bugün

"Siyasette sağ ve sol gibi kavramların öldüğünü iddia edenlere dikkat edin, bu kişiler aynı zamanda solun tanımını değiştirmek için de ellerinden geleni yapanlardır. Sovyetler Birliği çözüldükten sonra “ideolojilerin sonu” diye bir yaygara kopardılar. Sosyalizm geçici bir yenilgi yaşamış, kapitalizm iktidara yerleşmişken ideolojiler öldü demek, “iktidardaki ideolojiye artık kimse dokunmasın, bir daha kapitalizm sorgulanmasın” demek değil midir?

Solculuk eşitlikten ve özgürlükten yana olmak, emekçilerin çıkarlarını savunmaktır. Bu tanımın yerine solculuk diye herkesin istediğini yapmasını, etnikçilik, kimlikçilik gibi kavramları yerleştirmeye çalışanlar büyük bir yalan söylüyorlar. Eşitliğin olmadığı yerde özgürlük nasıl savunulabilir? Güçlü ve güçsüzün olduğu bir ortamda istediğinizi yapmakta özgürsünüz dendiğinde ortaya güçlünün her istediğini yaparak güçsüzü ezdiği, kendi iktidarını sağlamlaştırdığı bir düzen çıkar. Parababalarının düzeninde emekçi halkın başına gelen işte budur.

Öte yandan, bugün “insanlar dinlerine, etnik kimliklerine göre tanımlansın” diyenler her şey olabilir ancak solcu olamaz. Yıllardır din ve millet uğruna milyonlarca kişinin kanını dökenler aynı şeyleri söylemediler mi? Solun mücadelesi aydınlanma, emeğin özgürleşmesi, insanlığın her türlü prangadan koparılması, insanın dini ve milleti için değil insan olduğu için değer kazanması mücadelesidir.

Emek sömürüsü, eşitsizlik, inanç sömürüsü ve gericilik var oldukça onlara karşı mücadele eden sol ve sosyalizm de var olacaktır. Ta ki, eşit ve özgür bir toplum kuruluncaya kadar..."

("sorularla tkp" dosyasından alıntıdır)

diğer sorular için bkz: http://www.tkp.org.tr/sorularla-tkp