bugün

eksikler, yitirilmişlikler, istekler, isteksizlikler, yıpranma ve bu kötü durumları en iyi şekilde kullanmaya çalışan biri olmaktır. sonunda ise yenildiğini, boşa çabaladığını hissetmektir. zoru yaşamak ve zora katlanmaktır.
ilerleyen yıllarda çok daha küçük parçalara ayrılmaktır. hele anne baba yeni aileler kurmuşsa, iki ayrı el kapısıdır artık size. büyüdükçe, onlara ihtiyacınız artar. bayram şekeriyle mutlu olan çocuk yoktur artık. bir kapıya ihtiyacınız olduğunda sokakta kalmak gibidir. kimsesizliktir bir bakıma, yarı öksüzlüktür.
ailesine karşı fazla bir sevgi ve bağlılık hissetmeyen kişi için hiçbir sorun teşkil etmez. onun için aile, kendisine yatacak bir yer sağlayan ve bir de harçlığını veren bir kurum demektir.
parçalandıktan sonra çocuğu olmaktan daha iyi olan durum.
güzel bir şey değildir. ama hayat dinamiğini etkileyecek kadar da korkunç birşey değildir. sevişmenin anlamını biliyorsa bir çocuk ayrılmanın da ne kadar kişisel olduğunu bilir. tamam yalnızdır. tamam akşama babası gelmeyecektir. tamam okul pikniğine babasıyla gidemiyecek belki masallarını dinleyip uyuyamayacaktır ama bilir ki annesi daha yalnızdır. o çok yalnızdır. o minik ayısına sarılıp uyurken annesinin sarılacağı kimsesi yoktur yanında. parçalanmış aile kakadır. ama seçimdir ebeveynin seçimidir. her ailenin ayrı bir hikayesi her ayrılığın başka bir rengi var. bir katilin biyografisinde adı ve soyadından sonra parçalanmış bir ailede büyüdü yazılıyor. eğer mahallede bir serseri varsa bu çocuk ailesiz deniyor. eğer kızsanız, güzelseniz arkanızdan babası yok yazalım buna deniyor kaşardır zaten!!. bu sanki bir etiket sanki bir kişilik ölçüsü. kötü bir gramer hatası bile olsa insanın yaşamında asla bir etken değildir hayatın alabora olmasına, güçsüz insanların sığındığı bir kulübedir sadece. ama ayrılık;insanlar içindir... parçalamış aile çocuğuysa düşünülenin aksine; uyurken dünyanın en güzel ailesini kuracağını düşünerek uyur...