bugün

--spoiler--
dünyada bir cennet inşa edersen, ölümle cennete yatay geçiş yaparsın. asıl hayat cennettedir. demek ki dünyada mümkün olduğunca yaşatmaya bakmak gerek. fidan dik, kuş besle, evlat büyüt, umut ve sevinç aşıla... insanlar senin yanındayken kendilerini cennetteki gibi kınanmayan, yadırgamayan, dışlanmayan aksine ödüllendirilen, yüceltilen, hoşnut edilen, ikramda bulunulan konumunda, özgür hissederlerse sen, bulunduğun yeri cennete benzetmişsin demektir. cennetin inşaatında bir mühendis, mimar, usta, kalfa yada işçi olarak çalışıyorsun demektir. yok, eğer öldürürsen, yaşatmazsan, beslemezsen, yaşama azmi aşılamazsan, insanlar senin yanında kendilerini cehennemin dumanında boğuluyor gibi sıkıntılı, üzgün, baskılanmış, boyunduruk altında, kısıtlanmış, suçlu, mahcup, rahatsız, cezalandırılmış, mahrum... hissederlerse, sen cehennemini kurmuşsun demektir. zebanileşmişsin. burada kendi ellerinle inşa ettiğin cehennemden, öldüğün anda yatay geçişle ahret cehennemini boylarsın.
--spoiler--

mevta mıntıkasında;striptiz kulübünde heyecan arayan jinekolog kadar umutsuz olduğunu düşünen huysuz ihtiyarın yer yer güldüren hikayesi.
ön kapağında "benim yaşımda aşk, kimin kollarında öleceğine karar vermektir. aslında her yaşta öyledir." cümlesini gördükten sonra okumaya başladığım murat menteşe ait kitap. geç kalmış olabilirim ama dublörün dilemması ve korkma ben varım ı da aldım.
murat menteşin daha önceki iki kitabı da ruhi mücerret kadar güzelidiyse ben o iki kitaptan pek bir şey anlamamışım dedirten son m.menteş kitabı. Gayet orijinal aforizmaları bünyesinde barındıran kitap. en ok eleştiriliecek noktası hikayenin asıl sahibinin civan kazanova olması olur sanırım. tabi birde ruhi mücerredin mezar taşına ne yazdırdığının havada kalması. her şeye rağmen çok akıcı, ironiler, komiklikler şakalar barındıran hoş bir kitap olmuş. tebrikler sunuyoruz.
Murat menteş'in diğer ikisinden pek farkı olmayan son romanı.

Kitabın arka kapağını ve son sayfasını peşpeşe okursanız tokat gibi spoiler yersiniz. Sonrasında hevesiniz kaçar ve kitabı elinize almazsınız, demedi demeyin.
bir murat menteş romanı. başlangıç için süper seçim. biraz geç kaldım ama dublörün dilemması ve korkma ben varım ı da alacağım en kısa zamanda.
istiklal marşındaki mısra akla geliyor;

Fışkırır ruh-i mücerret gibi yerden naşım
Murat Menteş, yeni kitabı Ruhi Mücerret'i yayınevi değişikliğiyle beraber Mart 2013'de çıkarttı.
Ruhi Mücerret için April Yayıncılık bir yandan ciddi bir reklam faaliyeti yürütürken diğer yandan da Murat Menteş, kanal kanal gezerek programlara katılıyor.
Sonuç olarak da bütün bu çalışmaların karşılığında Ruhi Mücerret, çok satan kitapların arasındaki yerini haftalardır koruyor.
Ruhi Mücerret'in bu denli yoğun bir reklam kampanyasıyla tanıtılıyor oluşu ve Murat Menteş'in daha önceki yıllarda olmadığı kadar sıklıkla televizyona çıkması sosyal medyada da kimi tartışmaların doğmasına da neden oldu.
Bu tartışmaların merkezinde, "Murat Menteş'i de popüler kültüre kurban mı veriyoruz?" sorusunun yer aldığını söyleyebiliriz.

Ayrıca:

http://aylaklemur.blogspo...uhi-mucerret-uzerine.html
sarmadı bu kitap bana sürekli reklam okuyumuş gibi geliyor insana severdi oysa ki severdim menteşi.
Bence, yeterince eğlenceli değildi. Teknik olarak da önceki kitaplarındaki aynı tekniği kullanmış. Kendini tekrar ediyor gibi. Olayı farklı karakterlerin gözünden 2-3 kere yazma tekniğini diğer kitaplarında da görmüştüm. Karışık cümleler, alıntılar, ilginç isimler, absürd olay kurgusu aynı...

