okur yazar olmayanlardaki işsizlik oranı 4 iken üni mezununda 14 olması.
Daha fazla yayılması gerekilen bir nefrettir.

Öyle 40 dk sandalyede oturup para kazanan her insana bu nefret müstehaktır.Psikologlar bile bunlardan daha işlevsel.En azından derdine çare arıyorlar.Bunlarda yardım etme de yok.öğrenci soru sorunca "bilmem ki" deyip çekip gidiyorlar.Üstüne ayda 4 bin tl maaş,çalışma saatlerinin %60'ı mola,oh ne güzel.
öğretmenlerde sürekli bir öğrenci susturma çabası var. halbuki anlatım tarzı değişik olsa sürükleyici olsa çocuk gürültü yaptığında öğretmenin dediğini duyamayacağını düşünerek otomatikman susar. taktik değişikliğine gitmeleri şart en başta.
öğretmeni sokaktaki simitçi, nohut pilavcıyla karıştıran tiplerin derdidir.

vardır böyle bir nefret. nedeni de yaşananlar değil aslında bizzat mesleğin kendisidir.

düşün anne babalar bu öğretmenlere çocuklarını kanlarını, canlarını emanet ediyorlar. basit iş değil değil. onca emekle, binbir zahmetle bak büyüt sonra sadece 4 yıllık eğitim fakültesi okumuş ve biraz şanslı olarak kadro almış bir tip çocuğun geleceğiyle oynasın.

oecd ülkeleri arasında eğitimde bu kadar geriyse sebebi sadece sistem olamaz. eğitim sistemi hep sorunluydu ama öğretmene sorsan e çocuklar çalışmıyor. ulan çocuk çalışsa sana ne gerek var dingil?

dershane zamanı hatırlardım ilgi çoğunlukla denemelerde yüksek derece yapan öğrenciler üzerindeydi. ulan o çocuk yüksek derece alıyorsa sana ne gerek var?
sen dershaneysen temeli zayıf öğrenciyle ilgileneceksin ki bir işe yara.
yoksa çocuk evde de deneme çözer.

demem o ki öğretmenler arasında ciddi kalite bozukluğu var. özellikle devlet okullarında.

öğrenci çalışmıyor. sen ne yaptın dersi sevdirmek için?
hiç.

o yüzden aldıkları para batıyor.
çünkü işin sonunda çocuk var.
çünkü anne babalar birtanelerini emanet ediyor.

sokaktaki pideci değil bu, karşısına geçip ulan ne para götürüyo bunlar aq densin..
Olmayan nefrettir. Çünkü kelime anlamı ile nefret bir kişinin kötülüğünü arzu etme yahut ondan tiksinti duymak demektir. Bu olay ise olsa olsa eleştiri olur. Farkı ayırt edelim.
Hah, şu da var ki, Eleştiriye cevap vermeye çalışılmış lakin işin içine sıçılmış. Pardon da karaktersiz? O ne demek? Öğretmen bir şahsa yakışan söylemler mi bunlar? Ayıp, Cık cık cık.
Neyse.
Şimdi meseleye dönelim. idealist, ben öğretmen olacağım, ülkeye hayırlı evlat yetiştireceğim, Atatürk'ün izinden gidecegim diyerek yola çıkmıyorsunuz efendiler. Birbirimizi yemeyelim. Üniversite sınavına giriyorsunuz, meslek olarak da puanınız bunu tutuyor. Gidiyorsunuz. Yani, abartmaya veya laf kalabalığına gerek olmadığı düşüncesindeyim. Hah, bahsettigim gibi, idealist olsanız zaten maaş polemiklerine Güler geçer, emeğinize odaklanırsınız.

işin en keyifli noktası da şu; "gidin siz öğretmenlik yapın." Arkadaş, aynı sınava biz de giriyoruz, farklı meslekler ediniyoruz. Kimse silah zoru ile sizi eğitim fakültesine vesaire sokmuyor. Bilmem anlaşılıyor mu?

