bugün

köyün yaşlı semercisi bekir usta ölmüştü. tüm eşekler köy meydanında toplandılar, tepinmeye, oynamaya başladılar.
yaşlı, hasta bir eşek duvar dibinde düşünüyordu. ona geldiler.
'haberin yok herhalde, semercimiz öldü.' dediler.
'ne olmuş öldüyse?'
'artık sırtımız yara bere içinde kalmayacak, özgür olacağız!'
'nasıl bir özgürlükmüş bu?'
'semerci olmayınca artık sırtımıza semer vurulmayacak, kırda bayırda istediğimiz gibi dolaşacağız...'
yaşlı eşek gülmüş:
'şaşarım aklınıza ' demiş, 'bugün sevinçle tepineceğinize, aslında yas tutmalısınız. bekir usta iyi kötü sırtımızın ölçüsünü biliyor, bizi rahatsız etmeyecek semerler yapmaya çalışıyordu. yarın bir acemi semerci getirirler, sırtınız yaradan kurtulmaz. iyisi mi, siz semerciden değil, eşeklikten kurtulmanın yollarını arayın. eşek kaldıkça, sırtınıza bir semer yapan bulunur.'
bugünlerde tekrar tekrar hatırlanması gereken hikayedir. mehmet akif nazım hikaye şeklinde şiirleştirip, asım şiirinde köse imamın ağzından anlatmıştır.