Haftaiçleri okula gitmek için erken kalkılmasından sonra , cuma akşamı evinize gelip yumuşacık yatağınıza uzandığınızda istediğiniz kadar uyuyabileceğinizi hatırladığınız andır.
bütün gün şu sınıf benim, bu kat benim diye dolaşırken insanın aklına gelen o pofuduk yastık özlemidir.
huzursuz, sağlıksız ve mutsuz olunduğu günlerdir. Uyumakla uyumamak arasında kararsız kalınır ama öbür türlü rahatçana uyunur.
Hafta sonu millet fosur fosur uyurken dershaneye gittiğim zaman.
yağmurlu bir günde final sınavına yetişmeye çalışırken yoldan geçen arabanın üstünüze su fışkırttığı an.
gece uzun bir otobüs yolculuğundan sonra ya da bir gecelik hastane refaketinde bulunduktan sonra rahat bir uykunun değeri anlaşılır.
hafta içi veya hafta sonu, 2 aylık gece vardiyasından gündüz vardiyasına geçtiğin ilk gün, gece 2'de gelip sabah 11'de işe gideceğin için uyumadığın, sonrasında da işyerinde kafayı masaya koyup saniyeni bile değerlendirmeye çalıştığın andır. Akşam olsa da eve gidip uyusam dersin, geçirirsin zamanı, eve gidersin, lakin uyanık kalabilmek için içtiğin o kahve üstü kolaların etkisi akşam olunca etkisini gösterir uyuyamazsın. işte o zamandır. o uykunun değerini o an anlarsın.
Kesinlikle; bir hafta tıkalı burunla öksürükler eşliğinde 'uyuyamadığınız' anlardır.
(bkz: o uyku ama herşeye bedeldir)
4 yillik universite surecini yatmak suretiyle 6 yila kadar uzatmis olan er kisinin boyle bir bolluk, rahatlik doneminin akabinde asker ocagina katilip sabahin 5 inde kalktigi ve gune basladigi andir o an. *
babannenin evden aylar sonra uzaklaştığı andır o.
**
işe başladığın ilk gün ve sonra ki tüm günler. hele bir de izin günün yoksa...
iyi bir gece hayatından sonra yatağa uzandığında .
hafta içi 5 gün saat 6'da kalkarken, cumartesi günü uyanınca kurs olmadığını hatırladığın an.