zamanda yolculuk olayının ısıtılıp ısıtılıp önümüze sunulduğu bir gezegende yaşıyoruz. insanların memnuniyetsizliği kriz dönemlerinde tavan yapıyor. aslında hiçbir zaman memnun değiller bu sahnelenen oyundan ama bir şekilde kendilerini avutmayı başarıyorlar. işte bu memnuniyetsizlğin yarattığı kollektif bir bilinç var: oldskoolcu çocuklardan tutun da nerede o eski bayramlar moruklarına, herkes geçmişi özlüyor.

ulan bu iğrenç düşüncenin dream within a dream'den bile tehlikeli bir hal aldığını görüyorum. her sene 90'lar partisi , 80'ler sevişmesi...lan bırakın geçmiş geçmişte kalsın, unutun ve değişin, amerikan olun lan azıcık!
bu iğrenç rituel 2000'lerde doğan ve nüfus cüzdanlarına baktıkça insan olmalarının mümkün olmadığını düşündüğüm tıfıllarla beraber katlanamaz bir hal aldı. lan blade runner'den daha futuristik duran bu ibişler "2000'ler de ne acayipti" geyiği yapacak iki tane ortak bilimkurgu filmi bulup karşısındaki kızı duygu selinde boğacak. buna katlanamam, bu dünyada daha fazla loser olmasına dayanamam!

yahu clint eastwood, woody allen bu adamlar bile geçmişte kalmamış , hala ekmeğinin peşinde koşan emekçiler. siz galakside yer kaplayıp hiçbir halta yaramayan figürler ne halt yemeye geçmişe saplanıp kalıyorsunuz? "80'ler çok başkaydı... sonra cobain denilen korkak gelip her şeyi mahvetti..." lan bırakın şimdi onu. zaten sefil bir yaşantınız var, günleriniz sayılı...boktan hayatınızı anlamlandırmak için küçük bir şansınız var, bari onun peşinde koşun canlarım.
neo retro. candırlar. geçmişi özler, bugünün hislerini içselleştiremezler. ayrıca manyak falanda değildirler. ben değilim en azından.