bugün

Olm sırf hava civa olsun diye bu hastalığa sahibim diyenler var.

Ayrıca hastalığın havası mı olur amk.

- obsesif kompülsif bozukluğum var.
+ nasıl yani?
- yemeği hep sağ elle yiyorum, sol elimle yemeğe kalktığım da beceremiyorum, çok zorlanıyorum.
+ lan kalk silktir git.
her yaştan, her sosyal statüden, her gelir grubundan insanı yaklaşık son 10 senedir en az bir ay ziyaret eden toplumsal bir rahatsızlık biçimi. beni de 2014'te 1-1.5 ay kadar ziyaret etti. ama bu konuları insanlar deli damgası yerim diye dile getiremediği için sıkıntılar yaşıyor. ben doktora gittim o zamanlar ilaç yazdı bazı belirtilere okb dedi bazılarına sosyal fobi dedi. fakat şöyle bir durum oldu o sıra hastanede biri ana avrat sövüyordu kavga gibi bir şey çıktı. doktor bana onları duymam sebebiyle şu imada bulundu "bak sen burada ne güzel tatlı tatlı anlatıyorsun,bunların yaptığına bak" dedi, 2 dk şunlara bakıp geleceğim dedi. gitti geldi. sonra anlattı işte ilacın biri sabah biri akşamdı. ama öyle ilaçlar ki okb'den şizofreniye kadar hepsinde kullanıyorlar. biri efexor diğer curexoldu. sabah efexor akşam curexol. yan etkileri çok kötüydü uzun uzadıya yazmayayım ama benim zaten uykum asker uykusu gibiydi normalde ufak tıkırtı da uyanırdım ama efexor içince hem uykuda sese çok duyarlı oluyordum yataktan sıçrayacak kadar hem de uyurken terletiyordu. akşam curexol'u içince 1-2 saat sonra bayılma ile kusma arası gidip geldim en son kustum. sonra doktora gittim bir süre sonra, yeni ilaç yazayım dedi. yok yazmayın dedim. farkettiğim bir şey vardı ilaç gibi etki yapan. sigarayı içmeyince bende bir mutluluk duygusu oluşuyordu. doktora söyledim demek istediğimi anlamış olsa gerek ki klişe sigara bırakma olayından ziyade hormonal etkisini biliyor demek ki bırak dedi kafa sallayarak. çok fazla meraklı da olduğum için araştırdım. hatta hormon dışında bu rahatsızlığa neler sebep olabilir diye çok kafa patlattım. psikiyatri ve psikolojiye çok meraklıyım çünkü. hatta felsefeye felan. o yüzden ben önce felsefe ve sosyoloji ders kitaplarına odaklandım, hem kafamda bir sürü hayata karşı felsefi takıntılar da vardı zaten. bu süreçte bir çok felsefi sorumla yüzleşince, bir çok saplantı da kafamdan uçtu gitti. bilgisayarda klasör içindeki alt klasörler gibi. biri silindi mi diğeri de gidiyor ya o hesap. yine duruyor ama bu sefer derinlerde. zaten okb öyle bir şey derinlerde kalması gereken şeyler gün yüzüne çıkıyor. bu aslında çözülmemiş soruların, sarmal olup geri dönmesi gibi bir şey. beyin habire bunları çözmeye odaklanıyor. ben yine o 2014'te merak ettim acaba dedim sinüzitle bunların bir alakası var mı diye. çünkü kafada bir yoğunluk oluyor,agresiflik de yapıyor. belki dedim. araştırdım.yabancı bazı makaleler buldum türkçe çevirilerini de buldum sonra. ama kaydetmediğim için şu an o makaleleri bulamıyorum. velhasıl sinüzitin böyle bir şeye sebep olabileceğinden bahsediyordu. sonra benim rahatsızlık geçti, felsefi süreçlere odaklandım iyicene,araştırmak hoşuma gitmeye başladı. 2015 veya 2016'da dedim ki bu ilaçları bi daha deneyeceğim bakalım bu sefer yan etki gösterecek mi diye. reçete olmadan vermezler normalde ben de bir boşluk buldum eczanede o sıra e-nabızdan eski ilaçları gösterip şu ilaçlar dedim ve alıp çıktım oradan. efexor vardı fakat curexol yoktu piyasada yerine ismini unuttuğum pembe kutu bir ilaç verdiler. şu an curexolun muadillerine baktım o ilacın ismini görsem muhakkak hatırlardım ama hatırlayamadım. bazılarını zaman zaman piyasadan çekiyorlar çünkü. bu ilaçlardan yine efexoru sabah içtim. muadil ilacı akşam içtim. metroda eve dönüyordum iş arkadaşlarımla. bindikten 2 durak sonra onlara benim inmem lazım bana bir şey olacak dedim. çünkü midemle başım arası bir serinlik oluştu. metro istasyona geldiği gibi hemen indim