bugün

dengeyi korumak adına birçoklarının can simidi olan mizah belki de
kilidi hayatın. özellikle kendimize ve yaşadıklarımıza bakış açımızda
mizahı unutursak vay halimize. bunun örnekleri sözlükte de sıkça görülmekte.
bu bağlamda hemen herkesin kendine has bir alışkanlığı vardır. var mıdır?
emin değilim ancak bu başlığa ilham veren muhterem charles bukowski olup
günlüğünün büyük bölümünde keskin mizah yeteneğiyle yarar, güldürür. sadece
bir sayfalık pasajda bu durumu dile getirmektedir. yenilir. o gün hayatının
gündüz kuşağını kaplayan at yarışları yoktur ve üstelik çok muhtaç durumdadır
bir nevi kumar olan alışkanlığına, hipodroma, ganyana parayı basmaya...
işte bünyenin panzehirini bulması bu bağlamda önemlidir. herzaman
gülmez yüzümüz... mizah sadece beş harfli bir sözcük olur yeri geldiğinde.
yani 'nokta noktanın' yerine ne koyacağını bulması mühimdir insanın.
heey! biram bitmiş... gidip son paramla birkaç tane daha almalı...
ne de olsa almazsam ve içmezsem mizahımı kaybediyorum.*