan.
Siyasal islamcılar tarih konusunda kimsenin bilmediği bilgilere sahiptir.

Çünkü bir tek onlar kaynak olarak göt’ü kullanır.
Vahdettin 1 teneke altını vatan evlatları Çanakkale de, Kafkasya da, Sina da , Filistinde , galiçya da savaşırken harcasaydı Sırf kendi tacı tehlikeye girdiğinde vermeseydi o halde diye içimden geçen durumdur.
paşam iyi etmiş keşke 2 teneke harcasaymış. Askerin çarığı yoktu kurtuluş savaşında belkide o parayla çarık alındı. Hem teneke ne amk sandık vs yokmuymuş koskoca sarayda.
(bkz: ebu cehil in peygambere bir teneke altın vermesi)
Aynen görevden el çektirilmesi hatta hakkında idam kararını da anan çıkarmıştır hassiktir ordan.
Teneke ne kardeş bari sayısal bir veri verseydin inandırıcı olurdu.
Aslında Turgut özal’ı da pierluigi collina zehirledi.
Bak bunu da kimse bilmez. Çünkü bizim okuduğumuz tarihte yazmaz.
(bkz: ebu cehil in peygambere bir teneke altın vermesi)

--spoiler--
şimdi bazı zırtapozlar çıkıp yok öyle bir şey yaa falan diyeceklerdir.

ulan sizin okuduğunuz tarihte zaten böyle bir tarihi gerçeğe yer vermezler amk larım..!

açtırtmayin ağzımı..!

gidin tarih öğrenin amk ergenleri..!

tarihte bilmediğiniz daha çoook şey var.. pehh.
--spoiler--

seni gidi iğrenç cahil çomar seni!.. yüksek sesle havlayınca haklı çıkacağını mı sanıyorsun ulan it? iyi alıştınız edepsizlikle üste çıkmaya!... ama yok öyle yağma...
bakınız.
cennet mekan abdülhamid han out
40.000 altın vahdettin in
bakınız.
bir otomobil verdiği söylemir.
https://www.youtube.com/watch?v=kKuI6NGpmfA

https://www.youtube.com/watch?v=pdSwOHCAPnw
atatürkü anadoluya bizzat vahdettin yolladı.
atanın altınları ne yaptığı hala belirsizligini koruyan durumdur.

altınlar nerede. evet..
(bkz: gelmiş geçmiş en büyük yalanlar)