ve yürürken bir anda kafamda bir şimşek çaktı ve yere düştüm. içimden herhalde ilaç epilepsi gibi bir yan etki oluşturdu diye düşündüm. kalktım yine düştüm. ben kalktıkça beynimde bir şartel sürekli indiği için düşüyordum. en son yanımdaki iş arkadaşım beni kaldırdı destekle banka götürdü istasyondaki. orada afedersiniz kusacağımı anladım çevredeki bir adamdan elindeki poşeti rica ettim ve ona kustum. ayağa kalkınca hem kusacak hem bayılacak gibi oluyordum. ambulans çağırdık hastaneye gittim. orada da derdimi anlatana kadar baktım yine düşeceğim, rica ettim biraz daha böyle konuşursam düşeceğim dedim,yatırdılar beni. serum verdiler. 2 saat sürer dedikleri için gözlerimi kapattım uyayım bari diye 2 saat mışıl mışıl uyudum. sonra eve geldim. yine bu ilaçları bıraktım. hatta hastanede bıraktım bilerek belki dedim semptomları not ederler ilaçlara göre. efexoru 37.5mg kullanmıştım doktor yazdığında, ikinci hastanelik olan denememde de öyle. rahatsız olduğum için değil, ilaçların etkisini gerçekten merak ettiğim için aradan bir geçen bir süre sonra efexoru bu sefer 75'e çıkardım akşam ilacını almadım. 75'te ufak bir serinlik geldi yine. anladım ki sınır 75 benim için. zaten 150 ve yukarısı evde vur kafayı kış uykusuna yat modu yani. 2-3 gün kullandım beni fazla mutlu etmek dışında ve umursamaz yapmak dışında etkisi olmadı. bıraktım. yine epey zaman geçti bu sefer ilaçları değiştirmeye karar verdim. nasıl olduysa, sadece paxera'yı merak ettim araştırmalarım sonucu. onu aldım, denedim hiçbir yan etki yok. normalde bir klişe vardır yan etki yoksa, etki de yoktur diye. ama bu öyle değil 10mg ilaç fakat ben yarısını kullanıyordum 1 günde 5mg olarak ve gayet sorunsuz, hatta sanki tam işte 2014'te kendimi sorunlu hissetmeden önceki o cıvıl cıvıl genç, gözleri parlayan insan olarak hissettirdiğini farkettim. boşuna aşk için hormon olayı demezler. bu ilaçlar zaten hormonların geri dönüşünü sağlıyor. bu hormonlar cinsellik sonrası da salgılandığı için bu ilaçları içince aşağıdaki dünyayı unutuyorsunuz. he macera ararsanız bu ilaçlar geciktirici etkisi yapıyor rahat yarım saat ama bunun için en az 4 saat önce içmeniz lazım. yoksa 30dk-1.5 saat kala içerseniz tersi etki yaparak erkenci olma sorunu yaşıyorsunuz. bir bunu keşfettim bu ilaçların genelinde de varmış zaten. ikincisi sanki bu ilacı içince saçlarım ve cilt sağlığım daha iyi gözüküyor gibi geliyordu. belki de ilacın hormonal etkisi sebebiyle güzel görme algımı arttırmış olma ihtimali de var. bu ilaçları içerken ben henüz bir aşk ok yemedim ama bu ilaçları kullanırken ota bakınca bile aşık olan var. velhasıl ne olur olmaz diye 1 kutu paxera hep bulunur. son 3 senedir hiç ihtiyacım yok. normalde çok sabırlı ve kavgadan uzağım. 15 senedir her türlü kavgayı başlamadan bitirdim, uğraşmak istemiyordum bağışıklığım var strese ve kavga çıkmasına karşı, önleme olarak yani. ama insan bazen alkol alıp tüm vücudu yoracağına, daha düşük dozda daha az zararla o motivasyonu yakalamak istiyor. zaten bu sebeple insanlar madde bağımlısı oluyor. bu ilaçların kırmızı reçeteli olanları dışındakiler bağımlı yapmıyor. ama metropol şehirdeyseniz ve her gün kodumun barzolarıyla karşılaşıyorsanız bazı günler tedbir amaçlı içmekte fayda var. fazla sabrın ve sükunetin zararı olmaz. sadece ilacı içtiğiniz gün alkol almamaya dikkat edin. çünkü o bir ara onu da denedim. daha doğrusu ilacı içtikten 1 gün sonra ilaç içmedim sadece rakı içtim. durduğum yerde kahkahalar attırdı bana. anladım ki 1 gün sonra bile vücutta dolaşıyor. mal mıyım niye denedim derseniz, doktor beni kobay edeceğine, ben kendi felsefi meraklarımla devam eden hayatta kendi kendimi kobay ederim mantığıyla denedim bunları. ayrıca sinüzitle olan bağlantıya tekrar geleyim.bir ara diş eti operasyonu sonrası tansiyonum düştü