bugün

daha gencim o zamanlar. avcılar'da standart sineması daha kapanmamış. ben de okuldan gelmişim eve. ama anahtarım yok. annem yok evde. hava yağmurlu. kaldım sokakta. napayım diye düşünürken sinemaya gitmek aklıma geldi. kafadan 2 saat vakit geçecekti.

indim apartmandan gittim sinemaya. bütün filmler başlamış. hiç unutmam sadece mulan diye çizgi sinema var hemen başlayacak olan. ya da bir saat beklemeyi göze alacaktım. tabi göze alamadım. hiç istemeyerek de olsa bir bilet aldım. umarım kimse yoktur sinemada diye dua ediyordum. çünkü tam bir rezillik. resmen çocuk sineması ama büyüklerin de izleyebileceği türden bir şey değil. mesela ice aging falan olsa neyse hastasıyım. aslan kral bile iyiydi yani. ama mulan değil.

neyse girdim salona. daha orta okul çocuğuyum tabi. baktım salona en önde 4-5 kız oturmuş salak salak gülüyorlar. ben yaşlardalar. ama salaklar. muhtemelen sokakta kaldıkları için gitmediler filme. severek geldikleri belli. sonra 18-19 yaşlarında iki sevgili geldi. ortalara oturdu. ama ben bu arada fark edilmemek için salonun en kenar koltuğuna oturdum ve çömdüm resmen. kimse fark etmiyor beni. karanlık da. aradan izliyorum. film başlayana kadar yanlış hatırlamıyorsam 8 kişi olduk. film başladı.

bomba bomba bölümü:

film başladıktan biraz sonra kapı açıldı ve beyaz bir ışık geldi kapı tarafından. 22-23 yaşlarında taş bir kız ve sevgilisi girdi içeri. böylesine salakça bir filme seyir amaçlı gelmediği çok açıktı. beni görmesinler diye daha da çömdüm. yer gösterici bahşişini aldı, oturana kadar çift, süzdü onları. kıl bir şeydi yer gösterici. neyse konumuz o değil. ben iyice çömdüm. görmediler beni. 2 sıra arkamda ve ortaya doğru oturdular. bense duvar dibinde idim. tabi hemen başladılar öpüşmeye. hiçbir şey umurlarında değil. bir de o filme giden bilir. mulan çizgi sineması karlı bir yerde geçiyor. savaş falan da var. karlı yerde geçtiğinden beyaz perdeden yansıyan beyazlık salonu aydınlatabiliyor. o sebeple naptıkları çok belli. önlerinde olduğumdan görebiliyorum. öpüşme, göğüs yalama falan derken bunlar iyice gaza geldi.

kız zaten mini sayılabilecek bir etek giymişti. kalktı koltuğundan ve herifin kucağına oturdu. sonra anlaşılan herif dalgayı fermuarın ordan çıkardı ve resmen işe koyuldular. tabi benim için seyir zevki inanılmaz bir nimet. daha ortaokul çocuğuyum. ergenliğe yeni girdiğim dönemler. şevkle izliyorum. hatunu herif baya baya hoplatıyordu. sonra bir anda ışıklar yandı ve film arasına girildi. yer gösterici puştmuş meğer*. direk daldı içeri. amacı zaten uygunsuz bir şey görebilir miyim düşüncesi olmasa ışık yanar yanmaz dalmazdı içeri. direk bunlara baktı. kız kalktı. göğüsler hafiften dışarda, etek dağılmış falan. ama komik olan şey herif dalgayı içeri sokamıyor. düğmeyi açmamış. sadece fermuarı açmış ve dalga dışarda. içeri sokamıyor. enteresan bir rezillik durumu. o duruma düşmek istemem. herif arkasını döndü düzeltti, kız kendine çeki düzen verdi. o ara beni gördüler. salonda olduğumdan haberleri dahi yoktu. izlediğimi anladılar. enteresandır elemanla göz göze gelirken gülümsedik. anlık bir şeydi. sonra koşar adım çıktılar.

önde oturan o salak kız tayfası elemanın dalgayı görünce çığlık attılar. ona hala gülerim. ve aklıma "yarak var yer misin" esprisi gelir. öyle bir anıydı işte. çok ateşliydiler ama.
dudaklarında kırmızı ruj bulunan erkek, saçları çarpılmış gibi dağılmış kız, birden yanan ışıklardan rahatsız olmuş basılan mart kedileri gibi bakan dört adet göz..
yahşi batı filmindeyseniz ağzınızdan lafı cem yılmaz çalar.
(bkz: şimdi işin yoksa 10 dk ara)
neyse 10 dk sonra devam ederiz, diyemeyeceğiniz durumdur.
(bkz: buda mı gol değil)
sevgiliyle sinemada yiyişenler için sorun çıkartabilecek bir durumdur. gerisi için sorun yoktur.
ilk 45 dakika sona ermiştir. *
Işıkların açılıp öylece ortada kalma durumu.
Genelde bomboş seanslarda yaptığımdan beni pek bozmayan bir gelişme.