bugün

insanın başından aşağı kaynar su dökülmesine neden olandır.

bugüne değin hep gurur duydum "aferin bu hayta dam olacak. pazarları ne kadar da titizce yıkıyor arabayı" diyerek. meğer derdi başkaymış. arabayı bir güzel yıkayıp şehri turluyormuş son ses. allahtan arkadaşlar gördü de uyardı "nihat abi o yanındaki taş gibi sarışın kimdi hayırdır? hani sen kimseyi yalayamıyordun?" diyerek. itimadım sonsuzdu ama güvenimi kırdı.

aşırı tepki vermemeğe çalıştım. bundan böyle "alkol almamak, yüksek sesle çevreyi rahatsız etmemek, hızlı seyretmemek, taş gibi kızların teyzelerini de benimle tanıştırmak" koşullarıyla dilediğinde arabayı verme konusunda mutabık kaldık.

pezevenk hiç çaktırmıyordu da ya vay arkadaş. arabayı santimi santimine aynı yere park ediyormuş işi bitince.
bende pederden çok kaçırdım arabayı ya anlamıyodu ya da salak yapıyo karar verememiştim ama bir gün aşşağiya indiği gibi beni aradıı çabuk gel diye..içimden dedim tamam ölüm fermanım imzalandı.. indiğimde şoför koltuğunu açmış koltukta ki izi soruyor.. gece araba kullanırken bacak arasında bira vardı şişenin taban izi kalmış...sonrasını ne siz sorun ne ben anlatıyım..
Hatırlıyorum lisedeyken bir arkadaş vardı.(bundan ta 19 sene önce) O da babasından arabayı kaçırmıştı. Kaçırdığı araba da "Anadol". Depo kapağını düşürmemiş mi bizimkisi? "Ne yapacam?" "Nerede bulacağım?" diye dört dönüyordu. Unutamadığım o sahne geldi aklıma. Şimdiki gençlerin böyle sorunları olmasa gerek.