bugün

Menfi yönde olan ve birçok zihnin ker ürünü olan bakıştır. Kanıtları burada:

* ibni Bibi, Türkler’den, “cahil, müfsid, çarıklı Türkler” diye bahsediyor.

* Kerimüddin Mahmud Aksaraylı, Türkleri “Gözün karalığından daha kara olan Türk...”, “Türklerin... o dinsiz zümrenin...”, “mel’un Türkler” ifadeleriyle anıyor.

* Amasyalı Hüseyin b. Ali Fatih, “Tariku’l Edep” adlı risalesinde “Türk” ve “Türkmen”i iki ayrı etnik grupmuş gibi gösterip bölüyor.

* Şair Baki “Türk ehlinin ey hace biraz başı kabadır.” diye hakaret ediyor.

* Nef’i, “Türk’e Hakk, çeşmi irfanı haram etmiştir.” diye aşağılıyor.

* Türkleri “çoban köpeği”ne benzeten tarihçi Mustafa Naima Efendi ayrıca “nadan Türk, idraksiz Türk, çirkin suratlı Türk, mel’un Türk” olarak niteliyor.

* Gelibolululu Mustafa Ali, Mevaidü’n Nefais’te “Anadolu, Karaman ve Rum ülkesi adlarını alan pasaklılar halkı elbette kır adamıdırlar. Bunlar, aralarında güzel ve sevimli olanı az görünen, çeşit biçimde çirkin kimselerdir.” diyor.

* “Etrak-ı Bîidrak” lafının mucidi Hoca Sadettin “hilebaz Türk”, “akılsız Türk”, “aptal Türk”, “kudurmuş kurt”, “aşağılık türediler”, “sırtlan”, “anlayışsız kaltaban” diye nefret kusuyor.

* “Baban da olsa Türk’ü öldür.” diyen Kadimi mahlaslı Hafız Hamdi Çelebi, Hz. Muhammet’in “Türk’ü öldürün kanı helaldir.” dediği iftirasını yayıyor.

* Muhteşem Yüzyıl adlı televizyon dizisine dahil edilen izvornikli Arnavut Taşlıcalı Yahya karakteri, “soyu kuruyasıca Türk” diye mısralar düzüyor.

* 1797-1802 yılları arasında Paris’te daimi elçiliğimizi yapan Moralı Seyyid Ali Efendi uygunsuz hareketlerde bulunan Çuhadır Ahmet’e “Türk-ü sutür” yani “hayvan Türk” yakıştırması yapıyor.

* Tokatlı Aşık Nuri, Türk’ü hayvana benzeterek şöyle diyor:

“Türk’ün dilberidir gayetle inat
Şehir dili bilmez lisanı kubat
Kelamında eder Türklüğün isbat
Hayvan gibi gözün diker samana"

* 1912’de Sebilürreşat dergisinde çıkan bir yazıda “Türk” kelimesinin kullanılması, dinsizlik, kafirlik sayılıyor.

* 1913 tarihli “Mecmua-i Ebuzziya” dergisinin 94. sayısında, “Bizim Türklüğümüz sembolizmden başka bir şey değildir... Türk falan değil sadece Müslüman'ız.” deniliyor.

* Prof. Ahmed Naim 1913 yılında yazdığı “islamda Dava-i Kavmiye” adlı kitabında Türk’e karşı savaş açıp “Türk’ün geçmişini bilmesine, öğrenmesine lüzum ve ihtiyaç yok; gerekli olan şeriatı öğrenmektir.” diyor.

* 1919-1920 yıllarında şeyhülislamlık yapan ve bugün adına vakıf kurulan Mustafa Sabri Efendi, Türk’e Türklük benliğini vermek isteyenlere “soysuzlar” yakıştırmasında bulunuyor. Dahası, tiksintiyle söz ettiği Türklüğünden istifa ediyor:

“Yalnız Müslüman ve insan
Olarak kalmak üzere, Türklükten
Şeref ve izzetimle istifa
Ediyorum Allah’ın huzurunda
(...) Tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme
Beni Türk milletinden addetme!”

Şevket Süreyya Aydemir’in Suyu Arayan Adam’ında “Türk müsünüz?” sorusunun cevabı hayli dramatiktir;

“Aman hocam, estağfirullah!”
1995 yılında ahmet güryüz ketenci chp iistanbul l başkanı yapılmış
ve bu olay chp tarafından " ilk defa türk ve sünni il başkanı seçtik "
diye müjdelenmişti .

reis aşağıda kürt ve alevisever olmuş ....

