bugün

efenim ilerde nuri alço kıvamında bir hayat yaşaması muhtemel çocuktur. yaratıcılığının gelişmesi için alınan play doh oyun hamurları ile yaptığı bu sanat eseri ile, yaratacılığını ne yönde geliştireceğine dair net fikirler verir insana.

esasında anne- baba açısından zor bir durum bu. oyun hamuru ile bereket tanrısı heykeli yapan bir çocuktaki dengeyi tekrar sağlamak için barbie bebek filan almaları gerekir sanırım. belki o bile çözüm olmayabilir, emin değilim. bahsi geçen çocuk annesi gün yaparken kadınların arasına o heykelle gelse ve;

* anne baak ne yaptım!

- aa bakiim evladım (daha kafasını çevirmediği için farkında değil olayın).. hiiii! bune böle fikrii! ver onu bana, kimse görmeden eziim şunu..

* anne yaa! o benim arkadaşımdı böhühühü..

- arkadaşa bak arkadaşa.. öyle arkadaş mı olur evladım? ne kadarayıp!! hadi al bunu şimdi başka şeyler yap tamamı çocuum? (fısıldayarak)

+ hayriye aanıımm nie ağlıo o? az önce getirdiği neydi, kulpu filan vardı.. (o kulp değil be teyzecim ama neyse hadi)

- ee.. şee.. çekiç yapmış çekiç.. tutacak yerini uzun bırakmış da biraz o yüzden tekrar yapsın diye ezdim.. daha küçük yapsın diyee..

+ hııı tamaam.. ağlama canım benim,hadi git yap tekrar bu defa bana getir! (isteme o çocuktan şunu be teyze işte)

- yok yok! yapmasın tekrar.. uyku vakti geldi... uyusun o .. hadi çocuum gidelimde yatt.. (tabii panikledi kadıncağız o heykeli görünce)
.

tarzı bir olay diyalog yaşansa hoş olur mu? yaa yaa olmaz tabii işte. o yüzden neymiş efenim; böyle bir eğilimi olan çocukta hemen dengeyi sağlamak gerekiyormuş. aksi halde yaptığı o heykeli gündeki teyzelerden birinin eline verse, nice olur annenin hali, di mi ama?