bugün

am. son yıllara bakılacak olursa "sanat acıdan doğar" düsturuna kendine şiar edinmiş biri olarak dünya savaşları, küresel çapta ekonomik buhranlar, toplumları sarsan devrimler gibi itici güçlerin günümüzde yaşanmaması dolayısıyla yetkin sanat eserleri ortaya konamama durumudur. göt.

dostoyevski nin yarattığı karakterlerde ki ruhsal çatışmalar, picasso nun tablolarında ki metaforlar, chopin in dinleyiciyi hülyalara sürükleyen melodileri vs... çağımızda yazılmış, çizilmiş, bestelenmiş ve bizden sonraki nesillere kalacak olan sanat eserleri ne yazık ki mevcut değildir.meme.

lakin bugün klasik olarak nitelendirdiğimiz sanat eserlerinin bir çoğu yazıldığı dönemde pek de ilgi görmediği, anlaşılmasının zaman aldığı, insanlar tarafından yeni anlamlar yüklenmesi buna binaen yapıtın demlenmesi gibi gayet mantıklı olasılıkları göz ardı etmekten alemlerin rabbi olan allaha sığınırım. gecenin ikisinde kapıyı çalan kız.

not: öncelikle yazımı okuma nezaketinde bulunup üzerinde olumlu veya olumsuz görüş belirtecek olan arkadaşların hoşgörüsünü rica ediyorum. ergen kalmakta ısrar eden zevatların da sıkılmadan okuyabilmeleri ve okudukların en azından anlam çıkarabilmeleri için yazımla hiç alakası olmayan am, göt, meme gibi kelimeleri hoyratça muhtelif yerlere serpiştirdim. işte bu hep benim sosyal demokrat yanımdan kaynaklanıyor.
ergenlerin konuya ilgisini çekmek için yapılanları takdirle karşılamakla beraber ben de naçizane fikirlerimi anlatıyım :
(#17736637)burada sadece rus yazarlar üzerinden gitmekle beraber, bugün sanatta yaşanana çıkmazın bir nevi açıklamasıdır bana göre.ye
artık dünya üzerinde bolşevik devrimi gibi, fransız devrimi gibi, ikinci dünya savaşı gibi büyük değişimlere yol açan olaylar olmamaktadır. bu da olanları anlatmak isteyen sanatçıyı boşluğa düşürmekte, kendi kabuğuna çekilmeye zorlamaktadır. klasik diye adlandırdığımız tüm eserlerin çıkış noktasında acılar, sosyal- kültürel değişimler vardır ve sanatçılar bunları aktarabildikleri ve sanatsal bir özgünlük yakalayabildikleri için klasik unvanını hak etmişlerdir. ancak günümüzde hem böylesine büyük değişimlerin olmaması, hem de sanatçıların özgünlük yakalamak yerine taklide yönelmesi, sanatı kendi içinde bir kısır döngüye sokmaktadır.
imkan bulduğumda sizi bu çıkmazdan ben kurtarıcam. beynimde bir beste makinası var. milyonlarca beste yapabilirim. her eserini beğenerek dinlediğiniz biri olabilirim. bekleyin.
fotoğraf makinesinin gelmesiyle mertliği bozulan resim sanatı, akabinde diğer sanat dallarını da etkilemiştir. zira fotoğraf makinesi, tam da sanayi devrimi ve makineleşmeyle birlikte gelen bir icattır ve sanat yapıtı üreten sanatçıyı doğrudan etkilemiştir.

sanatçı artık benzetme yoluna gitmekten vazgeçmiştir. zaten empresyonizm'le birlikte görüneni değil, kendi gördüğünü çizmeye başlayan sanatçılar doğadaki ışık ve gölge'nin nesneler üzerindeki etkilerini vurguladıkları çalışmalarıyla soyut sanatın temelini atmıştır. ardından gelen bir çok akımla birlikte sanat artık başka bir döneme girmiştir; kübistler ve ekspresyonistlerin açtığı yolda ilerleyen bir çok sanatçı da 60'lara kadar pop art, dadaizm, konstruktivizm, soyut dışavurumculuk akımlarıyla bu yolu alabildiğine açmıştır.

60 sonrası ise arazi sanatından video sanatına, fluxus dan body art a kadar çeşitli sanatlar icra edilmektedir.

yani anlayacağınız (amgötmeme) fotoğraf makinesi geldi, o hayranlıkla baktığımız klasiklerin yerini sanatçı triplerinin yol açtığı garip soyut şeyler aldı.

neymiş, fotoğraf makinesinin yaptığını yapmayacakmış.
göt, desene desen çizemiyorum da kıvırıyorum. desen çizemeyen resim sanatçısı mı olur lan, perspektiften anlamayan sanatçı mı olur?
yetkin sanat eserlerinin ortaya konması için milyonlarca insanın öldürülmesini meşru kılan insana yakışmayan bir söylemdir.

"başyapıtlar olacağını pinochet, soljenitsin olacağına kan, raskolnikov olacağına dostoyevski olmasın.savaş ve barış'ın maliyeti çok yüksek".
biraz bacak, biraz popo, biraz da göğüs.