bugün

her geçen gün ordunun üst komutasında hizmet etmiş yada günümüzde hizmet etmeye devam eden askerlerimizle ilgili çeşitli iftiralar atarak veya sürekli haberler yaparak toplumda askere karşı kin, nefret duygusu uyandıran, yanlı haber yaparak orduyu yıpratmaya çalışan kanallardır.
(bkz: işte o yazarlar)

(bkz: habervaktim türü provakasyon yapmak)
hükümet yanlısı (atv, stv...) tüm kanalların sürekli olarak orduyla ilgili haberleri güncel tuttuğu bu dönemde bazı bünyelerin televizyon izlemediğini islese de görmek istemediği durumlara neden olan kanallardır ve çok acıdır.
soros'un çocuklarının dümeninde olduğu küçük amerikancılardır.
Bunlar ağlak imamından emri alırlar, akp himayesinde ordusuna saldırdıkça saldırır ve yediği kaba pislerler.

bölücülük yapan dtp'liler hakkında tek kelam etmezler ama bu kişilere veya türevlerine çıkışan ordu veya mensuplarına heme çıkışırlar.

bu bile ne kadar korkunç bir zihniyete sahip olduklarının kanıtı olsa gerek.
kesinlikle, türkiye'yi yıpratıcı yayın yapan kanallardan daha vatansever kanallardır.
siz, hurrşit tolon'u, şener eruygur'u, levent ersöz'ü ordu mu sanıyorsunuz? onlar ordu mu?
lan adamlar kendi sesleriyle, "bu milletin seçme hakkı var ama, bunlar mal.. güvenemeyiz" demedi mi? adamlar, "mesut yılmaz iyi çocuktur, rica ettik yaptı." ya da "bana bak vali sıkarım o ayaklarına" demedi mi?
levent ersöz'ün eşi "biz ergenekon hastasıyız" demedi mi kendi sesiyle?

korumasını yaptığı millete, "mal, enayi" şeklinde yorum yapma hakkı var mıdır ordunun?ve bu sebeplerle, darbe yapmaya hazırlanmasına.*
ya da dönemin başbakanı için "istedik yaptı, kırmadı bizleri" demesine hakkı var mıdır askerin?
ya da valinin ayaklarına sıkmasına.. ne kadar hakkı vardır.

bülent arınç boşuna mı dedi "iyi ki bu komutanlarla savaşa girmemişiz" diye..

şimdi, bu hainleri durmadan haber yapıp "bakın ey millet.. bu hainler ne planlar peşinde, sakın unutmayın.. hesabını sorun." yayınlayan kanallar mı kanalizasyondur, yoksa "siz uyuyun ey millet.. biz bir kesikbaş cinayeti uydurduk, ağzınıza layık. size ne elalemin hazırladığı günlüklerden, valinin ayaklarına sıkanlardan, başbakanlardan rica edenlerden ya da ergenekon hastalarından.." tarzındaki kanallar mı? bunlar ee! kanallar, izlenip psikolojimizi bozmayalım.

tanım gecikti özür: orduda insan gibi görevini yapmayan [örneğin siyasi gibi konuşan ve yargıya emir vermeye çalışan ve sık sık kandırılan(lav silahının tsk envanterinde bulunmadığı şeklinde demeçlerinden ve dağda bırakılan cihan muhabiri olayında, dağdaki sıcaklık hakkındaki demeçlerinde) bir genelkurmay başkanına ve andıçlar hazırlayan, sonra da ifade esnasında imzasını değiştiren dursun çiçek'e, ya da kahpece günlükler hazırlayan özden örnek'e]askerlerle ilgili haberler yapan ve bunda da kararlı olan kanallar kesinlikle değildir.
hangileri olduğunu, millet zaten biliyor. bilmeyenler yok, bilmek istemeyenler var..
yıpratıyorlar ama geniş yelpazeleri var, bir gün orospu çocukları nı da yayınlasalar şaşırmam..
askerin sivil yargıda yargılanabilmesi ile ilgili yasa çıktığında "demokrasinin zaferi, bağımsız mahkemede yargılanacaklar" gibi sözler sarfeden, ancak ertsi gün "darbeci" albay çiçek "bağımsız mahkeme" tarafından serbest bırakılınca bir gün önce alkışladıkları "bağımsız yargi" bi anda "etki altına,baskı var, bağımsız değil" gibi tutarsız haberler yapabilecek ucuzlukta kanallardır.bir dediği bir dediğine tutmaz.deniz feneri gib bi davadan söz etmezler.çünkü "devam eden" yargı sürecine müdahale etmek istemezler.ama devam eden ergenekon davasının sanıklarının yatak odalarından, ne yediğine içtiğine, eşiyle dostuyla ne konuştuğuna kadar didik didik ederler.konu ergenekon oldu mu yasa hak hukuk yoktur.ancak kendilerine dokunan birşey olduğunda hukuk devleti, demokrasi gibi kavramların arkasına sığınmaya çalşırlar.ucuzdurlar, dün siyah olan bu gün beyaz olabilir.iki yüzlü yandaş kanallardır. (bkz: akp borazanı)
yaa ya.. şerefsiz güruhtur. veli küçük sütten çıkma ak kaşıktır. ne susurlukta ne ergenekonda suçlu değildir..

