bugün

hiçbir sağcı kabul etmeyecektir eminim lakin gerçeğin ta kendisidir bu.

ilk önce hiç kendi düşüncelerimi dile getirmeden biri sağ, öbürü sol görüşlü şairden örnekler verceğim.

sağ görüşlü şairimiz tahmin edilebileceği gibi n. fazıl kısakürek. ismet paşadan zerre nisabında hazzetmez. aşağıdaki şiiri kaleme almış onunla ilgili:

ihtilal acentası...
Solun tam da ortası.
Moskof'un oltası..
Eli, zulüm muştası.
Tek ümidi, cuntası

inkılap, avantası...
Nemrut, onun atası...
Ölüm yolu, rotası..
Namlı servet çantası..
Ünlü küfür softası..

(1968)
Necip Fazıl Kısakürek

şimdi bir de nazım hikmet'in adnan mendersle ilgili bir şiirine göz atalım:

Şaşkınlığın bu kadarına doğrusu ya pes.
Bindiğin dalı kesiyorsun Adnan Menderes.
ille de asıp kesmek geliyorsa içinden
Ezmekte devâm et Barışçılar'ı, ama sen
Meselâ Yalçın'ı da tıkıyorsun deliğe (1)
ihtiyarcık sana azıcık cilve yaptı diye,
Git, koş, elini öp, af dile, yüzünü güldür,
O, yalnız altın kafeslerde öten bülbüldür.
O, matbaalar yıktırıp kitaplar yaktıran, (2)
O, büyük demokrat, O, hürriyetçi kahraman,
Moskova'yı atomlayalım diyen insancı...
Kendine acımazsan bize bir parça acı.
A be Adnan Menderes, böyle bir dal kesilmez,
Böyle şaşkınlıkların sonu da iyi gelmez...
Şu muhalefetle de alıp veremediğin ne?
Niye öyle hışımla yürüyorsun üstüne?
Kore'ye asker gönderdin de "Hayır" mı dedi?
"Kan aktı hesabı sorulmalıdır!" mı dedi?
Orduyu emrimize verdin, ses çıkardı mı?
"Olmaz olsun" mu dedi Amerikan yardımı?
Feryat mı etti "istiklâl elden gitti" diye?
Zavallı, sımsıkı sarılmış demokrasiye :
"Başvekil merasimsiz karşılanmalı" diyor. (3)
Bir de bazan coşarak "Hayat pahalı" diyor.
Bu aksoylu muhalefeti ezilir görmek
Türkün Batılı dostlarını pek üzüyor pek. (4)
Şaşkınlığın bu kadarına doğrusu ya pes.
Bindiğin dalı kesiyorsun Adnan Menderes.

Hani, her işte bizden örnek alacaktın ya?
Hürriyet nizamına sâdık kalacaktın ya?
Vaadettin tanımadın işçinin grev hakkını.
O hakkı bizim tanıdığımız gibi tanı.
Elli istiyorlarsa ateş aç, sonra beş ver.
Ama ufak tefek grevlerde anlayış göster.
Sendika liderlerinizin birçoğu zaten
bizde olduğu gibi emir alır polisten.
Niye telaşlanıp kaybedersin vekarını?
Hem de kırarsın liderlerin itibarını?
Şaşkınlığın bu kadarına doğrusu ya pes,
Bindiğin dalı kesiyorsun Adnan Menderes.

Senin bindiğin dallar ve bindiğimiz dallar,
Unutma bu dallardan başka asıl ağaç var,
öfkeyle homurdanan yarı çıplak, yarı aç,
bizi silkip atmaya fırsat kollıyan ağaç...

aradaki fark bence aşikar. birinde politikayla ilgili hiçbir şey yok. tamamen baştan aşağı kişisel özellikler bazında hakaretler edilmiş. diğeriyse tamamen eleştirel bir şiir.

ismet inönü hakaret davası açsa yüklü bir tazminat alabilir fakat adnan menderes avcunu yalar şu durumda.
(bkz: kalite farki)
(bkz: dusunce farki)
(bkz: türkiye nin elestirel bakistan yoksun olmasi)
necip fazıl'ın edebi yeteneğini eleştirebilme cüretini gördüğümüz püsür. oha! ulan git nazım hikmet'e sor, o seni kovalar böyle soru sordun diye.

