bugün
- sokak hayvanları uyutulacak23
- bugün üike olarak resmi yastayız10
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl20
- galatasaray12
- türk kızları neden gülümsemiyor9
- rusların en iyi olduğu şeyler24
- icardi190536
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak12
- fenerbahçe büyüklüğü11
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı14
- bir şarkı sözü der ki12
- ankarayı öven tip14
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi19
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz17
- icardi1905'i silip atmak20
- afganistan yardımlaşma derneği başkanı15
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması13
- spor salonuna gitsem erkekler popoma bakar mı15
- sevgilinin kız arkadaş lobisi10
- escort ile evlenmek11
- şişmanlar ölünce nereye gider9
- ellerim bos gonlum hos12
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması12
- karınızla gratise gider misiniz10
- kilo almak için bik bikle evlenmek11
- alex de souza vs fred10
- cumhrbaşkanm sizi dünya yenemedi ben nasıl yeneyim15
- cehennemde türkçe konuşulur8
- 19 mayıs 2024 fenerbahçenin bütün oyunları bozması16
- iran'ın depremde yas ilan etmemesi9
- dondurma yalarken erkeklerin sürekli bakması8
- jayden oosterwolde11
- fenerbahçe'nin attığı golde faul olması17
- anın görüntüsü10
- karınız olsa döver misiniz9
- fenerbahçe15
- yeşil gözlü erkek olmak10
- hani u19 gelecekti ühühühühühühü10
- fulya öztürk9
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası43
- maldivlere gitmek varken eminönü nde takılan martı10
- dursun özbek19
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı12
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı101
- izmir sıcağı9
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur17
- karıya kıza doymuş erkek8
- mert hakan yandaş31
- ibrahim reisi13
- siz türkler şerefsizsiniz müslüman değilsiniz13
Tanım olarak şöyle diyebiliriz: kendini sanatsallıktan az veya çok olarak anlıyor addeden kimselerin, sanatsallıktan anlamayan ve sanatsallığa meyletmeyen kimseleri bu anlayışsızlıklarından ve meyil etmemeleri üzerinden sanatı nazara vererek yermektir.
Bu bahsedilen tutumu takınan bir çok insanı etrafınızda -ya da aynaya bakın- görebilirsiniz. Edebiyat, müzik, film gibi sanatlarda öne çıkan bu tavrın bir çok sebebi var. Bu tavrı takınan kesimin içinde samimi eleştiri getirenlerin olduğunu düşünsem de bir çoğunu elitist bir hale gark olmuş, yüzü gözü sözü tekebbür kokan, kendini havass, kitleleri avam gören fildişi kulelere hayran hayran bakan veya o kuleler de yaşayan kimseler olarak görüyorum.
Sanatsallığı festivaller veya bu işte ehil kimseler tarafından onaylanmış filmlerin halk tarafından gişe de bahsedilenin tam zıddı filmlerle kıyas edilmeyecek derecee teveccühe medar olmaması bu kimseleri bir hayli asabi eder. Bu tutumlarında elbette yer yer haklılar fakat atladıkları şey de bir hayli fazla.
Edebi değeri herkes tarafından kabul görmüş eserlerin de popüler eserler karşısında esamesinin okunmaması da bu kimseleri rahatsız eder. Atay, tanpınar, pamuk, kafka, marquez, zweig, dostoyevski, proust gibi yazarların eserlerinin popülerliğe yenik düştüğünü görmek bu insanların hayli canını sıkar. Ki bu durum bana da olmaktadır. Geçenlerde gittiğim bir sahafta tarık buğra'nın osmancık'ı ile ne idiğü belirsiz fantastik popüler bir roman yanyana duruyordu. o genç fantastik romana elini uzatınca içim acıdı. Sordum tarık buğra'yı okumamış. Allah'tan o gün bakış ve sözlerimle onun o kitabı almasına engel oldum. Belki başka bir yerde gidip almıştır ama en azından gözlerimin önünde almadı...
Bu tutumun eleştirilecek çok yanı var. EVine ekmek götürme derdiyle çırpınan, kiraydı pazardı parayı nasıl yetiştireceğinin hesabının yapan, işinden dersinden başına kaldıramayan kimseler için sanat damara enjekte edilmesi gerekli olan bir ilaç mıdır? Yoksa enjekte edilse de edilmese de farketmeyen Bir keyfiyette midir? Bunun cevabını herkes verebilir. Sanat bütün devirlerde böyle olmuştur. Onu sadece belirli bir kesim sırtında taşımıştır o kesimden uzak olanlar ise keyif olarak onu yaşamışlardır.
