bugün

Atsız Ata'nın Nazım Hikmetof' a verdiği tarihi ayardır.
[kat: <a href="//www.uludagsozluk.com/c/ee-nerde/" title="ee nerde" >ee nerde</a>]
çapını bilmemesinden kaynaklanır.
kayıkçı kavgası meraklısı bazı eşhasın yerli edebiyatla alakadar olabildikleri tek tük noktalardan biridir. arkadaş bırakın artık, o onunla kapıştı, bu şuna ayar verdi geyiklerini de iki şiir, bir roman okuyun. azıcık edebi zevkiniz gelişsin, incelsin.
oo atışma. nihal atsız otağından girer, Katerina nın çadırı'ndan çıkarım.
lan kiminle kimi kıyaslıyorsunuz. sizin beyniniz de kalmamış ! biri dünyanın en büyük edebiyatçılarından şairlerinden biri... biri o arap bu laz bu çerkez diye sağı solu hakir gören bir ırkçı bir nazi ! kendiside zerre kadar orta asya türklerine felan benzemiyor ha !
sözü edilen ayarlar şu şekilde sıralanabilir,

ayar 1- "kara vicdanını mujik cehenneminde kızartan ve yahudi marksın bayat felfesinin altına bir köle gibi yatan, karanlık günlerimizde istanbuldan ve anadoludan kaçarak moskovada ense yapan yurt kaçkını nazım hikmetof yoldaşa hiçbir sözüm yoktu. çünkü türlü türlü maniler ve türlü türlü manyaklar olduğunu biliyordum. fakat hikmetof yoldaş nebbaşlığa başlıyarak büyük namık kemalin kemiklerine diş uzatınca mesele değişti."
ayar 2- " nazım hikmetof yoldaş türkiyenin en büyük adamlarından biri olan namık kemali arslan postu giymiş olmakla ittiham etti. öyle sanıyorum ki arslan postu giymiş olmakla kasdettiği mana eşekliktir. bu, arslan postu giyen ve kendisini arslan diye satan eşeğin hikayesine telmihen yapılmış, komünistlere yaraşır şekilde bayağı, don kişotca bir tesbihtir. bir kere namık kemal arslan postu giymiş değildir. namık kemal arslanın ta kendisidir. evet, namık kemal arslandı , sırtlan değil… çünkü mezarlarda yatan arslanlara değil, kanlı cellat gibi tepemizde yaşıyan kızıl sultanlara saldırıyor, ağız dolusu küfürü onların suratına haykırıyordu."

ayar 3- "herkes, milliyetperverler, hatta hükümet bile nazım hikmetof yoldaşa doğrudan doğruya saldırmaktan çekiniyor da onun karşısına peyami safayı çıkarıyor ve peyami safada bu iş için para alıyor. tabiidir ki dünyada her şeyi iktisadi gözle gören gospodin nazım hikmetof yoldaş için her hareket iktisadidir. her hareket iktisadi olduğu için de peyami safa, hikmetof yoldaşa vereceği cevabın karşılığı olarak milliyetperver kaynaklardan para almıştır. o halde biz de soralım: her hareket iktisadi olduğuna göre acaba hikmetof yoldaşın namık kemalin kemiklerine saldırmasında hangi iktisadi amiller rol oynamıştır?"

ayar 4- "nazım hikmetof yoldaş peyami safaya yüksekten bakıyor. “okuman lazım evlat” diyor. peyami safanin hikmetof yoldaştan daha okumuş. yüksek kültürlü olduğu muhakkak olmakla beraber acaba hikmetof yoldaş el aleme “okuman lazım” diyecek kadar okumuş mudur? ben bunu hiç ummuyorum. eğer hikmetof yoldaş biraz okumuç olsaydi türkmenistanda budizm dininin bulunmadığını ve simavneli şeyh bedreddinnin komünist olmadığını bilecekti. malum ya, hikmetof yoldaş ilmi, siyasi, içtimai, tarihi hakikatlerle (?!) dolu olan şiirlerinin (?!) birinde kendilerinin (yani komünistlerin) vaktiyle şeyh bedreddinle beraber ayaklandıklarını söylediği gibi başka bir şiirde de türkmen kayıkçıyı türkmenistanlı bir buda heykeline benzetiyor. o halde ben de kendisine şöyle söylüyebilirim: “okuman lazım yoldaş!buda dini türkmenistana tarihin hiçbir devrinde girmemiştir. türkmenistanlı buda heykeli demekle iskoçyalı safii imami demek arasında fark yoktur ve şeyh bedreddin senin sandığın gibi bir komünizm mübessiri değildir. onun ne olduğunu senin bugünkü ilmin, kafan ve seciyen anlıyamaz. okuman lazım yoldaş! mujikistan cambazhanesinde size bunları elbette öğretemezlerdi. okuman lazım, okuman!”

