bugün

ilkokulun o saf havasından çıkıp ortaokula başladığımız yıllarda başımızdan geçen sevdalıklardır. bizim orda öyle derler ; sevdalık.
(bkz: karadeniz)
okulun son sınıfında genelde daha bir duygusal ve çekingen yaşanır aşklar. lisedeki gibi kızın elini tutmak, hatta inceden öpmek filan yoktur bu dönemde.
genelde arkadaşla gönderilen mektuplar, gizlice sırasına bırakılan çiçekler filan vardır. ya da bir bahaneyle konuşurken aşkını belli etme çabaları filan.. cep telefonu filan yok o zamanlar, evde telefon yok lan ne cebi !
kısacası, çok istisnai durumlar haricinde, kızın elini bile tutamadan öyle mal mal geçen aşklardır. iki kelime bir araya gelip kıza söylenemez bile. ferdi filmlerinde 7 yaşındaki kızın bile aşk edebiyatı yaptığına bakmayın, o filmlerde oluyordu sadece.
sonra okul biter, kızı lisede görürsün ama o seni görmez bile. sebebi malum. o gelişimini daha hızlı yaptığından yanında tıfıl bir çocuk gibi kalırsınız. çok fenadır çok. bana kalsa ortaokul yıllarımı silerim tek kalemde.
tek kelime ile lüzumsuzluk. hele bu cep telefonu falan çıkmadan önce daha bir tiksinçti. yok ev telefonundan ara, yok biriktirdiğin parayla sinemalara git, yok annem babam çakacak mı diye kork. tam bir kabustu çocuksu heves işte.
bir çoğu karşılıksız olmakla beraber insana büyük utançlar yaşatır. benim başıma gelmişti, orta 3 deyiz, ece diye bir kıza aşık olmuştum. o en arkanın önünde, ben ise önden 2. sırada oturuyorum. öyle bir aşık olmuşum ki aklımdan çıkmıyor, baktığım heryer de o. bir gün tenefüse çıktık, ece ve yanında oturan selin isimli şeytan kız: ''herkes buraya baksın, bir şey söyliyecez dediler'' o an sanki hissetmiştim bir şeyler olacağını, sınıftan kaçıp gitmek istedim ama nafile.. herkes dönmüş onlara bakarken selin isimli şeytan kız bombayı patlattı: '' fidelio bu derste tam 86 kez arkasına döndü bize baktı'' üşenmemişler hepsini saymışlar, not etmişler. bütün sınıf çılgınlar gibi gülmüştü. ağzımı açıp tek kelime edememiştim, utancımdan yerin dibine girmiştim. daha sonra sınıfımı değiştirmek falan istemiştim ama müdür yardımcısından da siktir yiyince, iyice ezik bir tip olduk orta okulda...
en zararsız aşk'tır. bir türlü sevgili gibi olunamaz. beraber yapılan tek aktivite kantinden tost yemek olabilir. aslında gereksizdir o yaşta.
Saç çekmeyle cilveleşilen aşklardır.

Bizim zamanımızda saçtı tabi şimdiyi bilemem.
Eninde sonunda Unutulur.