herhalde kan tutmaz ama eve gelince bayıldım. uyanınca başım çok ağrıyordu yere vurmuşum herhalde. tedbir amaçlı nörolojiye gittim, mr çekindim. sinüsümde zararsız, sinüzite sebep olan kistler olduğu söylendi.zaten insanların büyük çoğunluğu böyle tesafüden öğreniyormuş. yine böyle bir ağrın olursa gel dese de, ben sonra psikiyatrik olarak çok merak ettiğimi söyleyip, eeg istedim psikiyatrik değerlendirme amaçlı. hiçbir sorun çıkmadı. doktora sinüzitin ya da sinüs kistlerinin psikiyatrik rahatsızlıklarla bağlantısı var mı diye sordum, yok dedi doktor. sinüzit bilindiği üzere iltihaplardan dolayı. son 2 senedir psikiyatrik makaleleri takip ettiğim üzere psikiyatrik rahatsızlıklar için artık hormondan çok, beyindeki iltihaplar konuşuluyor. evet sinüzit tam olarak beyin içinde olmasa da kafatasındaki sinüs boşluklarına dolan iltihap da olsa, psikiyatrik bir yanı çıkacak bence. ve sinüzit ilerde xxx bir pskiyatrik rahatsızlık sayılabilir. çünkü şöyle bir şey farkettim, 5mg paxera içince sinüzit oluşturduğu baş ağrısı, basınç değişikliği, kulakta ağrı veya denge durumu gibi şeyler düzeliyordu. geçici olarak ilaç etkisi boyunca yani. dolayısıyla sinüzitin etkilerini çok daha az yaşatıyordu hormonal müdahale. bu konuların meraklılarının araştırmasını tavsiye ederim. sırf belki kafa yormak isteyen vardır diye yazdım. çok daha detaylı yazsam 3 gün sürerdi.
obsesyon, mantıksız olduğu bilindiği halde kişinin kendisini, o seyi yapmaktan alıkoyamadığı durumu tanımlarken, kompulsiyon ise kişinin kendisine eziyet çektirircesine obsesyonların anksiyöz etkisini üstünden atmak için uyguladığı katı bir savunma mekanizmasıdır. mantiksiz oldugu ve saçma olduğu bilinmesine rağmen karsı konamamasi iyilesşme süreci önündeki en büyük engeldir.
Günümüz literatüründe amitriptilin etken maddesi içeren antidepresan preparat en etkili ilaç olup en etkin tedavi şekli ise psikyatrist eşliğinde yapılan telkin ile tedavidir.
Gün geçtikçe hayatımı daha da mahveden bozukluk. Artık ne izlediğim filmi ve diziyi, ne oynadığım oyunu anlayamıyorum. ister dublaj ister altyazı fark etmiyor hiçbir şekilde anlayamıyorum. iyice iqsu eksilerde bir insan olmaya başladım. Öyle bir durumdayım ki 5 yaşında çocuğun anlayacağı şeyleri dahi anlayamaz oldum, kafam almıyor resmen defalarca geriye sarıp sarıp izlememe rağmen anlayamıyorum! Bazı şeyleri anladıysam da anlamadığım hissine kapılıyorum, tarif etmeye çalışırsam; sanki anladığım şeyler yapbozun birer parçalarıymış da o parçalar yerine oturmuyormuş gibi. Resmen diyaloglu, hikayeli şeyler izlemeye/oynamaya korkar oldum ve bu durum düzelmeyecek gibi. Ne bok yiyeceğimi bilmiyorum.
Küçüklükten beri olan ve hastalık olduğunu 2 yıl önce öğrendiğim psikolojik rahatsızlık. Ben bunları normal sanıyordum ama değilmiş. 1 yıl tedavi sonrasında geçtiğini düşündüğüm ama arada yoklayan saçma sapan bir şey. Takıntılı saplantılı ruh hali.
çeşitli kuruntularla birlikte görülen bozukluk. örneğin gaz vanasını kapattığınızdan emin olsanız da bu bozukluk sizi '' acaba '' lara sürükler ve her hareketinizden şüphe duyabilecek kadar işi ileri götürebilir. düzenli terapi, ilaç tedavisi ve kuruntuları yorumlama önem taşımaktadır.
zihinde sürekli dönüp duran küfürler gibi istemsiz gelişen sözler, düşünceler, hareketlerin oluşturduğu kişilik bozukluğu. depresyon geçmişine sahip kişinin kalbini yorar. öfke ve stres ile onu hayata karşı zayıf düşürür. düzenli terapi ve ilaç tedavisi olmadığı sürece beyni feci yıpratır.
'' acaba sözlerimden, hareketlerimden ötürü tutuklanır ve hapse atılır mıyım ? '' benzeri kuruntularla ilerleyen hastalıktır. küçük bir hareketinizden ötürü kendinizi yiyip bitirirsiniz.
Yaklaş, psikolojik danışman açıklıyor: konudan sapacağım ama olsun. Şimdi OKKB’yi açıklamam oldukça uzun sürebilir zira.

