bugün

karakter engel kurbanı olmuş başlığın tam hali: ''solcular mutasyonla bölünürken sağcıların amip gibi çoğalması.''

türkiye'deki chp eksenli sol düşünceyi veya ülke geneli politikaya gönderme yapma niyetinde değilim. öncelikle belirteyim. derdim aslında sol düşünce disiplinini gerçekten özümsemiş insanlardaki yetinmemezliğin genlerde dolaşımı ve sağ düşüncenin kapalı, muhafazakar ve statik yapısının ortak asgari müştereklerden beslenmesi. şimdi buna karşı tez olarak sol düşüncenin de ilericilik/ gelişimcilik gibi yenilik argümanlarını kaybetmeye başladığı betimlenebilir dünya konjonkturu açısından. belki de öyledir yeni çağ sendromu sol düşünceyi de sekteye uğratmıştır. solun emeğin yanında tekrardan kendisine yer açması icap ediyor.

yazımda solun siyasal parti manasındaki bölünmüşlüğüne veya sağın parti sayısının artışını kastetmekten öte, evrensel manada birikimini tamamlamış üç beş sol düşünceli kişinin bir araya gelememezliği ilgi çekici bir realite. ne kadar insan vardır o kadar düşünce/ görüş vardır yaklaşımının doğruluğunu özele indirgersek gerçek sol görüştede bir mutabakat zincirinin olmadığını görürüz. sağın mutabakat oranı yüksekliği diğer bir realitedir. temel bazı ortak kanılardan nemalanıp alıp yürüme vardır. beslenme alışverişi vardır.

solun kendi iç dünyasıyla hesaplaşma eğilimi içermesi, eleştirelliği kuşkusuz yerini de açımlar. daha bir sorgulayıcılık, düşünceleri bilgisel zemine oturtma sivrilen özelliklerdir. bu açıdan dünyanın daha fazla sol düşünceye ihtiyacı olduğu nettir. fakat, sol emekle, eşitlikle tekrardan bütünleşmelidir. karşıcılık, tepkicilik, kutupculuk solun ivmeleri değildir. solun ivmesi eşitlik, emek ve gelişimdir! türkiye'de 80 askeri darbesiyle kolu bacağı kırılmış sola bu açılardan bakmakta yarar var.

bir taraf yeni düşüncelerle yetinmeyip bir araya gelmezken diğer taraf ortak paydalarda bütünleşiyor. yıllar yılı sol ve sağ sistemler böyle işledi hala daha işlemeye devam ediyor. maalesef sol, karşıcılıktan besleniyor artık.özüne aykırı olarak.
malum sol fraksiyonun bir gönül konsensüsü yaratamamasına dair izlediğim ken loach filmi için;
(bkz: land and freedom)
genlerde var farklılık, kuşkusuz.
"türkiye'de devrim neden olmuyor" un cevabıdır.
Çünkü solcu kesimin çoğu tahsilli olduğundan bir lidere bağlanamıyorlar. Hepsi lider olmak istiyor bu da bölünmeyi hızlandırıyor.
sağcıların istediği, bi bakıma da başardığı durumdur maalesef.
amiplerde bölünüyor ki..
Bölünen Çoğalır diye ters mantıkla olaya yaklaşmama ve tepki vermeme sebep veren kendi içindeki ironi slogandır.

temelinde herşeye protest yaklaşımda bulunan solcuların, herşeyi irdeleyici, kuşkulu yaklaşımları, bir liderin ardında koşmalarını engelliyor.

Solcular mayoz mu bölünüyordu ? Mitoz mu? Sadece Onu anlayamadım.
türkiyede yaşayan tüm solcular, birbirlerini tanıyacak sayıdalar. dün 3-5 bin fazlaydı o kadar. türkiyede her daim sağ egemen olmuştur. öyle de olacaktır. 90 yıl önce şeriat vardı bu topraklarda boş hayallere kapılmasın kimse.
3 çocuk.
sebebi solun sağlam bir temeli olmamasıdır.
sosyal demokrat mısın? komünist misin? anarşist misin? sosyalist misin? uluaslcı mısın? atatürkçü müsün?
diyelim ki komünistsin,yani devrimci.
mao'cu musun? marksist mi?
enver'ci misin? tito'cu mu?
nesin sen?
ben söyliyim sizin tabirinizle sağcı yani milliyetçi ve vatansever olamayacağınız için mecburen solcusunuz.
mecburen.
solda birlikten söz etmek dünyanın birçok yerinde imkansızdır.
çünkü solda birlik diye bir şey olamaz.
olsa olsa aşırı devrimci kesim devrim yapar ve iktidarı ele geçirir bu da solda birlik olur sizin için.
sağcıların çoğalma sebebi milliyetçiliğin ve vatanseverliğin öğretilmeyen bir duygu olduğudur. yüreğinizin sesini dinlersiniz yani,kimse size gerçekten bu duyguları öğretemez.
sol kesimin tahsili olabilir,evet var da.
ama sağlam bir ortak duygu ve temel anlayışı noksan.
yeni gelen nesilde tamemen özenti.
ikiside isteği kadar bölünüp çoğalsa insanlığa bir faydası olmadığından. Üzerinde durulmaması hatta içinde durulmaması gereken oluşumlar.
her b*ka amipleri bağlamayın liberal bu canlılarda ağlıyorlar yani.
hakim kültürün hayranı badem bıyık ekolünün mimarları ki isimleri hepimizce malum, pompaladıkları istikrar, kalkınma, küresel güç balonuna hapsettikleri kollektif şuuru peşlerine takmış george un koynuna doğru sokulurken, hakim politik düşüncenin sağ kılığına girmiş liberalist ibnelik olması son derece normaldir.
sosyalist düşün dünyasını ve sol şuuru allahsızlıkla, kitapsızlıkla yaftalayan bu sözde sağcı ve mümin tayfanın allah allah derken ve kendini samimi müslüman olarak lanse ederken, aba altından sopa soktuğu garibanın zevke gelerek allah alah nidalarına samimiyetle, içtenlikle ve gözyaşları ile eşlik etmesi harbiden anlaşılır şey değildir.
sol'un kültürel beslenme yerlerindeki çeşitlilik/ çok seslilik ve sağ'ın kültürel beslenme yerlerindeki tekdüzelikle açımlanabilir olgu.