bugün

öncelikle sims 2'yi büyük bir hevesle bilgisayara yüklenir. aynı hevesle oyun kurulur. kişiler seçilir. seçtiğiniz kişilerin size ve yakınınızda sevdiğiniz insanlara benzemesine özen gösterilir. gözler, saçlar, fiziksel özellikler, giyim tarzı gibi tercihlerde benzerlikler göz önünde bulundurulur.
heyecanla oynarsınız. eve yeni eşyalar alırsınız, eve yeni doğan çocuklar olur, kutlarsınız, partiler verilir, eğlenceler vs... bir gün (sims günü olarak düşünün) aniden çıkan bir yangın* sonucu kişilerden biri ölür.

kendinizi onların tanrısı kıldğınız için vicdan azabı duyarsınız. çok kötüdür bu. ben günlerce kara kara düşündüğümü bilirim. valla, bak. fenadır fena.
bilerek öldürüleni de vardır ben yaptım pişman değilim.
ölen sims yaşlıysa bilakis sevinilir. mezarlığı bahçeye konur ve ruhunun çıkıp geceleri ev ahalisini korkutması merakla ve iştahla beklenir.
insanları sevmezsen bilerek öldürürsün. Yeni Gelen insanlarda gider onların mezarında ağlar durur. Ama yangın sonucu ölenler içinde sims kaydetmeden kapatılır.
sen bütün becerileri master yap. biriyle evlendir. sonra azrail gelsin alsın canı. eğer oyunu öldükten sonra kaydetmediyseni kurtarabilirisiniz.
çok normal olan durumdur.

karakterini yaratırsın, evini düzenini kurarsın, seversin karakterini, benimsersin kaybedince ister istemez hem başa dönmek hem de alışılmış birini yitirmek üzer insanı.