bugün

teknik eğitim düzeyi çok daha yüksek ve rakipsiz üniversitelere, bilimsel kuruluşlara, eşi olmayan kimya labaratuvarları ve araştırma enstitülerine sahip bir halk.
bilimi, eğitimi ve yerel yönetimi ile sanayi ve teknolojiyi kullanarak tek ve kırılmaz bir ulus olmak yolunda azimle yürüyen bir adanmışlık.
imparatorluk şansölyesinin ve prusya genelkurmayının eşsiz dehası.

insan gücü ve silah gücü bakımından düşmanlarına hiçbir zaman üstün gelemeyen bu orta avrupa ülkesi, yirminci yüzyılın kanla ve gözyaşıyla yazılmış tarihinin ve ister kabul edilsin, ister edilmesin yirmibirinci yüzyılın teknoloji ve bilim atılımının baş mimarı olmuştur.

evinizdeki buzdolabından, üstünüze giydiğiniz nano teknoloji giysilere kadar; göklerin kapısını aralayan jet çağından, nsınırsız ama çok riskli nükleer kaynaklara kadar aklınıza gelebilecek her türlü yirmibirinci yüzyıl mucizesinin yapı taşları bir almanın emeğini barındırmaktadır.
size ezber ettirilen abd, ingiliz ya da fransız mucitlerin ya esinlendiği ya da çaldığı kaynak her zaman prusya mucizesinin kaynağıdır.

alman ulusu ondokuzuncu yüzyılın sonlarında bir ulus olma yolunda attıkları o dev adımı atıp, birbirlerine kenetlenerek alman mucizesini hayata geçirmeseydi, eminim yirminci yüzyılda sahip olduğumuz pek çok lüks günümüzde dahi hayal olacak ve ancak yirmi ikinci yüzyılın eşiğinde hayal olmaktan çıkacaktı.

şunu unutmayalım ki tarihi okurken objektif yaklaşımlar sergilemek en mantıklı hareket olacaktır.

