bugün

mahalledeki afacan veletlerin ağızlarına taktığı, plastik bir maddeden yapılmış, sivri dişleri olan oyuncak.
eğer dişin kenarlarında kırmızı boya -ki kandır o aslında- varsa daha bir etkileyicidir.
veletlik zamanından kalma, unutulmaz efsanevi dişler... mahalle arasında ufaklıkta, arada derede oldukça ünlü olmuştur, anneden para istenir, annenin ''oğlum ne yapacaksın o parayı velet halinle bi başına'' deyişleri arasında, yol, istikamet bakkalın istikametidir, dönemin ünlü beyaz vampir dişleri de, kıytırık her haliyle, mahalle arasında üretildiği belli olan, tadı acayip bir şekerin yannıda eşantiyon kelimesinin anlamını çıkarır, karşılığıdır bilmeden; ufak çocukarın damaklarına aslında türlü işkenceleri yapacağından... şeker peh bir iştahlı olmasa da tüketilir, ardından asıl bomba olan, dişleri damağa takma olayı gelir. buradaki zorluklatın başında gelense, milleti bilinçsizce, ''korkutayım, güldüreyim'' olayından çok, dişlerin belki de damağa yaptığı basınçla, ağzın içinde, yükselmesi önlenemeyen ağız suyunun, gittikçe devleşen dalga kıvamına gelmesi ve de, ağzın denildiği gibi onu bir türlü toparlayamaması ve de, dakikada bir, küçük gölcükler şeklinde yerleri tükürük yumağı yapmasıdır...
(bkz: nostalji)
(bkz: seksenlerde çocuk olmak)
çocukluğumuzun oyuncağı. takıldığında ağızdan akan salyaların kontrol edilememesi ayrı bir durumdur.