Pff, aman. Çalsın sazlar, oynasın kızlar. Bejeke yine kazandı. Helal olsun çocuklar.

Edit: Ohh, sırtıma doğru eksile. Gerçekleri yüzüne vurunca eli ayağına dolaştı garibin.
öğretmen kardeşleri olan biri olarak öğretmenleri bende sevmem. ha bana ne yaptı bu öğretmenler derseniz, bana hiç bir şey yapmadılar. sorun da tam burada başlıyor zaten. öğretmenlerin bana hiç birşey yapmamaları.
beden eğitimi dersinde top vermeyen le bizleri betonun üzerinde koşturan öğretmen,
çocuğu sınıfta yaramazlık yaparken yere düştüğü için ağlayan ve bunun sinirini bizden çıkaran öğretmen,
matematik hocası olur adeta azrail gibi korku salan öğretmen,
daha ilk okulda iken suçsuz yere tokat atan öğretmen,
ders anlatmayıp kitaptan öğrencisine dersi anlattıran öğretmen,
sabahın köründe elinde makas ile saçımızı kontrol eden ve beğenmediği saçı oracıkta kesen,
ders anlatamıp bir dönem boyunca askerlik anılarını anlatılan öğretmen,
ve daha bir sürü şey var. böyle bir durumdan ötürü öğretmenleri nasıl seveyim.
nedeni yaşantılar yoluyla kazanılan nefrettir. bilinçaltına kazınmıştır aslında canım öğretmenim cicim öğretmenim desek de hatta buna kendimiz de inansak travmalar asla unutulmaz.
bir kaç kişinin yaptığını bütün öğretmenlere mal edenlerin davranışıdır. şu zamandaki kötü eğitim sisteminde öğrencileri en iyi şekilde okutmaya ve yetiştirmeye çalışan öğretmenler vardır ki onlara çok büyük haksızlık yapılıyor. ayrıca yıl olmuş 2017 sığırın biri çıkmış diyor ki 3 ay yan gelip yatıyorlar ama maaş alıyorlar. ulan ortaokuldan liseye geçen yada liseden üniversiteye geçen öğrenciler tercihlerini mezun oldukları okulda ve öğretmenleri yardımıyla yapıyor. ayrıca sorumluluk sınavlarına kalan öğrenciler dolayısıyla yine tatil değil sınav yapıyor öğretmenler. ne kadar cahilsiniz.
vardır efenim böyle birşey. özellikle ekşi ve uludağ sözlükte bu nefret kendini belli etmektedir. peki neden?

gerçekten soruyorum. neden? bu öğretmenler size ne yaptı? yeni neslin boktan olması sebebiyle mi bu nefret yoksa saldırması en kolay memur öğretmen olduğu için mi?

öğretmenin aldığı maaşa dil uzatmanın sebebi ne arkadaş. az bile alıyorlar. sağda solda yok yeni nesil şöyle yok yeni nesil böyle diye atıp tutanlar ömrünün yarısını sizin gömdüğünüz, bunlardan adam olmaz dediğiniz yeni nesli adam etmeye çalışarak harcıyor.

sorumsuz anne babalar sayesinde artık çocuklar tam anlamıyla canavar. utanmasalar öğretmene küfür edecekler. bir öğretmenin ne yaptığını anlatayım mı size. sabah okula gider. dersine girer. oğlum sus kızım sus der. defter kitap açtırır tekrar oğlum sus kızım sus der. bir iki kelime yazdırır tekrar oğlum sus kızım sus der. bu böyle uzar gider.

sizce tüm gün sizin sosyal medyada bile katlanamadığınız çocuklara ders anlatmaya çalışıp sus diye bağıra bağıra boğazını yırtan öğretmenleri eleştirmek size vazife mi? tamam sıkılıyorsunuz. tamam karaktersizsiniz. tamam eleştirecek birilerini arıyorsunuz ama eleştirilecek kişiler öğretmenler değil.