bugün

gariban türk madencisini

tekmeleyenler insanlıktan bahsediyor .

suriyelileri aramıza sokmaya çalışıyor ...

301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma

faciasının hemen ertesinde, faciayı protesto

eden madenci Erdal Kocabıyık’ı tekmeleyen

dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın

müşaviri Yusuf Yerkel, facianın 4. yıl

dönümünde sosyal medya hesabından

özür dileyerek 'günah keçisi ilan edildim' dedi.

https://i4.hurimg.com/i/h...a2069f018fbb8f86cdb30.jpg

https://www.rumico.com.tr...kmeleyen-yusuf-yerkel.jpg

https://media-cdn.t24.com...lan-edildim_960008437.jpg
şu kadar ölüm oldu bu kadar ölüm oldu diye kim eylem yapar ki?

bu ülkede yaşam ne kadar değerli ki birileri ölünce millet ayağa kalksın?

bi sik olmaz o yüzden yapabilir.

ölüm burada dikkat çekmez, gögüsleri çıplak eylem yapsınlar ülke ayağa kalkar sadece. burası böyle bir bataklık işte.
soma'da eşini kaybeden kadınlar için, çocuğunu kaybeden kadınlar için evlatlarını kaybeden kadınlar için sorumluların niçin hala ceza almadıklarını soran insandır.
enerji bakanından tutun da , buı işin fıtratında var diyen dönemim başbakanına kadar tüm sorumluların neden hala ellerini kollarını sallayarak gezdiklerini soran insandır.

301 insanın rant uğruna nasıl ölüme gönderildiklerini soran insandır.
olmayan insandır. bir insan böyle acı bir olayı siyaset oyunları için kullanmaz.
Ocakların bakanlık tarafından denetlenmesi gerektiği düşünüldüğünde gayet normal olan durumdur. Kaza değil cinayet!
işçi düşmanı, insanlık düşmanı iktidarın soma katliamındaki sorumluluğunu (iktidarda olmak, madenleri özelleştirmek, denetimde geçer not vermek, ilo'nun yaşam odası zorunluluğu getiren 167 numaralı sözleşmesini devlet denetleme kurumunun 2011 yılındaki tavsiyesine rağmen, patronlara masraf olmasın diye imzalamamak, chp'nin soma önergesini reddetmek...) gizlemeye çalışan vicdansız yandaşların, haklı olarak tepki veren insanlara arsızca ayar verme gayretidir.

ey yandaşlar! işte yazdığınız boktan entry'leri, açtığınız troll başlıkları günlerdir okuyorum. defalarca madde madde saydığımız hükümetin sorumsuz icraatları konusunda bir kelime etmiyor ama arsızca başlık açıyor, entry giriyorsunuz. sizlerde gram namus, gram şeref varsa, buyurun işaret ettiğimiz noktalarda neden haksızız onu anlatın. hükümetin sorumluluğunu gösteren bunca delil hakkında bir kelime etmeden nasıl yazabiliyorsunuz? hiç utanma yok mu sizlerde? tüh, yazıklar olsun!...
Rabia üzerinden yapılan siyaset değil miydi ?
Olen onca işçiye değil akp'ye laf atılmasına sinirlenen (oy kıyamam) vicdanları 5 para etmeyen insan beyanatıdır. Ulan hak hukuk diye bir şey var. Denetimi yapılmamıssa doğru düzgün bu devletin suçudur. Napalım, sizin gibi işçinin suçudur diyip susalim mi? Ya da yasalara uygun ölüm mü diyelim?
Bu kaza değil cinayettir.
aslında yapmak istemeyen ama buna zorlanan insanlardır. somada kaza oldu, 300 kişi öldü hadi burda siyaset yok. sen gel orda halkı tokatla, yumrukla sonra da siyasete girişmeyin de ama orda madenin sahibinin elini sık!
siyâset değil vicdân muhâsebesidir aslında.