(bkz: bunu diyen bunu da dedi)

sürekli aydınlık için bir dakika karanlık

(bkz: susurluk tek gerçek ergenekon yalan)
orduyu yıpratanlar askerler iken bunların yaptıklarını açığa çıkaranların orduyu yıpratmakla suçlanması bir ironi olsa gerek.

asker;
geçmişte darbeler yapmasaydı,
insanları fişlemeseydi,
darbe planları yapmasaydı,
28 şubat süreci gibi süreçlerde medya ve hukuku kullanarak kaos yaratmasaydı,
lahika belgelerini hazırlamasaydı,
şemdinli davasını yürüten hukukçuları yıpratmasaydı,
içlerinde olan darbeciler hakkında açılan davalara kendi eliyle destek verseydi,

daha sayayım mı?
sayayım değil mi? sayayım sayayım...

demokrasi ve hukuk devletin de insanların verdiği oylara saygı duysaydı,
içlerinden sadece inançlı diye insanları ihraç etmeseydi, devlet olmanın gereği her insana aynı gözle bakabilseydi,
vatandaşları bunlar kürt, pkklıdır veya bunlar islamcı, irticacıdır deyip hiçbir hukuki gerekçe göstermeden sınıflara ayırmasaydı,
28 şubat'ta hukukçuları toplayıp brifing vermeseydi,
kışlasında durup türkiye içinde olan terörü polis ve jandarmaya bıraksaydı...

daha sayayı mı? saymayayım... ezel izleyeceğim şimdi.

bütün bunları yapıp sonra ordu yıpratılıyor demek ahmakça...

tüm hukuksuzlukları yapıp sonra haklarında bunlar yazılınca neden rahatsız olunuyor? hukuk devletiysen basınla ilgili bir sıkıntın varsa adam gibi gider şikayetçi olursun. o basın organı tekzip yayınlar. ama şikayet edemiyorsan demek ki yazılanlar doğru.

bu arada tayyib erdoğan yazarlar hakkında biraz az yazsalar deyince kıyametii koparanlar. ordunun bir sabrı var diye kabadayılık edalarıyla açıklama yapan bir genelkurmay başkanına ne tepki veriyor görüyoruz. bıçak kemiğe dayanmış, üzüntüsünü dile getiriyor diyip hala savunuyorlar. neden tayyib söyleyince basına baskı oluyor da, sabrımı taşırma diye tehdit edenin ki üzüntüsünü dile getirmek oluyor?

bir konuda çifte standart uygulayan insanların lafına bu millet ne kadar değer verdiğini hep gösterdi, gösterecek... bu milletin içinde bir % 30 var. kendini çok akıllı sanan ve herkesi kandırabilirim zanneden ama geri kalan % 70 kimin ne bok olduğunu çok iyi biliyor. ondan sonra "ya hala nasıl akp'ye oy veriliyor, millet aptal" diye şikayet ediliyor. ulan aynaya bir bak, bir gün bir olaya ak derken ertesi gün kara diyorsun. balık hafızalı da sensin, olayları kişilere göre farklı değerlendiren de... sonra oy beklersiniz ama çok beklersiniz...

ayrıca birileri asker rahatsız gibi yazılar yazarken suç olmuyor ve hukuk işlemiyordu da, şimdi birilerinin askerin darbe planları vardı diye yazması mı suç? eğer hukuk varsa her ikisi de yazılacak şeyler değildir. hele asker rahatsız diye bir tehdit yapıyorsan bu bilgiyi kimlerden aldığını, neden bununla insanları tehdit ettiğini söylemek zorundasın. asker rahatsız cümlesinin devamı "böyle giderse darbe yapacak, akıllı ol lan millet" demektir. demokrasilerde oy verenlere bu tür baskılar suçken yıllarca yapıldı ve hukuk bunun suç olduğunu yeni yeni öğreniyor. söyleyen ise hala suç olduğunun, suç işlediğinin farkında değil. ordu madem çok temiz, "asker rahatsız" diyen adamı hemen savcılığa şikayet eder, "biz ordu olarak böyle bir şey demedik, diyenler hakkında da soruşturma açtırdık" diye tekzip isterdi. bunları yapmazsan kabul ettiğin anlaşılır ki sonrasında yıpratılırsın gülüm.
Doğru ya da yanlış, orduya karşı yapılan her haraket, düşmanların eline bir koz verir. Orduyu ailemiz gibi düşünmek gerekir. Ailenizle bir sorun olduğunda bunu dışarıya fazla yansıtmamak gerekir. Ne kadar yansıtırsanız, o kadar zayıflar aile bağlarınız. Belki yanlış bir düşünce, fakat geçmiş ve günümüz şartlarında bu orduya her zaman ihtiyacımız olmuştur\olacaktır. Ordu bu, vatanı satacak değil ya?
ergenekon yoktur kurmacadır diyen bütün kanallardır. kendileri ordunun pisliğin içine gittikçe batmasını desteklemektedirler.
(bkz: stv)