radyodan maç takip etmek

aşırı zevkli eylem. pozisyonları hayal ediyorsun falan.

maçlar cine5'ten şifreli verildiği için izleyemiyoruz. maçlar önce radyodan dinlenilir, akşam da şansal büyüka ve erman toroğlu'nun maraton programından özeti izlenir.

Güzel günlerdi.

Çok sık bir şekilde spikerin "Topla kendi etrafında dönüyor ve pas atacak arkadaşını arıyor" cümlesini duyduğumu hatırladığım eylem. Televizyondan izlerken neredeyse hiç denk gelmiyorum bu harekete.
Bir de tabi pozisyonun gözümüzde daha iyi canlaması için spikerlerin koordinat detayında verdiği ayrıntılar vardı. "Necip, orta yuvarlağın kendi yarı sahasına kalan tarafının üst çeyrek diliminin hemen yanında topla buluşuyor" gibi.

bazen arabada giderken yaptığım bir eylem. radyo spikerleri çok hızlı konuşabiliyolar, ve olayı gerçekten de çok iyi tasvir ediyolar. neredeyse tv´de izlemekten daha heyecanlı oluyo...

almanya´da radyo maçları "konferans" şeklinde oluyo, 3-4 maç aynı anda oynanıyo, bi oraya bi oraya, gidiyosun. bi tane de kadın var, kadın resmen erkeklerden daha iyi maç anlatıyo, kimse ismini bilmiyo, ama herkes kimden bahsettiğimi biliyo almanya´da...

geçen bayern-bvb maçı oynanırken gene o kadın vardı, bayern-bvb maçını bi herif anlatıyodu, ben yoldaydım, maçın sonunu seyrederim sanıyodum, beceremedim, bütün maçları radyoda dinledim.

çok keyifliydi.