bugün

ask ve sevgi denen illetin bir bedeli oldugu belli oldugu hemde en agir bedel oldugunu beyan eden söz öbeği.
atlas' ın manen ettiği kelam. kamburu çıkmış sevgisinden.
bazen bu bedel hiç ödenmez, ödenemez. altında ezilir insan, bir türlü kendini doğrultamaz...

yazıktır, acıdır, acıtır...
sevdigi, asik oldugu kisi yuzunden cok aci ceken, cok bedel odeyen kisinin sevdigine isyan cumlesi. sitem degildir aslen, sessiz bir cigliktir sadece. sevilen duysun diye soylenen degil, aciyi kendine haykirma cumlesi.

yildiz tilbe'nin vazgectim sarkisinda gecer.
(bkz: seni sevmenin bedelini ağır ödüyorum)
bakkala yazdır.
içinden son sesle bağıra bağıra söylenen ve sevdiğine isyan etmenin hat safaya çıktığı anlarda kurulan bir cümledir. bu cümle gerçekten ağız ve dil yolu kullanılarak haykırış olarak kurulsada bi önem arz etmez, çünki o seni duymayacak kadar uzakta bir yerdedir ve sadece boşa efor sarfetmekten başka bir işe yaramaz. ayrıca çevreden dönecek olan ve "delimisin bilader ne bağırıyorsun, ağır ödüyorsan git ona söyle burda boş boş bağırma" tarzındaki bakışlardan alacağı utangaçlık ve pişmanlık duygusuda bir süre sonra zat-ı muhtereme zarar verecektir. yani içinden söylemenin daha marjinal fayda sağlayacağı aşikardır.

Not: kişiden kişiye değişmekle birlikte genellikle Ahmet Kaya'nın yalan da olsa isimli parçası dinlendiğinde bu duygu daha da baskınlaşır.

(bkz: yalan da olsa)
+ seni sevmeyi ağır ödüyorum.
- demek ki artık ödeşme zamanı.
+ anlıyorum seni de, ya benden bozukluk çıkmayacak.
- veresiye almıyorum ben, kusra bakma.
+ ödemeyeceğim ben de.
- ödemezsen ödeme be, geri zekalı.
+ sensin o, artık sevmiyorum seni. o zaman ödeyecek hesabım da kalmadı.
- ben seni hiç sevmedim ki, seven sendin hep.
+ bak görüyor musun? asıl sen borçlusun bana.
- ne borcundan bahsediyorsun sen?
+ sevmiş gibi yapma borcu, hadi sökül paraları.