bugün

kurtuluş savaşı'nın en önemli paşalarından biridir. kurtuluş savaşı kadrosunda sakallı tek paşadır. bu yüzden daha çok sakallı nurettin paşa ismiyle tanınır. ayrıca, atatürk'ün kadim dostudur.
ırak cephesinde vuruşan ordularımızın komutanlarından biridir. Nurettin Paşa “Sakallı” diye anılır çünkü Milli Mücadele döneminde, öncesinde ve sonrasında sakallı olan ilk ve tek komutandır.

Mustafa Kemal Paşa kendisini 1920 yılında merkezi Amasya’da olan Merkez Ordusu Komutanlı’ğına getirmiştir. Çıkan Koçgiri isyanını gaddarca bastırdığı için Meclis’te büyük tartışmalar çıkmış, ancak Mustafa Kemal, bir generalini yedirmeyip savunmak zorunda kalmıştır.
Sakallı Nurettin’i daha sonra Garp Cephesi Komutanı ismet Paşa emrinde ordu komutanı olarak görüyoruz. 9 Eylül 1922’de izmir’i aldığımızda izmir valisi ve kumandanı oluyor.
Yaptığı ilk iş, Ege bölgesi metropoliti, izmir ve yörenin en büyük din adamı olan Hrisostomos’la yakından ilgilenmek!
Bu adam Yunan ordusu izmir’e girdiğinde kutsayan, komutanlarına Yunan bayrağı armağan eden biri.
Onu makamına çağırıyor, elleri bağlı olarak gözaltına aldırıyor ve hapishaneye doğru yaya olarak yola çıkarıyor.
Kalabalık onu yolda linç ediyor.
Mustafa Kemal Paşa çok kızıyor.

Yıl 1922… Zafer kazanılmış… Sakallı Nurettin şimdi görev gereği izmit’te. Milli Mücadele’ye yazılarıyla yıllarca ihanet edip yerin dibine batıran, hatta söven gazeteci Ali Kemal istanbul’da Türk gizli servisi tarafından kaçırılıp küçük bir tekneyle izmit’e getiriliyor. Sonrasında Ankara’ya götürülüp yargılanacak.
Nurettin Paşa, makamına getirilen Ali Kemal’e soruyor:
- “Artin Kemal sen misin?”
- “Hayır paşa hazretleri, benim adım Ali Kemal’dir.”
“Götürün bunu” emrini veriyor…
Ve Ali Kemal birkaç askerin yanında bir yere götürülmek üzere yola çıkarılıyor…
Ve yolda ahali tarafından üzerine hücum ediliyor, taş ve sopalarla linç ediliyor.
Sakallı Nurettin onun cesedini istasyonda bir ağaca astırıyor.

Sakallı Nurettin’i daha sonra Meclis’te milletvekili olarak görüyoruz. Ara seçimde Bursa’da Mustafa Kemal Paşa’nın adayını yenip Meclis’e girmeye hak kazanıyor.
Seçim çalışmasında dağıttığı broşürlerde kendisinden “Kut’ül Amare fatihi” diye söz etmesi Atatürk’ü kızdırıyor ve Mustafa Kemal tarafından Nutuk'ta sert bir dille eleştirilmiştir.