dünya savaşları çağımız insanının her birini derinden sarsıp, geçmişini sorgulamasına neden olsa da, farkındalıksız bir lüksün bedelini kanları ve canlarıyla ödemiş milyonların kemikleri ve tortuları üzerine kurduğumuz medeniyetimizle övünmekten kendimizi alamıyoruz.
buzdolabınızın kapağını araladığınız her an şunu gayet iyi idrak etmelisiniz, eğer dünya savaşlarını hazırlayan süreçte alman arge takımı jet motoru ufkunu açacak motor soğutma teknikleri üzerinde çığır açıcı çalışmalar yapmasaydı, o buzdolaplarına hiçbir zaman sahip olamayacaktınız.
amaç buzdolabı yapmak değildi evet.
amaç, şehirleri ve orduları imha edecek uçan kaleleri mümkün kılmaktı.
amaç ne olursa olsun hayatımız boyunca elimizi uzattığımız teknolojinin kökeni dönüp dolaşıp, savaşlara, oluk oluk akan kan dehlizlerine, çürümüş bedenlere, süngülenmiş, bombalanmış çocuklara, kadınlara açılıyor.
unutmayalım ki bu savaşın baş suçluları, günümüzde iyilik meleğini, dünyanın kurtarıcı uluslarını oynayan sömürgeci milletlerdir.
almanya henüz devlet dahi değilken dünyanın yarısını sömüren, oluk oluk insan kanı akıtan ingiltereyi, fransayı ve tabii ki abd yi mazlum ve kahraman yerine koyup, şansölyelerinin ve kendi omuzlarının üzerinde yükselerek, yokluk mücadelesini, sonuna kadar varlık mücadelesi haline getirmiş bir ulusun tarihini günah keçisi yerine koyarak adil olamayız.
kaldı ki alman ulusunu daima kafası yerde gezdiren hitler ya da bismack değil, savaşın bitimiyle uğradığı zulümdür.
ari ırk felsefesini yoketmek adına almanya da nefes alan her dişiye tecavüz eden abd, fransız, ingiliz ve en başta rus askerlerinin yol açtığı utançtır bu.
aslında önderlerine kaybettiği için kızıyor alman ulusu.
kaybettiği ve onları kaderleriyle başbaşa bıraktığı için, tecavüzle, açlıkla, parçalanmayla başbaşa bıraktığı için.
savaştığı için değil.
mücadele ettiği için değil.
alman ulusu için en iyisini istediği için değil.
bugün abd nin faşist ve militarist yaklaşımını gizlediği maskelerini teker teker çıkarırsanız, kendi insanını ve kendi devletinin bekâsını dünyanın ve insanlığın bekÂsından daha fazla önemsediğini okuyabilirsiniz.
birşeyi daha çok iyi okuyabilirsiniz ki abd sisteminin devamı için en son olarak kendi insanını dahi feda etmeye hazır bir faşist sistem geliştirmiştir.
kendi başkanlarını halklarına travma yaşatma pahasına sokak ortasında delik deşik ederler.
first leydilerinin üstüne başkanlarının beynini akıtırlar.
(bkz: j f k)
kendi insanlarını kurgu bir trör saldırısı operasyonu ile canlı canlı yakarlar ve tüm bir ulusa korku ve travma yaşatırlar.
(bkz: 11 eylül 2001)
cani yerine koyduğunuz hitler in geçmişinde bir tek bu tür olaya rastlamamanız ilginç değil mi?
hitler, sınırsız egoya, cesarete, inanca sahip bir liderdir.
sınırsız egosunun da, cesaretinin de, inancının da temel taşı her şeyden üstün gördüğü alman ulsudur.
nazi partisini, alman halkının ta kendisi kılan motivasyonda işte bu inançtır.
alman halkı hitlerden, nazilerden, gestapodan korkmuyordu.
aksine onları destekliyor ve her platformda haklı adlediyordu.
bir millet olmayacak bir işe kalkıştı ve bedelini ödedi.
bu işe böyle bakmak gerekir.
bakmak gerekir çünkü bu kalkışmanın sefasını hep beraber sürüyoruz.
(bkz: hitler in babası olarak nietzsche)

gerçi biraz ezber bozucu ama, ne yazık ki gerçek!
katliamları, totaliterizimi vs. sebeplerle gaza gelip de hitler hayranı olup, o gazla adolf hitler 'in almanyayı sıfırdan zirveye taşıdığını sananların bihaber olduğu altyapının bir bölümünü biraz abartılı sözlerle olmakla birlikte betimleyen bir ifade.

aslında almanya en az 16. yy.a kadar izleri takip edilebilecek derin bir bilim, kültür ve teknoloji birikimini üst üste ekleyerek 20. yy.daki noktasına ulaşmıştır. ve bu birikimin tek sebebi de tabii ki "çelik otorite", "tek yumruk olma" vs vs şeyler değildir. almanya tarihinde bilim, sanat vs alanlarda yüzyıllar boyu takdir edilen isimler yetişmiştir. bunun kısmi sebeplerinden biri ise, aksine, almanya'nın 19.yy. sonlarından önceki parçalnamış yapısında küçük küçük devletçiklerin, prensliklerin vs. kendi mecrasında akabilmeleri, kendi değerlerini üretebilmeleri olmuştur. sonradan bu küçük yapılar tek çatı altında birleşince de o birikimle ortaya çok güçlü bir devlet çıkmıştır. gerçi o gücünün gazına geldikçe hem kendi başını yemiştir, hem dünyaya hayatı zehir etmiştir; o da ayrı konu. ama burada yine de almanya'nın dünya bilim ve kültür mirasına katkılarını asla es geçmemek lazımdır. o mirasın insani yönü unutuldukça yaşanan vahşetleri de ibretle hatırlamak önemlidir.
ulan dolu birileri de varmış dediğim, sözlüğe güvenimin arttığı, ziyadesiyle sevindiricidir.