bugün

sağlam otçu olduğu bilinen polise satış yapma aşamasıdır.
(bkz: cami duvarına işemek).
alsada piyasa değerinin altından alacağı için aptallık olur. sonra abilerin o torbayı eline verdikleri gibi alırlar, ancasağa sola caka satarsın polise torba tuttum dye. almasa daha kötüdür. o torbaya kafanı sokar hem kafa olursun hem mahkum.
(bkz: sivil polis) (bkz: muhtemelen)
eğer polis bir içici ise ister, değil ise sağol koçum der. bir şey olmaz yani..

polisin esrar satıcılarına müdahale edesi olsa, istanbul emniyet müdürlüğü, fatih ilçe kaymakamlığı gibi çok önemli binaların 200 metre arka tarafında kalan sultanmahalle olarak anılan bölgede ikamet eden, satış yapan onlarca torbacıya müdahale ederdi. resmen anlaşmalılar. girerken hiç bir şekilde polis tarafından çevrilmiyorsunuz. fakat mahalleden çıkarken polis tarafından aranıyorsunuz. zira o mahalleye girmek için başka bir sebep yok. ya esrar alıcaksınız ya da extasy... üzerinizdeki uyuşturucu maddelere el konuluyor. siz derhal salıveriliyorsunuz. bir şey olmuyor yani...

gecenin bir vakti ayıptır söylemesi yine aynı mahalleye işimiz düştü. saat 2 civarı. polis otosu takriben 20 km hızla bize doğru yaklaşırken tüm hayatımız film şeridi gibi gözümüzün önünden geçiyordu. gerçekten tırstık. çünkü gecenin o vaktinde bir polisin bizi çevirip kimlik kontrolü ve üst araması yapmaması hayal gibiydi herhalde. neyse, yaklaşan ekip otosunda iki genç polis vardı. camları açıktı. biraz daha yaklaştıkları zaman farkettik ki, camlarından tıpkı bir baca gibi duman çıkıyor. herifler vurmuş esrarın gözüne, dünya umurlarında değil. hatta lafı ortaya atsak, beraberce oturup içebilirdik bile...

kokain, eroin ya da taş'a bakış açıları biraz daha farklı tabi. ama esrar ve extasy'de durum bundan ibaret. yazık..