bugün

chp nin sloganının yanında sönük kalmıştır. gerçekten ne reklamlarını - özellikle de şu son güneydoğu reklamını- ne de mitinglerini beğendim.

bu arada oylar hdp ye.
tabi yol yaptılar. tam konuşacağım bir gülme geliyor konuşamıyorum da.
akp'nin bir takım uygulamalarından şikayetçi olanları iyice itip diğer partilere oy vermesini sağlayan reklam sloganı. adam sebze metve fiyatları ucuzladı diyor.

kriz içinde yanıp kavrulan sebze fiyatları: http://arsiv.ntv.com.tr/news/133919.asp#BODY dahası bu fiyatlar şubat fiyatı daha yaz fiyatı bile değil.
(bkz: onlar konuşur ak parti koklaşır)
"onlar konuşur, akp daha çok konuşur." olarak düzeltilmesi gereken slogan.
parayı bol bulunca giderek yeni yeni senaryolarla fantezi denemesine dönüşmeye başlamış reklam sloganı. seçime kadar bir nevi komedi dizisi tadına dönüşmesi muhtemel.
Reklam oyuncuları bile inanmıyor yaptıklarına. Sahte rol yapmalarından belli.
onlar konuşur akp miting alanındaki 100 kişiyi 10000 olarak gösterir. maaşallah, adamlar yapıyor.

https://www.youtube.com/watch?v=tYJE-LptAvY
(bkz: türklere zorunlu lys suriyelilere sınavsız giriş)
cevabı var mı ? bu soruların.

1.onlar kim ?
2.onlar ne konuşuyor.
3.ak parti ne yapıyor.

"kim kime dum duma" bu söz öbeği ile aynı mantığa haiz slogan.
Kusura bakma dayı sen bu konuda biraz eksiksin diyen adamı hatırlatır.
ce ha pe ve me ha pe A ka pe hırsız diye konuşuyor bu durum doğruluğunu kanıtlıyor o halde.
(bkz: kpss 2012 kopya skandalı)
(bkz: bakara makara)
(bkz: serbest kalan katilin başbakana teşekkür etmesi)
(bkz: 5 yılda 451 trilyon harcayan cumhurbaşkanı)
(bkz: 2012 sbs skandalı)
(bkz: tecavüze uğrayan doğursun gerekirse devlet bakar)
(bkz: akp li vekilin oğlunun polisleri hizaya sokması)
(bkz: akp li başkandan esnafa tokat)
(bkz: rte nin araplara türkiye sizin eviniz demesi)
(bkz: suriyeli mültecilere 300 milyon dolar harcanması)
(bkz: pkklılarla öpüşüp kucaklaşan orospu çocukları)
(bkz: gençliğe hitabe nin kaldırılması)
(bkz: ülkesindeki çocuklara gerizekalı diyen başbakan)
(bkz: hakimlik sınavında bile kopya çekilen ülke)
(bkz: türkiye de tecavüz olaylarının artması)
(bkz: abdullah öcalan ile muhabbet paşalara müebbet)
(bkz: zenginin çok zengin fakirin daha fakir olduğu ülke)
(bkz: hayvana tecavüz edilen ülke)
(bkz: 50 kg esrarla yakalanan başbakanın yeğeni)
(bkz: pasta için 55 bin lira harcayan bakanlık)
(bkz: yakalanan teröristi salıp pkk ya sert mesaj vermek)
(bkz: birkaç mehmet şehit oldu diye tbmm yi toplamayız)
(bkz: akp sayesinde türk olmaktan kurtulduk)
(bkz: tecavüz davasında rızası var kararı vermek)
(bkz: reyhanlı nın istihbaratını almıştık)
(bkz: biber gazından kaçan öğrenciye çelme takan polis)
(bkz: akp li bakanın 71 bin liralık pide yemesi)
(bkz: atatürk e hakaret eden din kültürü öğretmeni)
(bkz: bombalı araçların bilgisini alıp sadece seyretmek)
(bkz: reyhanlı saldırısı bilgimiz dahilindeydi)
(bkz: redhack in egemen bağış ın maillerini açıklaması)
(bkz: alkolü yasaklayıp bar açan dindar zihniyet)
(bkz: 330 bin 500 tl ye makam odası yenilemek)
(bkz: peygambere akp logolu nüfus cüzdanı çıkarmak)
(bkz: devlete 39 bin lira kira ödeten bakan)
(bkz: hüseyin çelik in pkk militani yeğeni)
(bkz: öğrenci yurtlarına 20 bin suriyeli nin yerleşmesi)
(bkz: ben türküm diyeni provokatör ilan etmek)
(bkz: abdullah öcalan ile 5 vakit namaz kılardık)
(bkz: şehide kelle katile sayın diyen başbakan)
(bkz: öldürülen 3 pkk lı için üzüntü duydum)
(bkz: 22 bin pkk lı çocuğum öldürüldü)
(bkz: yardım isteyen kanser hastasına para veren bakan)
(bkz: mezarda emeklilik)

evet efendim.

