bugün

Çetin Altan'ın 1965 seçimlerine rahmetli Mehmet Ali Aybar'ın Türkiye işçi Partisi'nden aday olarak katılıp milletvekili olduğunu hatırlayan var mı?
Ben ise, o seçimlerden kalma bir anekdotu hatırlayanlardanım.
Çetin Altan miting meydanında konuşurken, seçmen topluluğunu uyarıyor:
- Oylarınızı kullanırken dikkatli olun, dünya çok değişti, ülkeleri yönetmek çok zorlaştı. Geçenlerde Sovyet semalarından Alaska'ya uçan yaban kazları, Amerikan radarlarında savaş uçakları gibi görünmüş. Amerikalılar tam nükleer başlıklı füzeleri Sovyetlere göndereceklerken, ABD başkanı ile Sovyet lideri kırmızı telefonda konuşup, 3'üncü dünya savaşını önlemişler. Seçeceğiniz kişiler çok bilgili çok dirayetli olmalı. Dünya çok değişti…
Çetin Altan'ın bu sözleri meydandaki kalabalıktan müthiş bir alkış tufanı gelmesine neden oluyor. Alkışlar dinmiyor.
Çetin Altan şaşkın… Kitlenin bu konuşmayı neden böyle coşku içinde karşıladığını anlamaya çalışıyor. Birazdan da anlıyor. Kürsünün arkasına gelenler, onun omzunu sıvazlayıp, "Bravo, çok cesursunuz. Başbakana açık açık kaz dediniz" diyorlar.

Ya inanmıyorlarsa?
Peki içinizde Turan Güneş ve Ekrem Alican'ın 1957 seçimlerinde Hürriyet Partisi'nin Kocaeli adayları olduğunu hatırlayan var mı?
Bana rahmetli Turan Güneş anlatmıştı o seçim kampanyasında yaşadıklarını.
Güneş ve Alican hangi meydanda konuşsalar, kalabalıklara iktidardaki Demokrat Parti kadrolarının kokuşmuş olduklarını, rüşvet ve yolsuzlukların ayyuka çıktığını anlatıyorlar. Onlar "Bu iktidar hırsız" dedikçe kalabalıklar alkışlıyor onları.
Sonra seçim yapılıyor. Oyların büyük çoğunluğu Demokrat Parti'ye çıkıyor. Hürriyet Partisi ise ancak birkaç bin oy alabiliyor.
O gece Ekrem Alican, Turan Güneş'e soruyor:
- Turancığım, biz "Bunlar hırsız" dedikçe halk bizi alkışladı. Peki neden oylarını bize değil de Demokrat partiye verdiler?
Turan Güneş, bıyığının ucunu çekiştirip gülüyor, cevap veriyor Alican'a:
- Biz "Bunlar hırsız" dedikçe, bizi dinleyen halk "Biraz da biz çalsak" diye ellerini çırpıyordu... Ya da bize inanmıyorlardı.
Söylemek istediğim şu…
Meydanlarda seçmene söylenenler, eğer gerçekten bir değişim beklentisi varsa, amacına ulaşır.
Siz siyasetçi olarak istediğiniz kadar atın tutun. Hatta ipin ucunu kaçırıp, meydana ilmikli idam ipi de atın isterseniz.

Soykırım mı?
1980'lerin sonundaki bir Trakya gezisinde rahmetli Aydın Güven Gürkan, ay çiçeği alım fiyatlarının düşük olduğunu vurgulamak için yeterli şiddette bir söz bulamayınca, "Bu kadar düşük fiyat vermek soykırımdır" demişti. O sırada Bulgaristanlı Türkler Jivkov yönetimi tarafından yok edilmek istendiği için, "soykırım" sözcüğü çok kullanılmaktaydı.
Gürkan ay çiçeği fiyatları için de "Soykırım" deyince, hepimiz gülümsemiştik.
Hep Kandıralı Demokrat Partilinin 1950 seçim kampanyasında ismet inönü için "ismet Paşa asker kaçağıdır" diye konuştuğunu hatırlatırım. "Hem paşa, hem asker kaçağı diyorsun" diyenlere de, "Ne yapayım, onu sevmiyorum. En kısa yoldan böyle anlatıyorum bunu" cevabını vermiş ya.
Baksanıza Prof. Dr. Erbakan da Flaş TV'de, "AKP'ye oy vermek, cehenneme bilet almak gibidir" diye konuşmuş…
Ne dersiniz? Bu seçimde AK Parti'ye oy verenler, bileti sadece "gidiş" mi, yoksa "gidiş-dönüş" mü kestirecekler?.. Çünkü bazı partiler muhalefete düşünce bir türlü iktidara geri dönemiyorlar ya.

mehmet barlas