ayar 5*****- "hikmetof yoldaş, peyami safanın babası, ingiliz-boeer savaşında kazandıkları zaferden dolayı ingilizleri tebrik etti diye çatıyor. bundan hikmetof yoldaşa ne olduğunu anlıyamıyorum. ingilizler bir avuç boeeri yendi diye sevinmek gerçi doğru bir hareket değildir, fakat ismail sefanın dinine dahleden yoldaşın kendisi sanki müslüman mı? bolşevikler küçük azerbaycan cumhuriyetini istila ettikleri zaman hikmetof yoldaş acaba kaç defa taklak attı? ingiltereye hulus çakmakla moskovaya dalkavukluk etmek arasında ne gibi bir fazilet farkı olduğunu anlıyamıyorum."

ayar 6- "acaba bu nazım hikmetof yoldaşın san”atta ne değeri var? bazı budalalar tarafından asrın en yüksek şairi olduğu bile ilan edilen bu sanso pansanın şairliği hakikaten 100 numara mıdır? bana sorarsanız sıfır. şiirin bir tarifi vardır. nazım hikmetof yoldaşın hezeyanları o tarife sığmaz. san”atta dar bir çerçeve içinde kapalı kalmak taraftarı değilim. fakat tulumbacı argolarını, zevk fesadına uğramış naraları da san”at diye kabul edemem. aklı başıda kimse de kabul edemez. şiir vezinle ve kafiyeyle olur. böyle olmuyan yazılara nesir derler. gerçi nesirde de şiir yapılır ama bu, manzum şiirden daha güç, daha san”atkarane birşeydir ve hikmetof yoldaşta bunun zerresi yoktur. nitekim gölgesi orhan selimin yazıları da meydandadır. işte nazım hikmetofun san”atından parçalar:

bana bak:hey!avanak!

trak tiki tak! makinalaşmak istiyorum,

şiirlerim içilmez ingiliz tuzu gibi.

hakikaten, ingiliz tuzunu, moskof mushili içilerek yazılmış olan bu satırların üzerine içmek daha doğru olur. sonra trrrrum diye makine taklidi yapmak hangi şiirin ve hangi zevkin kabul edeceği şeydir? şiir yalnız taklidi lafizlarla mı meydana gelir? kelimelerin ahengi yok mudur? hikmetof yoldaşın ağzındaki teneke düdüğün sesine çelik pistonlu makinelerin iniltisidir diyebilir miyiz? hikmetof yoldaş köpek veya sığır başlıklı şiirler yazsa havlıyacak yada böğürecek mi? "

ayar 7- "bir yazısında piyer loti`ye “domuz burjuva” diyen hikmetof yoldaş “domuzuna proleterlik” sattığı halde bayağı burjuvadır. başka bir yazısında da ayda 60 papallle geçindiğini söylemek istiyor. galiba gospodin yoldaş cenapları 60 liranın türk köylüsünün rüyasında bile görmediği bir servet olduğunu unutuyor. bu taslağa şunu söylerim ki: mert adam, sözünün eri adam proleterlik sattığı halde burjuva geçinmez. nazım hikmetof yoldaş mütareke yıllarında, yüz elliliklerden refi cevadin alemdar gazetesi idarehanesinde ayı oynattığı günden bugüne hep burjuva olarak geçinmiştir ve…. kurtuluş savaşında düşman karşısına çıkacak yüreği olmadığı için rusyaya kaçarak savaşın bitmesini beklemiş ve savaş bittikten sonra buraya bir kahraman(?) olarak dönmüştür."

