bugün

görsel

Mutluluk bazen sevgililer günü gecesi,

doyuran çorbacısında,

Pide üstü eritme peynirli,

tuzlama işkembe çorbasından geçer

(Cemaat aç olan gelsin)
her sene annemle birlikte geçirdiğim yalnız bu sene ciddi anlamda yalnız kalacağım üfürükten teyyare bir gündür. sevgilim yok da ondan bok atıyorum sanmayın. varken de annemle geçirdim. alır pastaneye götürürüm, hediye alırım, sinemaya gideriz falan. gözlerindeki mutluluğu hiçbir sevgiliye değişmem. ve işbu entry sadece yazarı ilgilendirecek kadar subjektif. evet.
abi o gün... hiç biriniz yanıma gelmesin. ne sevgilisi olan; "ay çok güzel bi gündü, bi masa hazırlatmış... görmen lazım" muhabbeti yapsın; ne de sevgilisi olmayan: "sevgililer günü aslında kapitalizmin bir oyunu biliyon di mi" tarzı teorilerle beni meşgul etsin.

allah aşkına "sevgililer günün kutlu olsun bifincancay" da demeyin. dini bayram mıdır lan bu? ne değişik insanlarsınız anasını satiim.

gelmeyin. defolun gidin. küfür ederim bak. gelmeyin.
görsel
insanoğlunun yaradılışında öksüz bırakılan bir taraf var ise, bu, kesinlikle kişinin içinde vuku bulan hislerin ve duyguların tam manasıyla yansıtılamayacak ve idrak edilemeyecek olmasıdır. Çok yönlü bir beyin ve kemiksiz bir dil ile idare etmesi öngörülen insanoğlunun tembelliğini açığa vuran en bariz konulardan biri de, şimdilik hislerin ve duyguların yansıtılabilirliği üzerindeki başarısızlığıdır.

Aristoteles'e göre; "Kendini bilmek, tüm bilgeliğin başlangıcıdır." kişi yalnız kalmadığı vakit derinliklerinde barındırmakta olduğu şeyleri açığa çıkaracak "soruları keşfetmeyi" başaramaz. Kişi, henüz kendisinin kim olduğu hakkında bir tanım yapamazken, arzularının sebeplerini ve doğuş noktasını keşfetmek adına henüz bir adım atmamışken karşısındaki insan için uzun vadede mutlak "negatif kaynak" pozisyonunda bulunacaktır.

Dil, her ne kadar esnek ve kemiksiz olsa da beynin kıvrımlarından destek almadığı sürece yararsız bir et parçasıdır ve çoğu zaman zararlıdır da. Kanaatimce, kişi kendini tanımaya başlarken dil ve fikirleri/düşünceleri hatta kabaca beyni ile sağlam bir şekilde bağlantı kurmak zorundadır. Bunun amacı "sosyallik" adını verdiğimiz, günlük rutin ve suni konular üzerinde pratik refleksler ile efor sarf etmek değil, kendine cevaplamakta zorlanacağı ve bu zorluk sonucunda "farkına varılabilecek" olguları/şeyleri açığa çıkarmak maksadıyla sorular üretmektir. *
Kendi üzerinde uğraş sarf eden kişinin zihninde toparlamış oldukları ve belki de artık "kriterleştirdiği", "kendince" doğruluğundan emin olarak kalıplaştırdığı fikir ve düşünceleri sayesinde, yine kendi içerisindeki "
hisleri ve duyguları "daha belirgin ve anlaşılır" bir şekilde yansıtacaktır. J.j. Rousseau'ya göre; "dünyadan başka kitap, hayattan başka eğitim yoktur." kendi içimde haklılık payı verdiğim bu düşünceyi hepimizin ruhuna yapışmış ve ya yapışmak adına uğraşan taklit denilen kavramla eşleştirmek istiyorum. Bu taklit denilen olaydan tek kurtuluş, yine kişinin yaşantısı üzerindeki olay/olguları okuyabilmesi ve yorumlayabilmesidir, bunun sonucunda ise büyük ölçüde özgünlük doğar.