bir kere iki şairin üslupları farklıdır; biri uyak ve hece ölçüsüne uyar, diğeri serbesttir. ayrıca bir şiirde uzun mısralar olması mıdır onu güzel yapan? lan düşünüyorum düşünüyorum da bu kadar yüzeysel bir eleştiri gerçekten kaydedilip saklanmalı arşivlerde.

ayrıca üstadın bahsi geçen şiirinde akrostiş sanatı icra edilmiş, şiirin adı zaten akrostiş. tabii bilmiyorsun akrostiş ne demek; ilk harflere baksana!

necip fazıl'ın inönü ve menderes hakkındaki yorumlarını da içeren dönemine eleştirel bakış attığı -şiir değil de- nesirleri de bulunmaktadır. kitap diyorum yani, kitap!
en guzel ornegini bir sozluk yazarimsisinin actigi baslikla anlayabilecegimiz dogrulugu kesin gorustur. altina imzami atarim.

(bkz: dursun onkuzu ve deniz gezmis arasindaki farklar)
olaya nazım hikmet tarafından da necip fazıl tarafından da sevilmeyen bir kişi olan ahmet emin yalman konusunu tartışarak bakarsak daha belirgin olacaktır iki fikir adamı arasındaki fark.

önce wikipedia dan ahmet emin yalman'ı tanıyalım.

Ahmet Emin Yalman 1888 yılında Selanik'te doğdu. istanbul Alman Lisesi'ni bitirdi. 1907 yılında istanbul Hukuk Fakültesinde öğrenciyken Sabah gazetesinde çalışmağa başlayarak gazeteciliğe ilk adımını attı. 1910 yılında Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu ve ABD'ye giderek New York kentindeki Columbia Üniversitesi'nde gazetecilik ve felsefe dallarında doktora yaptı. 1914 yılında istanbul'a dönerek istanbul Üniversitesi'nde Ziya Gökalp'in yanında sosyoloji asistanlığı yaptı ve 1916-1920 yılları arasında Siyasal Bilgiler Fakültesinde ders verdi. 1917 yılında Mehmet Asım Us'la birlikte Vakit gazetesini çıkarmağa başladı. Ancak 1920 yılında istanbul'u işgal eden ingilizler tarafından yazılarından dolayı Malta'ya sürüldü.

Cumhuriyet'in ilanından sonra 1923 yılında Vatan gazetesini çıkardı. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası yanlısı yazılarından dolayı 1925 yılında istiklal Mahkemelerinde yargılandı. Vatan gazetesi kapatıldı. Yalman 1925-1935 yılları arasında diğer Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası yanlıları gibi siyasetten uzaklaştı. 1936 yılında Zekeriya Sertel'le birlikte Tan gazetesini satın alarak bir süre çalıştırdı. Diğer Tan gazetesi sahipleriyle olan görüş ayrılığından dolayı gazeteden ayrıldı. 1940 yılında tekrar Vatan gazetesini çıkarmağa başladı.II. Dünya Savaşı sırasında müttefikleri öven ve Nazileri yeren yazılar yazdı. Vatan'ın tirajı 100.000'e kadar ulaştı.

Ahmet Emin Yalman 1952 yılında bir suikaste hedef oldu. Henüz bir lise öğrencisi olan Hüseyin Üzmez Malatya'yı ziyaret etmekte olan Ahmet Emin Yalman'ı ateş ederek ağır yaraladı. Üzmez suikastten sonra teslim oldu ve 20 yıl hapse mahkum edildi. Ölümden geri dönen Yalman Hüseyin Üzmez'i cezaevinde ziyaret etti. Ahmet Emin Yalman Demokrat Parti'nin ilk yıllarında DP yanlısıydı. Ancak sonraki yıllarda DP'yi eleştiren yazılar yazmağa başladı. O yüzden 1959 yılında 15 ay hapse mahkum oldu. 27 Mayıs Devriminden sonra serbest bırakıldığında ABD'deki California ve Georgia Üniversitelerinden Great Courage Award (Büyük Cesaret) ödülü aldı. Devrimden sonra Vatan'ın tirajı azaldı. 1961'de bir süre Hür Vatan gazetesini çıkarmayı denedi. Ama yeterince okuyucu bulamayınca 1 yıl sonra bu gazeteyi de kapattı. 1961'sonra çeşitli gazetelerde köşe yazıları yazmakla yetindi. 1967 yılında devlet kültür ödülünü aldı. Yaşamının son yıllarında hatıralarını 4 ciltlik bir kitapta toplayarak Yakın Tarihimizde Gördüklerim ve Geçirdiklerim adıyla yayınladı. 19 Aralık 1972 tarihinde istanbul'da öldü.

