bugün

uykuyu sevmekten, yoğun bir iş gününün kapıda beklemesinden ya da tembel bir mizaca sahip olmaktan dolayı yataktan kalkmaya duyulan isteksizlik.
(bkz: allah taksiratını affetsin)
her sabah yaşadıgım güzel sorun.ama bu gidişle işten atılcam.
hem mevsimden hem de istanbul'da yaşıyor olmaktan kaynaklı bir sorundur efendim. sabah kalktığınızda üstünüzden tanker geçmişçesine bir ağırlık ve yorgunluk hissedilir. Kaldi ki hamallık bile yapılmış olsa böyle bir yorgunluk yaşayamaz bünye. mevsimlerin özellikle bu yılı geriden takip etmesi sürekli gel-git halinde olması istanbul'un kirli havasıyla da birleşince bünyeleri geçmeyen bir kronik yorgunluk ve uykusuzluk sendromuyla başbaşa bırakmaktadır.
(bkz: her yere geç kalmak) başından kaçırdıysan artık yakalayamazsın.
insanı oldukça sinir eden birşey uyumadığın halde yatakta geçen vakit,sadece bir boş zaman.
iş günlerinde sıkça yaşanan durumdur. çalışılmayacak olan pazar sabahı ise zınk diye 7.30-8 gibi gözlerin açılması ise tam bir kabustur. murphynin kulakları çınlatılır.
çok kötü bir şeydir insanın ağlayası gelir.
insanın uyudukça uyuyasının gelmesinden kaynaklı durumdur.
işe koştura koştura gitmeme sebep olan, her gün yarın sabah zamanında kalkacağım diye kendime söz versemde yapmaktan vazgeçemediğim eylem.
gece 3 te yatmaktan kaynaklanabilir.
daha sonradan pişmanlığa neden olacak olan olaydır. "lan keşke erken kalksaydım, saat 2 olmuş baksana lan" gibisinden serzenişler faydasızdır.
ailesiyle beraber yaşayan ve oturma odasında uyuyan bekar erkeklerin tamamına yakın bu durumdan muzdariptir. baba muhtemelen emekli olmuştur ve sabah namazından sonra biraz yürüyüş falan derken, karga bokunu yemeden haberlerini izlemek için oturma odasına dalar ve zapinge başlar.

sonrası hep bilinen manzara; kalkamaz gencimiz bir süre, yataktan yani..
Nerdeyse devamsızlıktan dersten kalmama neden olan berbat bir durum, özellikle kış ayları sık yaşanır.
7 ye kurulan alarmı sürekli erteleyerek 7:45 te yataktan kalkmak, servise geç kalmaktır.