bugün

(bkz: max weber)
(bkz: protestan ahlakı ve kapitalizmin ruhu)
insanın kendi çıkarını en üst seviyeye çıkarması gerektiği noktada ucunda havuç olan oltayı tutmakta olan piyasa kontrol edicileri , piyasa içerisindeki yarışçıların alfabenin beş harfini (a,h,l,a,k) unutmalarına neden olur. bu durumda işin meşrulaştırılması demokrasiye falan bağlanarak işin içinden çıkılır.
serbest piyasa ekonomisine eklemlenmiş olan vakıflar, hayır kurumları, stklar... insanlara, topluma "sakin olun lütfen, bakın birileri gereğini yapıyor, yardımlar toplanıyor, yoksullar doyuyor, hastalar iyileşiyor..." mesajını verip sorunun kökenine inmeyen bir nevi değirmene taşıma su taşıyanların örgütlenmeleri işlevini görürler. burjuva ahlakı bunun için kah dini günler ya da ayinlerden, kuruluşlardan yararlanırlar**(ramazan bayramı, kurban bayramı, şükran günü, camiye/kiliseye yardım vb.) kah çeşitli afet, salgın ve savaş hallerini desteklerini artırmak için propaganda unsuru haline getirerek rahatlıkla yapabilirler. medya manipülasyonu da devreye girdiğinde başarıya ulaşmışlar demektir. ancak "yardım" adı altında topladıkları, bilhassa tefeciliğin kurumsallaşmış hali olan bankaların ayakta durmasına katkıda bulunur, ayrıca vijdanlar da rahatlamıştır, oh. ve yine bu bankalar, aynı zamanda borçlandırarak ve polis gücünün de desteğini alarak borçlandırdığı insanların evlerini barklarını elinden alarak yoksullaşmalarına vesile olurlar; silah tüccarlarının gözbebeğidirler, sermayelerine ellerinde bulundururlar ve doğal olarak savaşların çıkma sebebidirler; sağlık sorunlarına da adı çeşitli biçimlerde karışan uygulama* veya şirketlere* sermayedarlık ederler. yani sorunları kendi varoluşunu sürdürmek için kendi yaratan ekonomik sistem, suçlu olduğu alenen görülmemesi için bu tip kurumları maske/perde olarak kullanır; başarılı da olur.