Kişi hakkında daha detaylı bilgi edinebilmek için isteyenler araştırma yapabilirler. zira burası kütüphane değil sadece bir sözlük.

Zaten bizim için ahmet emin yalman'ın kim olduğu da önemli değil. konumuzla ilgili olarak bu kişiyi önemli yapan şey nazım hikmet tarafından da necip fazıl tarafından da sevilmeyen biri olması.

şimdi komünist şair nazım hikmet'in ahmet emin yalman hakkında söylediklerine bakalım.

selanikli osman efendi
keskin muhasebecilerdendi
ama o da yanıldı ömründe bir kere
yanlış bir tohum atıp rahm-i madere.
bu tohum dünyaya çıkıp insan biçimini aldıysa da,
boyu bir karış kaldıysa da,
öyle haltlar yedi, öyle işler karıştırdı ki
sövdüler kabrinde bile babası osman efendiye.
osman efendi, ahmet emin adını takmıştı tohumuna,
ahmet emin, yalman'lığı kattı buna
ve ahmet emin yalman
önce alaman oldu sonra amerikan.
ona göre her devirde, her zaman
satılacak bir gazeteydi "vatan"
ve hazret sattı vatanı.
hapse atacaklarmış ahmet emin yalman'ı
amerikana yaranmaktaki rekabet yüzünden.
hapisteki hırsızlara acıyorum ben,
ahlâkları bozulacak
emin beyle aynı damda yaşayarak...

nazım hikmet 1959

(rahm-i mader: anne rahmi)

şimdi cile insanı necip fazıl'in ahmet emin yalman hakkında yazdıklarına bakalım.

dönme, türk ırkının içinde frengi mikrobundan daha hain bir suikast metodunun sahibidir.... sen islam ve iman davasının baş düşmanı, baş suikastçi, baş haini bir alçaksın, alçak sıfatına yükseklik verecek kadar alçaksın; ve bu davaya karşı küfür ve delalet safının serdümenisin.... ey cihanın baş çıfıtı, çıfıtların çıfıtı!. allahın kuranında belhum adal diye tarif ettiği, hayvanlardan ve necasetten adi, insanlık yüz karası ahmet emin yaman! ...sen bizzat bir dönmenin bana dediği gibi başı hiçbir vincin kaldıramayacağı kadar boynuzla dolu meşhur ve müseccel bir deyyussun.günü gelip de mütemadiyen bu milletin hıncını tahrik eden, ızdırapları tuğyan halini alınca bu baylar, her fare deliğini kaç paraya satın alacaklarını şimdiden düşünsünler ve beklesinler!

(çıfıt: yahudi anlaminda olan fakat daha cok asagilama amaciyla kullanilan bir kelime)
(belhum adal: aşağıların aşağısı, hayvandan da aşağı gibi anlamlara gelen arapça bir tabir)
(necaset: pislik, dışkı)
(deyyus: karısının namuzsuzluğuna göz yuman, aldırış etmeyen kimse)

yorumsuz...
sağ zihniyeti yobaz olarak gören,faşist olarak algılayanların eleştirel bakışı sorgulayacak zekaya sahip olup olmadıklarını merak etmemi sağlamıştır bu başlık.
solun daha yobaz olduğu gerçeğini değiştirmiyecektir.
önermeyi destekleyen açıklamada üstadın ismet inönüyü akrostiş bir tarzda eleştirdiği şiir örnek verilmiş, ancak kendisinin bu konuda yazdığı eserlerden hiç bahsedilmemiş. evet baktığınız zaman sağ eleştirel bakıştan yoksun gözükebilir ancak bunun nedeni sağ zihniyetin medya ambargosuna maruz kalmasıdır. bir nedeni daha vardır ki o da; sosyalist devrimci veya daha da genelden konuşacak olursak solcu kardeşlerimizin yalnızca kendilerinin düşünme ve eleştirme yetisine sahip oldukları yanılgısı içinde olmalarıdır. vel-hasıl güzel kardeşim bu önerme külliyen yanlıştır.

sonradan gelen edit: ilk cümleden hiç bir sağcının kabul etmeyeceğini biliyorum diyerek gelen cevaplara ben demiştim havasıyla yaklaşmayı düşünüyorsan ve bunu kazanılmış üstün bir zafer olarak görüyorsan çok basit olmuş kardeş.

daha sonradan gelen edit: (bkz: forum mu lan burası)