Murat Menteş, Türk hikayesini, Amerikanvari olaylarla bütünleştiriyor.

vesselam...
murat menteş'i seviyorum, naif bir adam. kelimeleri zarif, alıntıları bol, dil bilgisi yerinde, o osmanlıca arapça dediğimiz geçmişten güne gelen çok kullanılmayan kelimelerin harmanını iyi yapıyor. iki kitabını okudum, biri ruhi mücerret. yere göğe sığdırılamayacak bir kitap değil. daha doğrusu benim yöneldiğim türde yazmıyor. kendisinden etkilendiğimden mütevellit okuyorum. yeni şafak'tan istifa etmeden önce de bu sebeple gazeteyi alıyordum. neyse gelelim kitaba, dört bölümden oluşuyor denilebilir. avni vav, ruhi mücerret, civan kazanova ve tekrar ruhi mücerret. her sayfada hoşunuza gidecek, bir bilgin sözü, ya da menteş'in kendi dünyasından güzel aforizmalar çıkar. aklımda kalan cümleyi de aktarayım; ılımlılık ölümcül, yeterlilik sıradan, aşırılık lezizdir.

çok hafif bir kitap, öyle ağır yürüyen bir şey çıkmaz menteş'ten. hani orhan pamuk gibi bir bavulun 20 sayfa betimlemesi yoktur, şe yapmayın.
2005-2006 yılında geçen olaylar için ABD başkanı "barack obama" bile ruhi mücerretten bahsediyordu diyen murat mentes kitabi. Sizce de ilginc degil mi?
ilk bölümünü tam üç kere okuduğum kitap. bitecek diye korkuyorum.
Kelime anlamı olarak " soyut ruh " anlamına gelen , istiklal marşında da geçen murat menteş kitabının adı. Murat Menteş'in , piyasayı tutturunca kaliteyi giderek düşüren tasarruflu ampul markası gibi bir hal almaya başladığının ıspatı gibi resmen bu kitap.

Edit : Ama kardeşim o kitabın kapağı için bile o para verilir bak.
dublörün dilemmasını 1 günden az bir sürede, Korkma ben varımı da daha uzun sürede bitirmiş biri olarak bitiremediğim kitaptır. Halbuki bunu parayla almıştım.
--spoiler--

ikimiz de dalgınlaştık. çeyrek saatlik suskunluktan sonra avni vav yeni bir mevzu açtı: "allah'ı bu dünyada görmek ister misin ruhi bey?"

"kim istemez?!"

"bir yetim çocuğun başını okşa. o zaman, onun gözlerinde allah'ı görürsün. bir fakire yardım et. onun gözlerinde allah'ı görürsün. bir kediye yiyecek ve su ver. onun gözlerinde Allah'ı görürsün."

avni vav'a dikkatle baktım. Gözlerinde... "allahı ekber, allahu ekber!" öğle ezanı okunuyordu.

--spoiler--
Abuk SABUK GÜZEL KiTAP.
Elimde imzalısı bulunan ama bir sayfasını bile okumadığım kitaptır. eğer isteyen olursa, kargolayabilirim. ben okumuyorum bari bir işe yarasın.

adaş da çıkarsak bir de tadından yenmez.

edit: ücret talep etmiyorum lan, valla...
kitabın civan kazanova bölümüne kadar geldim. beğenmediğim yer yok. dublörün dilemması değil ama yine da. bu adamı seviyorum özellikle otobüs yolculuklarında çok işime yarıyor kitapları sıkılmıyorum.
kitap iyi sevgili okurlar bir kaç hiç bir haltı beğenmeyen adamın yorumlarına kulak asmayın alın okuyun derim.

''hala hayattasınız sevgili okur şansınız var, acemi şansı''.
Yatan yanlış okumalar. Ruhi mücerret. Ruhi mücevherat.
lise 3'e giden her öğrencinin yaz tatilinde muhakkak okuması gereken kitap.

ben de menteş serüvenime dublörün dilemması kitabıyla başladım. ruhi mücerret'i dnr rafında görür görmez kapıverdim. sandım ki dilemma gibi otobüs köşelerinde tatlı tatlı gülümsetir beni. ama tam manasıyla lise seviyesinde bir kitap çıktı. hani kitabı okuyan bir insanın hayal gücünü çalıştırmaya falan kesinlikle ihtiyacı yok, saçma türk dizilerindeki 15 dakikalık sahneler gibi, uzatıyor uzatıyor, olmuyor baştan alıyor. yahu yap betimlemeni eyvallah da bu kadar bokunu çıkarmanın manası ne? kitabın bir mesajı yok, bir derinliği yok, güzel sıralı cümleleri bile yok diyebilirim.