(bkz: onlar konuşur ak parti yapar)
yapmakla kalmaz komple kökler ama halk folloş olmuş, hissetmez.

http://galeri.uludagsozlu...ur-ak-parti-yapar-778218/
davutoğlu bu slogan olmasa mitinglerde ne söylerdi acaba ?
resmi oranlara göre en fazla %38 oy alması beklenen bir partinin son çırpınışlarıdır.
görsel
Doğruya doğru ak parti 12 yılda yaptığı tüm icraatlarda eleştirildi bu sloganı muhalefet kendi kendine çıkarttı aslında. Ak Parti icraatları karşısında çaresiz kaldılar.
onlar bakar
akparti takar.

onlar domalır
akparti çakar.

chp gelin sizde domalın.
sana bir çift lafım var bey.
Suriyede savaş dönemiydi işler kızışmıştı ve türkmenler zor durumdaydı dönemin başbakanı Erdoğan, Tırlarla yardım malzemesi göndermişti. O tırlar milli istihbarat adına yola çıktı ve durdurulamazdı (sözde).

--spoiler--
Cumhuriyet gazetesi, 19 Ocak 2014 tarihinde ihbar üzerine durdurulan ve Milli istihbarat Teşkilatı'na (MiT) ait olan TIR'lardaki havan, top ve tüfek mermisi gibi mühimmatların görüntülerini yayınladı.

Adana Savcılığı'nın yapılan bir ihbar üzerine "silah taşındığı" gerekçesiyle durdurduğu TIR'lara el koyması MiT ve Valilik emrindeki polisler tarafından engellenmiş, büyük gerginlik yaşanmıştı. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve içişleri Bakanı Efkan Ala başta olmak üzere hükümet yetkilileri silah taşındığı iddiasını reddederek, TIR'ların Suriye'deki Türkmenlere gıda yardımı taşıdığı yönünde açıklamalar yapmıştı. Olaydan sonra açılan soruşturma kapsamında; ihbar üzerine TIR'ları durduran jandarmalar, Adana Cumhuriyet Başsavcısı, Başsavcısı ve 2 savcı tutuklanmıştı.

Cumhuriyet'in elde ettiği görüntülerde, TIR'larda bulunan çelik kutuların içine yerleştirilen karton kutularda ilaçlar olduğu ancak bu kutuların kaldırılmasıyla birlikte, alt tarafa dizilmiş havan, top ve tüfek mermilerinin ortaya çıktığı görülüyor.

http://odatv.com/vid_video.php?id=8D8A1

Hatırlanacağı gibi, 11 Mayıs 2013 tarihinde Reyhanlı’da bomba yüklü iki aracın patlaması sonucu 52 kişi ölmüş, bu olay, “Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör eylemi” olarak kayda geçmişti. O günden sonra bomba yüklü araçların sınırdan geçebileceği kaygısıyla gümrüklerde teyakkuza geçirilmiş ve ihbarlar başlamıştı. 1 Ocak’ta Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde benzer bir ihbar üzerine bir TIR polis ekiplerince durdurulmuş, valiliğin devreye girmesiyle arama yapılması engellenmişti. TIR’ın yükü, tutanağa “insani yardım malzemesi” olarak geçerken, CHP’liler TIR’da silah bulunduğunu iddia etmiş, MiT ve hükümet kontrolünde Suriye’ye silah ve mühimmat sevk ettiğini söylemişlerdi. Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı, “Suriye’ye giden her şeyi x-ray’den geçiriyoruz. Bu durumun bizimle ilgisi yok” derken, o gün göreve başlayan ve Meclis’te yemin eden içişleri Bakanı Efkan Ala, TIR’da Türkmenlere giden yardımlar olduğunu iddia etmiş ve gazetecileri tehdit etmişti:

“Herkes işini bilecek. Siz TIR’ın içini biliyor musunuz?”

Bu olaydan 18 gün sonra, bu kez 3 TIR yine ihbar üzerine Adana Ceyhan Sirkeci gişelerinde, jandarma tarafından durdurulmuştu. TIR’lara eşlik eden MiT görevlileri, sonradan gelen çevik kuvvet polisleri ve Adana il Jandarma Komutanı’nın emrindeki 250 kişilik jandarma görevlileri arasında büyük gerginlik ve restleşme yaşanmış, karşılıklı silahlar çekilmişti.