ikili ilişkilerde her daim gerek fikirsel/duygusal gerekse ruhsal "berraklığın" savunucusu olan ben, her ne kadar bundan sebeple problemler yaşıyor olsam da henüz bu düşünceden vazgeçmek namına geçerli bir sebeple tanışmış değilim. Yorgunluğun verdiği nahoşluk ile spontane olarak satırlara dökme gayretinde bulunduğum fikir ve düşüncelerimi günün özelliğine dayanarak, gerek genç gerek olgun sevgili ve çiftlerimize atfetmek niyetindeyim. Yukarıda bahsettiğim "berraklığı" keşfedin, en azından çaba sarf edin. Bu berraklığı önce kişiliğinize sonra "ortak ilişkinize" kazandırmanızı tavsiye ederim. sevgililer gününüz kutlu olsun.
anlam bakımından düşünüldüğünde özele özel katılan saçma gün. sevgililer, anneler , babalar, öğretmenler özel şeylerdir zaten, bir de bunun güne sıkıştırılması manasız. ben şimdi desem ki niye yalnızlar günü yok o zaman diye, o da saçma olur. madem bu kadar saçmalık var keşke o da olsaydı bari. ben özel gün olarak, bir doğum günlerini, bir de evlilerin kendi aralarında ki evlilik yıl dönümüne eyvallah derim. asıl özel gün o'dur aslında. sevgililer, anneler , babalar günü bir tek o gün mü, diğer günler ne peki demiyorum, elbette ki diğer günler de değersiz hissettirmeyenleri vardır ama, göze sokmanın hiçbir manası yok.
hiç hediye almamıştım ona şimdiye kadar,ama 10 yıldır biribirimizi severdik çocukluk aşkımdı lan o benim.hiç arayıpda kutlamamıştım sevgililer gününü,ama 10 yıldır sevgiliydik,pardon!bir keresinde aramıştım,oda askerdeyken,kutlayım demiştim,çok sevinmişti lan hemde çok.uzun süre konuşmadık sebebini bilmedigim bir şeyden ötürü küsmüştük,en son sevgililer gününde özelden bir numara aradı beni,bu o olmasın lan dedim kendi kendime,sevinmiştim lan!hemde ne çok sevinmiştim.
-alooo
-aloo!suskun abi,ben mehmet
-buyur mehmet,nasılsın
-iyiyim agbi,sen nasılsın
-iyidir mehmetim neyapalım aynı devam ediyoruz işde
-abi,zeynep abla bugün nişanlandı.
bogazıma birşeyler dügümleni verdi,telefon elimden düşmüştü,sadece etrafa bakakaldım öylece,sevgilisi ile gezenlere,birbirlerine hediye alanlara,sevgililerin bir birlerine hediye aldıkları bir günde,bizim sevgiliden aldıgımız hediyeye bak,bir nişan haberi.
sevgililerin en mutlu günü,benim için ömür boyu unutamayacagım en acı gün olarak kalacak
işin garip tarafı.dügününü ise benim dogum günüme denk gelmesi,ulan şu dünyada,bizim yaşaya bilecegimiz,eglene bilecegimiz bir gün yokmu lan!
"bir kız sevdim gençligimi çaldı,bir gün aldıgım birhaber ile gelecegimi çaldı"
görsel
kapitalist yaşam tarzının dayatmalarından bir tanesidir, tüketimi artırma amaçlıdır.zira akıl sağlığı yerinde olan hiç bir insanın sevgisini göstermek için böyle bir güne ihtiyacı yoktur.

sevgililer günününde aktivite peşinde olan sevdicek ani bir hareket ile terk edilir.
(bkz: geldi yine tipini siktiğim)
görsel
*Duydun mu yarın sevgililer günüymüş...?
- Niye ki artık gençler günlük mü seviyorlarmış ?
bugün sevgililer günü...
tıraşımı oldum. en güzel takım elbisemi giydim. bu özel günde şık olmalıydım. dışarı çıktım. içimde bir mutluluk bir sevinç...
güzel bir çiçek demeti yaptırdım. bir kutu da yine onun sevdiği çikolatadan alıp yola koyuldum.
duraktan otobüse bindim. yaşlı ve konuşkan bir teyzenin yanına oturdum. bana ve elimdekilere bakıp gülümsedi.
+bunlar sevgiliye mi?
- evet
+sevgilin güzel mi?
-hemde çoook!
+boyu boyuna, huyu huyuna uygun mu?
- cııkk!
+nasıl yani?
-çok huysuz, aksi, yaşlı, hasta ve çekilmez biri. ama ben yine de onu çok seviyorum.
+??!!!!

şakayı daha fazla uzatmadım. sevgili falan olmadığını, yaşlı anneannemi ziyarete gittiğimi, onu çok sevdiğimi söyledim. bunları anlatınca hiç beklemediğim bir şey oldu. bu yaşlı ve yorgun teyze duygulandı. gözleri doldu. ineceğim yere geldiğimde ani bir kararla elimdekileri kucağına bırakıp bir şey söylemesine fırsat vermeden hızlıca aşağıya indim...
görsel
Sevgililer günü inanisim bu olmaya başladı gençler.
sevgiyi bir güne sığdırdığını düşünenlerin kutladığı, valentinus adlı hristiyan azizin öldürüldüğü günü yad eden hristiyan paganizmi içeren gün.

orijinal ismi için (bkz: Saint Valentine s Day)

sevmek mefhumu, bir güne sığmamalı. sığıyorsa sevginizde bir sorun var demektir.