bugün

sokakta, altın kaplama topuklu ayakkabılarımla çok nadirende olsa yaptığımdır.

nadir olmasının sebebi duygusuz olduğumdan değil, yaşadığım yerde çok az fakir olmasından kaynaklı.

yoksa ben her fakir gördüğümde hıçkırıklara boğularak ağlıyorum. vicdansız diyemezler bana. dedirtmem...
yine de bir, jipimden dolmuşa binenleri görünce ağlıyorum değildir.
gülmektendir.
yaşlıysa daha bir acınır. bakacak çocuğunun olmaması kötüdür. çocuğu olduğu halde bakmaması, daha kötüdür.
çok yemekten olabilir. mide tam dolunca bazen hıçkırık yapıyor işte. hele bir de fakirin önünden geçerk...

bi' dakka!

ne biçim başlık bu amk! fakirmiş... dilenci falan yazsan neyse de milletin mali durumu seni ne ilgilendirir demeli böyle piçlere.

toprağa değil dolarlara gömüleceksin değil mi. a canım.
ahlaklı ve vicdan sahibi insanların içinde bulunduğu durum. memleketin en zengin adamları ceplerinde milyar dolarlarla birbirleriyle yarışıp; tüsiad müsiad gibi zengin kulüpleri gücüne güç katarken yoksul halk çocukları ekmeğinin kavgasını sürdürüyor.

kürt sorunu ve demokratikleşme meselesinin çözümüyle birlikte memleketteki dandik siyasal kutuplaşmanın (diyarbakır - konya - izmir gibi) daha sağlıklı bir siyasal düzen olan sağ - sol davasına dönüşmesi lazım. artık etkin bir sınıf mücadelesinin yürütülmesi, 1000 tane para babasının memleketin yüzde 95'ine hükmetmesi gibi adaletsizliklerin hesabının sorulması; tüm emekçi, işçi ve memurların adam gibi bir hayat sürdürebilmeleri için gerekli hakları elde edebilmesi gerekiyor.
(bkz: Esra erol)

http://www.hurriyet.com.t...agazin/haber/12520970.asp
gop taraflarına giderse boğularak ölür bu insan.