bugün

yilbasiymis bayrammis bilmem neymis gunlerini sevmeyen insandir. boyle bir huzun coker tuhaf olur. bir an once su gunler gecse de normal hayatimiza donsek der.
özel günlerdeki o gün ile özdeşleşmiş ürünlerin fiyatlarındaki artışa gıcık olan ve mecbur almak zorunda olan (ya birisine karşı sorumluluktan ya da özel günle alakası olmadığı halde o ürünü alması gereken) kişidir. örnegin öğretmenler gününde çiçek fiyatları, sevgiline o gün çiçek almasan iyi edersin...
Çok özel bir insandır.**
bayramları ve yılbaşını kutlayacak kimsesi olmadığından bu günleri sevemeyen insandır.
(bkz: beni tanıdılar sen kaç)
özel günlerde insanların kendisinden sürekli bir şeyler beklemesi, ve bunun o kişi üzerinde bir baskı, bir şeyler yapma zorunluluğu* oluşturduğu gerçeği göz önüne alındığında anlaşılır bir insandır.

mecbur olduğu için bir şeyler yapmaktan ziyade, kendisinin içinden geldiği anlarda özel insanlara özel bir şeyler yapmaktan yanadır.
mecburiyetten bir şeyler yapmayı ve sürü psikolojisi ile hareket etmeyi sevmeyendir. en asil duygunun insanıdır.
aklıma sizinkiler'de okuduğum bir karikatürü getiren başlıktır.
+ karıcığım, keşke sen ve ben 14 şubatta doğsaydık, keşke 14 şubatta evlenseydik.
- ah hayatım, sevgililer günü'nü bu kadar önemsediğini bilmiyordum.
+ aslında ben bütün özel günler için tek bir hediye almaktan ve tek bir özel günü kutlamaktan söz ediyordum.
karikatürün devamında zavallı eş, karısından okkalı bir tokat yer.
başlığa gayet uygun bir kişilik olduğunu düşünerek buraya taşıdım.
(bkz: erkekler) *
ozel gunlerde defalarca oturup kalkabilmeyi, hem de bunu hiç endişelenmeden yapabilmeyi beceremeyen bir orkid kullanıcısıdır.
özleyen insandır... eski özel günleri mesela..

eskiden hatırlarım bayramları, iç çamaşırlarıma kadar herşeyim yepyeni olurdu, bayramdan bir önceki gün özenle başucuma sererdi annem... sabah erkenden kaldırır, beni giydirir, babamın elini öptürürdü... sonra birlikte babamın bayram namazından gelmesini beklerdik... babam gelince hep beraber kahvaltı ederdik... sonra akraba ziyaretlerine giderdik... o zamanlar aile dostları ikram ettiği kolonyaları avuçlarıma değil de kafama dökerlerdi... çikolata ve baklavalar da anne ve babamınkilerden daha fazlaydı, malum küçüğüm çok yersem çabuk büyürdüm... hem harçlık almanın heyecanı da ayrıydı... akraba ziyareti bitince annem mahalle arkadaşlarımla komşu ziyaretlerine gitmeme izin verirdi... önce mahallede kız kaçıran patlatırdık, hepimiz bayram harçlıklarımızı birleştirip birşeyler alır yerdik mutlu mesut... para vermeyip şeker veren teyze ve amcalara kızmazdık mesela... bütün şekerleri ortaya döküp birbirimize paylaştırırdık.. masumca küserdik sevdiğimiz şeker başka bir arkadaşa düştüğünde...

şimdi ise kim takar yeni kıyafetleri, bayram harçlığını, şekerleri... ellerime dökülen kolonya da heyecanlandırmıyor ki artık, bütün bir ramazan boyunca içemediğim içkiyi bayram günü içebileceğim gerçeği kadar.. hem artık babam da bayram namazına gidemeyecek kadar yaşlı... onu namaza yollamanın heyecanı da yok... karşılarken ki mutluluk da yok...

yılbaşı olurdu bir de... annem güzel mezeler hazırlardı... sevdiğimiz komşularımız, akrabalarımız toplanır hepberaber televizyon izler, tombala oynar, kestane patlatırdık... tombala ve dansöz bana hep yılbaşını hatırlatırdı... saat 00:00'ı gösterdiğinde annem ve babam beni kucaklar ve öperlerdi sıcak sıcak... o öpüşler kaldı bir de aklımda...

şimdi ise yılbaşında anne ve babamı bırakmış, eğlenecek mekan arıyorum.. tombala mı????? para versen elime almam... herşeyin masumluğu, eğlencenin ve özel günün anlamı kaybolmuş... sevmiyorum özel günleri, büyüsü bozuldu ben büyüdükçe, annem babam küçüldükçe... ama özlüyorum, inkar yok... keşke hep o günlerde ki gibi kalsaymışız..
duruma göre :

*akıllı
*yalnız
*parasız
*özgür
...

insan olabilir.

en kötüsü de farklı olmak için 'özel günleri sevmeyen insan' dır.
büyük ihtimalle sevgilisi olmayan ve pinti bir insandır.
benim gibisi var mıdır diyerek, googla araştırma yaparken, başlığına denk geldiğim insanlar için açılmış başlıktır.