TIR’ların aranması için izin veren Adana Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı, daha sonra mahkemede verdiği ifadede, olay yerine gittiğinde MiT görevlisi olduklarını iddia eden, hırpani tipli ve kirli sakallı birkaç kişinin bağırıp çağırdığını, küfür ettiklerini söylemişti.

ildeki mülki makamların, MiT bölge başkanının ve kolluk birimlerinin bilgisi dışında seyahat ettiği ortaya çıkan TIR’lar, savcının talimatı doğrultusunda Seyhan ilçe Jandarma Komutanlığı’na çekilmek istenmiş, bu sırada MiT personeli, araçlarını TIR’ların önüne kırarak bunu engellemeye yeltenmiş, şoförlerden anahtarları alarak araziye atmış ve TIR’ların hareketine engel olmuşlardı.

Savcı Takçı, yaşananları şöyle aktarmıştı:

“Gidip malzemelere baktım. Ağzına kadar çakılı silah ve mühimmatı ben de gördüm. Olay yerine gelen jandarmaya, bunları tespit etmelerini, görüntülerini ve numaralarını almalarını söyledim. Bu esnada Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ve Emniyet Müdürü, yaklaşık 300-400 kişilik özel harekât ve çevik kuvvet polis ekibi ile olay yerine geldi. Konuyu çözmek için Adana Valisi ile görüştük. Bana bu TIR’ların MiT’e ait olduğunu, bırakılmaları için ölümüne her şeyi yapacağını, Sayın Başbakan’ın (Erdoğan’ın) arayıp ‘Bu konuda yasa çıkaracağız, savcı bunları bıraksın’ mealinde sözler söylediğini, aynı şekilde içişleri Bakanı’nın da kendisini aradığını söyledi.”

Bu uyarılar üzerine TIR’lardaki malzemeler hakkında bir işlem yapılamamıştı.
Olaydan sonra önce hükümet cephesi, TIR’lardaki malzemenin “devlet sırrı” olduğunu söylemiş, Başbakan Erdoğan malzemenin Türkmenlere gittiğini iddia etmiş, ancak Türkmenler, kendilerine bir şey gelmediğini açıklamıştı.

Ahmet Davutoğlu ise “birileri”nin, Milli istihbarat Teşkilatı’na “kumpas” kurmaya kalkıştığını, “Bunun hesabının sorulacağını” söylemişti.

Buna karşın, AKP’nin Siirt milletvekili adayı Yasin Aktay, geçenlerde, TIR’lar içinde silah bulunduğu iddialarını doğrulamış, “Onlar Özgür Suriye Ordusu’na gidiyordu” demişti.

CAN DÜNDAR: SiLAH GÖNDERiLENLER BiR TERÖR ÖRGÜTÜYSE...

Görüntüler üzerine Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar da bir yazı kaleme aldı. Dündar görüntüleri neden yayınladıklarını şöyle anlattı:

"Patlaması halinde bir şehri yok edecek kadar çok silah,

bu ülkenin hava limanına gizlice indiriliyorsa,

O silahlar TIR’lara yüklenip bu ülkenin şehirlerinden, topraklarından, sınırlarından geçiriliyorsa,

O silahlar, o ülkenin bütün denetim kurumlarından, idari yetkililerinden, halkından habersizce, komşudaki bir savaşın taraflarından birine destek olmak için gönderiliyorsa,

Gönderilen taraf, bu ülkenin sınırları içinde silahlı eylem yapmış, bu ülkeyi sık sık tehdit etmiş, vahşi bir terör örgütüyse,

Gönderen hükümet, bu silahların mevcudiyetini ısrarla reddediyor, bu silahları durduran askeri yetkilileri görevden aldırıyor, bu silahlar hakkında soruşturma açan savcıları tutuklatıyor, yargılatıyorsa,

Bu ülkenin halkı, bu silahlar dolayısıyla karşı karşıya olduğu riskleri bilmiyor, bu sevkiyatın hayati, siyasi, hukuki, diplomatik sonuçlarından haberdar olamıyorsa,

Yapılan örtülü operasyon başlı başına bir suçsa ve hiçbir yasa, bir suç eylemini meşrulaştırmaya kifayet etmiyorsa,

Bir gazetenin, bir gazetecinin görevi okurunu bilgilendirmek, halkı bu tehlikeden, bu tehditlerden haberdar etmek, bu maceraya kalkışan yetkilileri ikaz etmektir.