--spoiler--
tek bir söz kaldı koca kitaptan aklımda; aptallar kötüleri zeki zanneder.
--spoiler--

bu kitaptan sonra murat menteş'in herhangi bir kitabını daha okuyacağımı sanmıyorum. teşekkürlerrrr menteeeşş.
Her zaman ki gibi, hayalgücünü zorlayıcı teşbihli, 100 yaş sendromlu, aforizmalı, kahkahalı, curcunalı bir Murat Menteş romanı.

--spoiler--
Ruhi Mücerret 100 yaşında, bilumum aile efradını kaybetmiş, ölmeyi düşleyip bir türlü cartayı çekemeyen istiklal Harbi’nin yaşayan son gazisidir. Her şehrin kurtuluş gününde ve resmi bayramlarda onur konuğu olarak en önde yer alır. istiklal Harbi’nden sonra Haydarpaşa Garı’nda gece bekçisi olarak görev yapmıştır. En büyük uğraşı ise öldüğü zaman mezar taşına ne yazdıracağını bulabilmektir. Tek arzusu ise ölmeden önce kelime-i şahadet getirebilmek.

23 Nisan törenlerinin yapıldığı Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda Civan Kazanova ile tanışır. Civan Kazanova bir gözü mavi, diğeri kahverengi, beden eğitimi öğretmeni, nişanlısı Serpil Silahlıperi’yi depremde yitirdikten sonra kendisini sokaklara vurmuş, sokak dövüşünün piri olmuş bir delikanlıdır. Nişanlısını kaybettikten sonra hayata tutunmak için bir sebebi kalmamış; ancak kader dediğimiz önüne geçilmez ve değiştirilemez senaryonun oyuncağı olarak ölen Ağabeyi’nin eşini ve yeğenini bulmuş ve bulmasıyla hayata tutunacak bir dal yaratmıştır kendine. Yeğeni Ozan’ın ameliyatı için 250.000-TL bulmak için Masum Cici adlı bir psikopata beynini, şeytana ise ruhunu satmıştır.

Murat Menteş, günümüz reklamcılığının ve popüler kültürünün birer parçası olduğumuzu, kapitalizm denilen Allah’ın cezası canavarın elinde bir kukladan farksız olduğumuzu sayfalar boyunca yüzümüze vuruyor. Kapitalizm ve onun en büyük silahı olan popüler kültürün beynimizi nasıl kemirdiği romanın ana konusu bana göre.

Kitap bol sayıda aforizma barındırıyor. Yer yer kahkahalı, yer yer silah sesli, yer yer yumrukların havada uçuştuğu bol curcunalı bir kitap. Absürd, fantastik öğelerin de mevcut olduğu ve kitaba tat kattığı; ölülerin çizgiroman okuyunca ayaklandığı, beyinlerin delinerek içine çiplerin yerleştirildiği söz konusu Murat Menteş romanı, yazarın diğer romanlarının gerisinde gözükse de “iyi ki Murat Menteş var, iyi ki yazıyor” dedirten bir kitap ortaya çıkarıyor.

--spoiler--
bir murat menteş kitabıdır. hayal dünyanıza ılık bir esinti vermektedir. kurgusu türk romanlarında şimdiye kadar rastlamadığımız bir tattadır. kapitalizmin, böyle giderse, başımıza neler getireceğini sırıtarak okursunuz. kitabı okuduzktan sonra önce bir sırıttım sonra sırıtmam yüzümde dondu " lannnn bu herife de bir çip takmışlar!!'
Ozan'a bakarak taksiciye cevap verdim. "110 milyar insan öldü" dedim.

"Ne? yanlışın var birader, dünya nüfusu zaten 7 milyar?"

"Doğru. Tarih boyunca yaşayıp ölmüş insanların sayısı da 110 milyar."

"Çokmuş be! Demek ki toprağın altı üstünden daha kalabalık!?"

"Sizce bu ne anlama geliyor?"

"Nereden bileyim?"

"Kıyametin büyük kısmı koptu zaten."

Murat MENTEŞ
"Dünya cennete çok benziyor , aksi taktirde sen burada olmazdın çünkü" birbirinden güzel tümceleri de içerisinde barındıran , biraz bilim kurgu , bolca aksiyon içerikli muhteşem bir Murat Menteş kitabı.
murat menteş... bu kitabını imzaladığın sırada aramızda geçen konuşmayı hiç unutmayacağım. sözlük sayfalarını takip ettiğini bildiğim için ne olduğunu yazmayacağım ama harikaydı o gün.