Psikoterapistlik eğitimim süresince çok ilginç vak’alar ile karşılaştım. Misal, aslında OKKB’si olan danışana yıllarca şizofreni tedavisi uygulandığını bile gördüm. Hatta EKT bile uygulamışlar (meşhur filmlerde gördüğünüz elektrik şoku tedavisi). işin özü,olay yanlış teşhisten kaynaklanmış. Yazık.
Psikolojinizi gerçek ruh sağlığı profesyonellerine emanet edin. Etraf sahte tipler veya paralı diplomalılar ile dolu.
Bünyemde var olan rahatsızlık.

Şüphesiz yaşayan bilir.
Bu pek havalı değil halkımız genelde bipolar bozukluk yahut paranoid takıntıları tercih ediyor, onlar daha havalı ve gideri var o yüzden, artık herkes tek tıkla psikolog ve tek tıkla uzman olabiliyor o yüzden kimseden akıl almayın yapabiliyorsanız kitap kürleriyle kendi psikolojik arınma ve tedavinizi gervekleştirin çünkü bu işte silah da tetik de çözüm de bireyin kendisinde yer alıyor. Ortalıkta gezen kuramsal freudlardan uzak durun. Hele ben biliyorum diyen yahut ucundan berisinden biliyoruma benzer konuşan herkesten uzaklaşın, s..kip elinize verirler.
Toplumun yüzde bir ya da ikilik bölümünü sıkıntıya sokan rahatsızlık. okb başlama yaşı genellikle 18-24 yaş aralığıdır. Belirli bir nedene bağlı oluşmaz. Takıntılı düşünceler, görüntüler aniden isteğimiz dışında oluşur ve direnç içerirler. Okbli kişiler düşüncelerini kontrol edemezler.takıntıların içeriği ise kişilerin temel değerlerine, etik standartlarına ya da kişiliklerine aykırıdır.
Bu illete sahip olup da dünya üzerinde korktuğu her obsesyon başına gelen tek varlık benimdir herhalde. OKB olmayı bile beceremedik.. Keşke 5 yıl önce ki ben olsaydım da bu illetten kafamı kaldıramasaydım.
önüne gelen kendine obsesif kompülsif bozukluk teşhisi koyuyor. biri artık başta genç kesim olmak üzere pek çok kişiye psikolojik rahatsızlıkların havalı olmadığını söylemeli.
istem dışı davranışlar ve sözlerin sürekli tekrar edip buna alınan önlemlerle öngü oluşturması sonucu zihin ve bedeni yoran ve tüketen kişilik bozukluğu. terapi ve ilaç, ayrıca kişisel telkin ile hafifletme imkanı var iyi ki.
Korono yüzünden hijyen takıntısı başladı. Amk doktorları boşuna dayak atmıyorlar bunlara. Anca milletin kafasını karıştırın amk. Hiçbirinin amacı tedavi etmek değil iyice şüphe uyandırıp kafayı yedirmek. Ulan ellerinizi yıkayın diye diye el yıkama hastalığı oluştu. Allah belanızı versin ki veriyor beter olun beni bu hallere soktuğunuz için.
Hafif derecesi sanirim bende de var. Idare ediyorum. Her insanda biraz vardır bunlardan.
ballı zencefil buna da iyi gelir herhalde.

yani bu kadar önerilen bir şeyse iyi gelmesi şart.
ilaç firmaları da mal üret bir ballı zencefil kapsulü sat her boka iyi geliyor.

okb yi ballı zencefille yenmek.
masumlar apartmanı dizisini izleyenler iyi bilirler. dizinin odak noktasını oluşturan, merkezine aldığı ruhsal rahatsızlık. kısaca okb diye de geçer. çok fazla hijyenik takıntı, aşırı temiz olma hastalığı demek. yani aynı yere 30 defa domestos döküp temizlese bile içinin hala rahat edememesi bozukluğu da diyebiliriz. şahsen bu aşırı hijyen olayına pek akıl sır erdiremeyen biri olarak bu okb işini uzaktan seyretmişimdir.
(bkz: tranko buskas)
4 yıldır içinde bulunduğum, yaşayanın bileceği tıp alanında "ruhun kanseri" denilen hastalık.

not:kurtulan varsa mesaj atabilir mi?