öncelikle "ön tek koltuk" kavramı biraz acaip oldu ama güzel tanımladı.

eğer serviste baskın bir büyük veya eleman yoksa önce gelenin yeridir.
fakat mutlaka oranın bir sahibi vardır. bu dönem dönem değişir. genellikle yaşı büyük olan oraya oturur. mezun olduktan sonra veliahtına devreder.
o koltuğa oturmak demek, sanki, o kişiye daha bir ayrıcalıklıymış havası katar. kuul hareketler falan, şöföre "sağ serbest ağbi" demeler falan onu çok çekici yapar, veya o öyle sanar. herkesin onu izlediğini zanneder. radyoya o hakimdir. değişik bir psikolojisi vardır o koltuğun. ama en arkada şebeklik yapa yapa eve giden çocuk kadar eğlenemez. hep bir karizma peşindedir öne oturan.