bugün

son günlerde çok gözüme çarpmış bir durumdur.

ilk örneğimiz;

mesela bir çocuğumuz arka kapıdan inecek, düğmeye basmamış, otobüs durağa yanaşmış. Aman allahım o da ne! otobüs şoförünün telepatik güçleri kaybolmuş, çocuğumuz düğmeye basmamış, kapı da nedense açılmamıştır. çocuk sesi çatallaşmış bir şekilde; "incem" der, lanet olsun kimse onu duymaz, hemen otobüsün yiğitleri scream, brutal bilimum soprano sesleri ile bağırmaya başlarlar*;" kaptan arka kapı" ama o kadar çok kişi aynı anda bunu der ki ortaya çıkan ses; "kaokarkpıakpı" gibilerindendir. *
ikinci örneğimiz ise;

mesela öğrenci ücreti 1.40 Lira'dır. öğrenci kişinin 1 Lira'sı vardır. öğrenci parayı uzatır, muhavin zat "bu ne lan yarram" bakışını fırlatır. çocuk masumlaşır, gözleri büyür, dolar, hatta euro*. bu sefer, devreye muhavinin arkasındaki dörtlüde ortamı kurmuş teyzelerimiz olaya el koyar,

-(hep bir ağızdan) Nolcak be çocuğum gitsin ama, ayıp hee
-ama teyz...(konuşma çabaları)
-det! 40 kuruşun hesabını yapıyosun ayıptır aaaaa, el kadar çocuğa, çk çk çk çk çk (bu ses otobüslerin vazgeçilmez tepki sözüdür. Ona da gelicem)
-ama ama...(gözler dolar)

Çocuğumuz bu karambolden yararlanıp çoktan yerini almış, şoför, olayı keskin bakışlarıyla uzaktan izlemiş, bu teyzelerle baş edilmeyeceği kanısına varmış, vitesi boştan tekrar 1'e takıp, "ssssssii aaııaoum" diyerek* yollara koyulmuştur.

bi başka durum vardır ki "çk çk çk çk" sendromu diyoruz biz ona. *
diyelimki otobüs seyir halinde devam ediyor, hırbonun teki yola aniden atıldı, otobüs şoförümüz ani fren yaptı. işte o an, o beyhude, o güzel, o ki bütün günahların affedildiği an, sözlükteki "çk çk çk timi"nin beklediği andır.(evet böyle bir tim vardır. Bunlar otobüse amaçlarına ulaşmak için binerler. bi' yerlere gitceklerinden değil yoksa. aslında hepsi de birbirini tanıyodur fakat, orda tanımıyor ayağına yatarlar, onlar var ya onlar...) an gelir ve "çk çk çk çk" nidaları yükselmeye başlar. ve ilk aşama tamamlanır. ikinci aşama ise youm aşamasıdır, burda örgütten olmayanların yorumları dinlenir, hak verilir. (çok iyi yorumlar yapıyosa bir dahaki durakta alıkoyulur, örgüt merkezine götürülür. bir haftalık "çk çk" yapmaya giriş derslerinden sonra stajını ilk fazla yolcusu olmayan otobüslerde yapmaya başlar.)
her türlü yardımlaşmanın ve dayanışmanın pekiştirdiği ortamdır.

mesela, elimde ağır bir çanta taşımama rağmen yaşlı bir teyzeye yer verdiğimde, teyze hemen çantamı ben ininceye kadar tutmaya gönüllü olur. tabi ben vermem çantamı kimseye orası ayrı... geçen gün de metrobüste çok enteresan bir kardeşlik ortamı yaşadım, onu da anlatayım. komik falan da değil ama neyse. zaten bir önceki anektod da komik değildi... kapı önündeyim, kalabalık bir durağa yanaştı araç ve içerde bir tane boş yer var. içeriye önce bir abla girdi orta hallice. tam boş yere oturacaktı ki kendinden sonra giren bir eliyle kucağındaki bebeğini, bir eliyle de 4-5 yaşlarındaki çocuğunu tutan genç bir babayı farketti. yardımsever abla "senin bebeğin var kardeş." diyerek genç babaya oturması için işaret yaptı. genç baba da -neden bilmem- "siz oturun ablacım, kucağınıza vereyim çocuğu.." dedi. abla oturdu, kucağına bebeği alıp mıncıklamaya başladı. valla müthiş bir kardeşlik ortamı gerçekten.
inecek var dediğinde şöförün duymamasına karşılık iki sıra öndeki babacan karakterin tepki göstererek: "inecek var arkadaş!" deme durumudur. böylece aranızda bir minnet-kardeşlik bağı oluşur.