Halkı filmlerin gişelerine, kitapların baskı sayılarına, albümlerin satış rakamlarına bakarak yermek halkı anlamamaktır. Halk böyle şeyleri umursamıyor ki? bunu ben de çok yapardım fakat anladım ki halkın sanatla arasında, sanattan anlayan kesime göre, mesafe olması çok normal ve olması gereken bir şey. sanat gizli saklı bir maden gibi. Onu herkesin keşfetmesi yalnızca değerini azaltır. Ayrıca şunada kâniyimki, sanatın değerini azaltan bir başka şey de: ben bu madeni buldum bakın bakın ben de var sizde yok, diye naralar atmaktır. Bu gizli maden kibirli bir elde tiksindirici bir perdeye bürünür...
Bu entryi yazarken niyetim yargılara varmak değildi lakin kelimelerin gideceği yer belli olmuyor.
Bu bahsedilen tutumu takınan bir çok insanı etrafınızda -ya da aynaya bakın- görebilirsiniz. Edebiyat, müzik, film gibi sanatlarda öne çıkan bu tavrın bir çok sebebi var. Bu tavrı takınan kesimin içinde samimi eleştiri getirenlerin olduğunu düşünsem de bir çoğunu elitist bir hale gark olmuş, yüzü gözü sözü tekebbür kokan, kendini havass, kitleleri avam gören fildişi kulelere hayran hayran bakan veya o kuleler de yaşayan kimseler olarak görüyorum.
Sanatsallığı festivaller veya bu işte ehil kimseler tarafından onaylanmış filmlerin halk tarafından gişe de bahsedilenin tam zıddı filmlerle kıyas edilmeyecek derecee teveccühe medar olmaması bu kimseleri bir hayli asabi eder. Bu tutumlarında elbette yer yer haklılar fakat atladıkları şey de bir hayli fazla.
Edebi değeri herkes tarafından kabul görmüş eserlerin de popüler eserler karşısında esamesinin okunmaması da bu kimseleri rahatsız eder. Atay, tanpınar, pamuk, kafka, marquez, zweig, dostoyevski, proust gibi yazarların eserlerinin popülerliğe yenik düştüğünü görmek bu insanların hayli canını sıkar. Ki bu durum bana da olmaktadır. Geçenlerde gittiğim bir sahafta tarık buğra'nın osmancık'ı ile ne idiğü belirsiz fantastik popüler bir roman yanyana duruyordu. o genç fantastik romana elini uzatınca içim acıdı. Sordum tarık buğra'yı okumamış. Allah'tan o gün bakış ve sözlerimle onun o kitabı almasına engel oldum. Belki başka bir yerde gidip almıştır ama en azından gözlerimin önünde almadı...
Bu tutumun eleştirilecek çok yanı var. EVine ekmek götürme derdiyle çırpınan, kiraydı pazardı parayı nasıl yetiştireceğinin hesabının yapan, işinden dersinden başına kaldıramayan kimseler için sanat damara enjekte edilmesi gerekli olan bir ilaç mıdır? Yoksa enjekte edilse de edilmese de farketmeyen Bir keyfiyette midir? Bunun cevabını herkes verebilir. Sanat bütün devirlerde böyle olmuştur. Onu sadece belirli bir kesim sırtında taşımıştır o kesimden uzak olanlar ise keyif olarak onu yaşamışlardır.
Halkı filmlerin gişelerine, kitapların baskı sayılarına, albümlerin satış rakamlarına bakarak yermek halkı anlamamaktır. Halk böyle şeyleri umursamıyor ki? bunu ben de çok yapardım fakat anladım ki halkın sanatla arasında, sanattan anlayan kesime göre, mesafe olması çok normal ve olması gereken bir şey. sanat gizli saklı bir maden gibi. Onu herkesin keşfetmesi yalnızca değerini azaltır. Ayrıca şunada kâniyimki, sanatın değerini azaltan bir başka şey de: ben bu madeni buldum bakın bakın ben de var sizde yok, diye naralar atmaktır. Bu gizli maden kibirli bir elde tiksindirici bir perdeye bürünür...
Bu entryi yazarken niyetim yargılara varmak değildi lakin kelimelerin gideceği yer belli olmuyor.
güncel Önemli Başlıklar