Yıllar önce Alevilere, CHP’nin kapısını kapatan sen değil miydin? CHP
istanbul il Kongresi’nde, il başkanlığına desteklediğiniz benim hemşehrimdir,
Ahmet Güryüz Ketenci’yi seçtirince sevinç ve coşkuyla basına ‘işte istanbul il
Başkanlığı’na seçtiğimiz arkadaşımız; hem Türk, hem Sünnidir, Alevi değil’ diye
mutlulukla verdiğiniz beyanat unutulmadı. Bir beyanatınızla hem Kürt kökenli
hem Alevi vatandaşları dışladınız.

https://www.milliyet.com..../muhalefet-capsiz-1168540

***********************

1998 yılında yök başkanı erdoğan teziç " türkçe bilim yapılmaz " dedi ....

*************************************

günümüzde durum daha da kötüdür ..
görsel
Dedirten bakış açılarıdır.
Yukarıda yazan arkadaşlar, olayın bir yönünü yazmıştır. Olayın diğer yönü için (bkz: Osmanlı türklüğüyle iftihar ederdi)

https://www.sabah.com.tr/...urkluguyle-iftihar-ederdi

--spoiler--
Osmanlı Türklüğüyle iftihar ederdi

Osmanlı hanedanının atası Oğuz Han'dı
Osmanlı tarihleri incelendiğinde Orta Asya'dan geldiklerinin ve Türklüklerinin fazlasıyla farkında oldukları görülür. Şecerelerde Osmanlı hanedanı çevredeki diğer devletlerde olduğu gibi Cengiz Han'a veya Halifelere değil Oğuz Han'a bağlanır. Osmanlılar Oğuz neslinden ve Kayı boyundandır. Osmanlı tarihi Türk tarihinin bir parçası olarak ele alınır. Osmanlı hanedanının Türklük'le bir meselesi olsa kendi soyunu Oğuz Han'a bağlar mıydı? Nitekim Şehzâde Cem'in oğluna Oğuz Han, ikinci Bâyezid'in oğluna ise Korkud isimlerinin verilmesi tesadüf değil dönemin siyasi yapısı içerisinde bilinçli bir tercihtir. ikinci Abdülhamid, yatak odasının önünde hanedanın mensup olduğu Karakeçili Yörükleri'ni yatırtacak kadar çok güvenir ve onlara "öz hemşerilerim" derdi. Osmanlı bir millet ismi değildir. Osmanlı adı Selçuklu, Karahanlı, Gazneli isimleri gibi bir hanedanın adıdır. Selçuklular, Karahanlılar, Gazneliler gibi Osmanlılar da bir Türk devletidir. Ancak hiç unutulmaması gereken husus Osmanlılar'ın bir imparatorluk olduğu ve günümüzün milliyetçilik anlayışının o dönemde olmadığıdır.

--spoiler--
Tarih boyunca bizzat mensubu olduğum varsak boyu bile Osmanlılarda sevilmemiş, tehdit görülmüştü.
Kendisine arı Türkmen diyecek kadar milliyetçi bir boy olduğumuz için.

Osmanlı şeyhülislâmı ibn-i Kemal Kemalpaşazade'nin bizzat boyum hakkında kurduğu cümle de şudur.

"varsak-ı pür-nifak ve bed-fiâl" (yaptığı işler kötü ve nifak dolu varsak)

Sebep? Osmanlı-karamanoğlu mücadelesinde Karamanoğlu'nun en seçme birlikleri olduğumuz için.

Osmanlı-memluk mücadelesinde Memlûk (Ed devletul turkiyya) devletinden yana olduğumuz için.

Sebep? Cem sultan'a en çok sahip çıkan boy olduğumuz için.

1700-1865 yılları arasında bizzat konargöçer Kozanoğulları derebeyliği ile Osmanlı'yı 165 sene Kozan dağlarına sokmadığımız için.

Sebep divan diline karşı halk Türkçesinin kalesi olduğumuz için.

Varsakların cevabı da Kozanoğulları ozAnlarından Karacaoğlan ve dadaloğlu'ndan gelsin.

"kozan dağından neslimiz,
arı (saf) türkmendir aslımız,
varsaktır durak yerimiz,
gurbet elde yar eyler bizi!"

"Ferman padişahın dağlar bizimdir!"