bugün

en azından 1922 ye kadar olan hayranlıktır.

nerden mi anlıyoruz.
gönderdiği mektuptaki paşa hazretleri lafından, mektuptaki yüceltici sözlerden.
ikili oynamasıyla alakalıdır.

olur da beceremezse mustafa kemal paşa vatanı kurtarmayı, gider sığınırım vahdettin'in eteklerine, yok becerirse yeni oluşan devlet içerisinde sıkıntı çekmeyeyim diye mektuplarında yazmış sadece.

açıkça söylemeye götü yememiş. bu kadar da dönek biridir.
beyni ideolojiden amciklama gecirmis kisi fantazisidir. bi siktir git ya.
biraz tarafsız değerlendirilmesi gereken hadisedir. aslında provokasyondur ama bunu bile bile yazıyorum.
bediüzzaman, atatürk'e tâ ki memleket frenkleşmeye başlayıncaya kadar nötr davranmıştır.
ilk ihtilaf ise atatürk'ün daveti üzerine bediüzzaman'ın meclise gittiğinde yaşanmıştır.
üstâd mecliste vekillere 10-15 maddelik bir bildiri yayınlar ve vekillerin çoğunluğu namaza başlarlar.
kemal paşa hazretleri durumdan rahatsız olur ve üstâd'ı ikaz eder. ardından zaten film kopar.

bediüzzaman'ın mektupta "paşa hazretleri" şeklinde hitap etmesi kılıçdaroğlu'nun başbakan'a "sayın başbakan" demesi gibidir.
eee kemal ağabey erdoğan hayranı mıdır?
"islam aleminin kahramanı Paşa Hazretleri’ne

Ey şanlı Gazi, yüce şahsiyetiniz hem başarılı ordunun hem de yüce Meclis’in manevi kişiliğini temsil ediyor." (said-i kurdi-1922)

cümlesi bunun apaçık kanıtıdır.
ben gelmiş geçmiş tüm başbakanlarımızı çok severim. hepsinin yeri ayrıdır.

demek kadar politik bir hayranlıktır. günümüzde halk bazı işlerin ucundan parça koparmak için hükümete nasıl yalakalık yapıyorsa aynı durum söz konusudur.
said nursi hayatını eski said ve yeni said olarak ikiye ayırır bunu bilerek değerlendirmek lazım sözlerini.