bugün

Metin Eloğlu'nun bir şiiri.

Sofra Adabı

Keşkek şu kazanda kaynar, benim bildiğim;
Şu güveçte helmelenir fasulye.
Kuzu şu karar ateşte çevrilir;
Tuzlama şu tabağa konur ille.
Yumurta şu sahana kırılır.
Çorba mı? Çorba şu kaşıkla içilir tabii,
Hoşaf bu kaşıkla.
ister uskumru olsun, ister kolyoz,
ister orkinos, ister hanos,
Balık şu bıçakla kesilir.
Şarap siyahsa şu kadehe konur elbet,
Beyazsa bu kadehe.
Yavan ekmeği nasıl yersen ye...
ilgili tv programı için (bkz: yemekteyiz)
yemeğe devam ediyorsak çatal ve bıçak tabağa çapraz bırakılır, yok etmiyorsak sapları dışarıda kalacak şekilde tabağa konur, böyle yapmazsanız, sizden daha kültürlü garson tabağınızı alıp götürür, "dur birader" derseniz birde size ders verir...
araplarda yoktur.
ateist sofrası böyle olur.

https://pbs.twimg.com/med...at=jpg&name=4096x4096
Bilmeyenle aynı masada oturmanın işkence olduğu nezaket ve görgü kurallarını kapsar.
Birden iştah kesilir, sinir bozulur.

Hadi bırakın kraliyet ailesine has kuralları ama ağzınızı şapırdatma en basitinden.
Ya da ağzındaki bulamacı göstermeden ye, konuş, hatta lokma varken lütfen konuşma.
Peçete kullanmayı alışkanlık edin.
Ellerinle dalma...vs...
Devam edemeyeceğim zira midem kaldırmıyor.

Benim için, birinci derece boşanma sebeplerinden biri sayılabilir meselâ
Iyyyykkk!