http://www.yeraltiavrasya...u-ve-sinir-bir-arada.html
soma maden kazasını siyasetten ayıramazsınız. siyasetin içinde olacak bir durumdur.
"olan olayın hükümet ile bağlantısı yok. bu tamamen mukadderat" diyen embesil kesimi tarafından yadırganandır. ne yapacaktık? sizin gibi gözü kapalı, bu katilleri baş tacı mı yapalım? o sizin adamlığınızın seviyesiyle alakalı işte.
ateş düştüğü yeri yakar, madende kocasını kaybeden köylü kadının acısını sosyete pazarının oruspusu anlayamaz, anlamış gibi yapar.
Olayın sorumluları siyasi insanlar olunca doğru yapan insandır . Siyasiye siyaset yapmayacaksın da sado mazo mu yapacaksın ?
sadece ak partililerde bulunan "türkiye için siyaset vakitleri" isimli bir çalışmanın kendisiyle paylaşılması gereken insandır.
'olaya siyaset karıştırmayın yeaa' diyenler, bence bunu gidip, istifa etmemek için yüzlerce kişinin ölümünü olağan göstermeye çalışan zihniyetlere söylesinler.
bos insandir, gereksiz insandir.
burda bile siyaset yapmyalammmış ulan allah belanızı versin ne yapalım adam yüzsüz yüzsüz çıktı hastanedeydim doktorum gitme dedi diye gitmedim diyor koca çalışma bakanı nasıl bir şerefsizliktir bu orda ölenden daha mı kötü bir durumun vardı. istifayı düşünüyormusunuz sorusuna sen şimdi çıkar gerek yok dersen o kadar canımızı kaybettik nerde bunun sorumlusu madem.bundan sonra gelecek olan demezmi ölen öldüğüyle kalıyor nasılsa ne gerek var istifaya ne gerek var denetime demez mi şerefsizler. sonra bitaneside çıkmış yüzyıl önce başka ülkelerde ölen madencileri söylüyor. işi kadere allaha yıkmaya çalışıyorlar bunu yapmayacağım ben herşey allaha bırakılacaksa hastaneleride kapatın lan.doktorlarada gerek yok.
akla hemen "ne yapalım?" sorusu gelir. önce dediniz ki altınızda üstünüzde marka kıyafetlerle işçi haklarını savunmayın. şimdi de siyaset yapmayın. "ne yapalım?". mal gibi oturup ekrana "vah vah" mı çekelim güzel kardeşim? devlet politikalarını eleştirmeyip, tamam kabul diyerek domalalım mı direk? tekrar soruyorum "ne yapalım?". "kader" diyerekten önlem almayalım mı hiçbir şeye? en basitinden siz evinizin kapısı kapanmadığında "kader" deyip çözüm aramıyor musunuz? şimdi bu ölenlerin tüm dış kapıları açık. kaz kafalarınıza giriyor mu bazı şeyler? allah'ın sermaye sahipleri biraz daha kazanacak diye niye milletin götünü yalıyorsunuz? sanacağım ki gelir kapınız, ekmek tekneniz, kazanımınız var. o da yoktur. e nedir bu körü körüne bağlantı. ben hayatımda bu kadar sermaye sahiplerine duyulan aşkı ilk defa görüyorum. öyle bir aşk ki, tarih sizi asla unutmayacak. ben anlatacağım çocuklarıma açıkçası.
Siyaset hayatın ta kendisidir, bugün somada yarın bizzat bizim başımızda olabilecek kazaların sorumlusu olan ihmaller zincirini yaratan herşeyi paraya ve oy a tahvil etmekten cekinmeyenlere tabiki siyasi söylemlerle gideceğiz. Şirinlik yapacak halimiz yok. Mısırdaki esmanın cesedi üzerinden vs. siyaset yapanlara gık çıkarmayan hatta destekleyenler başkalarına laf söyleme hakkına sahip değildir. Biz bu tür söylemlerle ortaya çıkanlara yavşaklığın doruğuna ulaşmış diyoruz!
hakli insandir. oyle kendi kendine dovunen insan degil nedenini arastiran ve hesap soran insandir. sonucta 245 ve belki de daha fazla olu var, bu kader kismet degil. birilerinin buyuk hatalari...
Sozcu gazetesi ve yazarlari.soma faciasi da dahil olmak uzere, Hala gezi parki olayini manset yapan yok biber gazindan kanser
oldu öldü diye yazilar yazan zihniyet. Kime hizmet ediyosunuz siz.
siyaset yapılmalıdır ki siyaset bilmediği halde 12 senedir memleket nasıl yönetemez aksiyonuna girenlerin ne halt yediği ortaya çıksın.
sözde sanatçılarımızdan başkası değildir.

ilk defa beni bu kadar yaralayan ve ilk defa kendimden olmayan bir şeye beni ağlatan olaydır soma faciası.
anneme durmadan; "annem dua et" dememe sebep olan olaydır. insan kendi dertlerini unutturan olaydır.

fakat bizim sözde sanatçılarımız öyle mesajlar yayınlamaktadır ki insanın ağzı açık kalıyor.
adamın açık açık; "hadi lan gerizekalılar siz sokağa çıkın, ortalığı alevlendirin, biz salaş kıyafetlerimizle sonra gelicez" demediği kalıyor.
hepsine bir nebze eyvallah ama bu helin avşar beni benden alıyor beyler.
adımdan daha eminim ki o kadın tırnağı kırılsa daha çok üzülür fakat şimdi babası ordaymışcasına mesajlar yayınlıyor.
gülüp geçmekten başka bir şey gelmiyor insanın elinden.
ben siyaset devşiriyorum. mesele de dünyadaki en ağır koşullara sahip bir işin yeterli güvenlikte yapılıp yapılamaması değildir sadece. bir olayı sadece olduğu gibi değil, geri planına bakarak ele almak gerekir. peki hedef neden erdoğan?

şimdi bu soma'da ki maden ocağı işletmesi özel teşebbüse ait. bu facia neden oldu? hemen aklımıza ihmal veya denetimsizlik geliyor. ister istemez, taraflı tarafsız acaba orada ne oldu diye düşünüyor. sen gidip bu ocakları denetleyecek kurumları özelleştirip aynı sermaye sahiplerinin ellerine verirsen, onlarda paravan şirket edasında işlerini görürler. bürokratik açıdan yük hafifletse de bu devlet politikası olduğu için eleştirebilir. devletin başında da açık ara recep tayyip erdoğan vardır. kimi hedef alacağız? uganda cumhurbaşkanını mı? şimdi hemen duyuyorum "efendim oradaki işçiler şöyle böyle sesleri niye çıkmadı o zaman?" diye. nasıl çıksın arkadaşım? şirketler sendikalaşmaya yüz çeviriyor, işçisini tehdit ediyor. dinlemeyip mahkemeye giden işçiler, devletin sermaye sahiplerinin yanında yer almasıyla dışlanıyor. adam ne yapsın be? borcu var harcı var. ben burada kapitalizmden filan bahsetmiyorum. vahşi, faşist, başka hiçbir sese kulak asmayan vahşilerden bahsediyorum.