Cumhuriyet, bu sorumluluğun bilinciyle bu görüntüleri yayınlıyor.

19 Ocak 2014 tarihinde Adana’da ihbar üzerine çevrilen ve içinde Suriye’ye götürülen silahlar olduğu söylenen TIR’ın savcılık dosyasındaki görüntülerine Cumhuriyet ulaştı.

MiT’e ait olduğu söylenen TIR’larda, iktidarın ısrarla yalanladığı silahların ve mühimmatın bulunduğu ve üç kamera tarafından görüntülendiği ortaya çıktı.

Jandarma görevlileri eşliğinde, savcının nezaretinde kapakları açılan çelik kasalardaki havan, top mermisi ve ağır makineli tüfek mermilerinin üstünün, antibiyotik dolu kutularla kapatıldığı anlaşıldı."
Cumhuriyet’in ulaştığı görüntüler, MiT’e, jandarmaya ve polise ait olduğu tahmin edilen üç ayrı kamera tarafından tespit edilmiş.

TIR’ların durdurulmasından sonra, askeri araçların ve jandarmanın, çevreyi kontrol altına aldığı görülüyor. Olay yerine getirilen patlayıcı eğitimi almış köpeklerin havlamaları duyuluyor.

Savcılığın talimatıyla TIR’lara el koyan görevliler, ellerinde eldivenler olduğu halde 3 TIR’daki toplam 6 ayrı çelik konteynırın vidalarını kerpetenlerle sökmeye başlıyor.

Savcının nezaretinde çelik kapaklar açıldığında, altından karton kutular çıkıyor. Üzerinde “Dikkat kırılır” damgası bulunan kutulardaki kolilerde ilaç paketleri olduğu görülüyor. Çoğu antibiyotik olan bu ilaçlar da kameralarca tespit ediliyor.

Ancak asıl sürprizin, ilaç paketlerinin altında gizlendiği anlaşılıyor.

Kutular kaldırılınca, altına dizilmiş havanlar ortaya çıkıyor.

Görevliler çelik kasaları açıp saymaya başlıyor:

3 TIR’daki 6 kasadan, toplam 1000 adet 100mm’lik top mermisi, 50 bin adet makineli tüfek mermisi, 30 bin adet ağır makineli tüfek mermisi (12.7 mm) ve 1000 adet havan mühimmatı çıkıyor ve bunlar kayıt altına alınıyor.

Bazı mühimmatın üzerindeki tahta kutularda “Tripoli” yazdığı görülüyor.

Savcılık talimatı ile alınan numuneler, jandarma kriminal laboratuvarında inceleniyor ve mühimmatın Rus menşeli olduğu ve eski Doğu Bloku ülkelerinden temin edildiği ve herhangi bir çarpışma anında infilak etme riski taşıdığı ortaya çıkıyor.

Herhangi bir kaza anında bir şehri uçurabilecek malzemenin, hükümetin gizli bir operasyonuyla, devletin ilgili birimlerinden habersiz sınırdan geçirilmeye çalışıldığı böylece anlaşılıyor. Olaydan sonra hükümet, TIR’larla Irak Şam islam Devleti’ne (IŞiD’e) yardım için silah ve mühimmat taşındığı iddialarını ısrarla reddetti. Bu konunun soruşturulması taleplerini reddederken, skandalın ortaya çıkarılmasını sağlayan kamu görevlileri hakkında soruşturma açtırdı.

Bu çerçevede Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, başsavcı vekili Ahmet Karaca, savcılar Aziz Takçı ve Özcan Şişman ile eski Adana il Jandarma Komutanı Albay Özkan Çokay görevden alınarak “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçundan tutuklandılar.

TIR’ları Adana’da durdurmakla suçlanan 13 askeri personel için de müebbet hapis istemiyle dava açıldı.

--spoiler--

http://odatv.com/n.php?n=...im-malzemeleri-2905151200
http://odatv.com/n.php?n=...-medya-gormedi-2905151200
görsel
3 yaşındaki yeğenimin bile ağzına takılmış lanet reklam sloganı.
Halka hizmetin eleştirildiği tek ülke Türkiye. Ak Parti sayısız hizmete icraatlere rağmen muhalefete yaranamamıştır. Türkiye'de sarsılmaz bir ekonomi oluşturulmuştur krizlerin üstesinden gelinmiştir fakat muhalefet bunu beğenemedi..
Ak Parti izmir için 4 bin proje tanıtır. Onlar sadece 1 proje ile yetinirler tüm Türkiye de. Farkı anlamışsınızdır. Onlar Konuşur Ak Parti yapar
güncel Önemli Başlıklar