ve son darbe;

ayar 8- "türk işcisi bu deli saçmaları, bu gerdan kırmalar, nara atmalarla mı kurtulacak; bolluğa tokluğa, sağlığa kavuşacak? hayır nazım hikmetof yoldaş! aç adamlar maskaralık istemiyorlar. aç adamlar ne yetim-i sefanın kırık mızraplı udu, nede namık kemalin ölüsüyle ve kemikleriyle beslenmek istemiyorlar. aç adamlar bol bol papel getiren naralı şiirler, mahkemelerde dile gelen tezler ve sokaklarda kişniyen ülkülerle avunmak ve aldanmak istemiyorlar. aç adamlar iş ve refah istiyor. aç adamlar açık sözlü, açık özlü, ak alınlı kahramanlar istiyor. açık gözlü taslaklar değil….
nazım hikmetof yoldaş! sarı suratlı afyonkeş çinlilerle kara suratlı yamyam habeşlerin davasını güdüyorsan, haydi oraya… yolun açık olsun. babiali caddesinde habeş davası müdafaa olunamaz. senin beğenmediğin burjuvalardan yüzlerce kişi habeş davasını kanlarıyla korumak için kızgın kum çöllerine koştular. sende o yürek nerede? şimdiye kadar ki susuşumuzu sakın güçsüzlüğümüze ve çekindiğimize verme. deli-petro gibi bayrak açıp gelseniz bile bizi karşınızda baltacı`lardan mürekkep bir ordu halinde bulursunuz. hem bu sefer her biriniz için katerin gelse de elimizden kurtulamazsınız."
nazım hikmetof'un vatan şairi namık kemal'e küfretmesi ile başlayan atışmadır.
atsız nazım hikmetof'un ağzının payını "komunist don kişot'u proleter Burjuva Gospodin nazım hikmetof yoldaşa" adlı makalesi ile vermiştir.

nazım hikmetof'u savunmak dönemin başbakanı inönü'ye düşmüş "hükümeti tenkit etmek" suçundan ifadeye çağrılmıştır. mahkeme karşısına çıkan atsız'a hakim "hükümeti tahkir etmişsin doğru mu" diye sorunca atsız; "hükümeti değil, hükümetin karşısına çıkan bir köpeği tahkir ettim" cevabını vermiştir.
devamı var, açın iki kitap okuyun. *
her türlü atsız'ın alacağı karşılaştırmadır.

kimse kusura bakmasın ama atsız'ın bugün bile döneminin üstünde değer biçilen romanları orda durdukça, nazım hikmet'in şiirleri onun seviyesine çıkamaz. nazım'ın 3 4 tane sağlam şiiri var amenna ama geçmişteki şairlerden arakladığı da onlarca şiiri var. roman yazmak her zaman şiir yazmaktan üstündür. üstelik nihal atsız çok net ve dobra bir adamdır. ömrü hayatı boyunca kendi davasıyla çelişmemiş ve çektiği onca sıkıntılara rağmen ecnebi bir ülkeye kaçmamıştır. bu nedenle aralarındaki hem edebî hem de ideolojik atışmadan nihal atsız açık ara zaferle çıkar.
Anılmadan yaşarsın ve bilmeden acımı,
Belirsiz mezarlarda bir “tabutluk” geçimi,
-ki bugünün erleri, iyi görsün öcümü,

Böyle düzen, böyle çağ, böyle devran kahrolsun,
“Vaktiyle bir Atsız varmış”, var olsun!
Bozkurtlar diriliyor,ey kutlu atam Atsız,
Yolların başıdır bu; onun için pusatsız,
Bir işimiz hep yarım! Yapılmıyor Kürşat'sız!

Ve katında ona da kırk ayrı selam olsun,
'Vaktiyle bir Atsız varmış', var olsun!
Bilmedigim atismadir, ve isin icerisinde atsiz varsa zaten ciddiye almayacagim atismadir. Ama bir sey dikkato cekti, atsiz n.h.r hakkinda hikmetof atfinda bulunmus fakat yanlistir, kendisini aydin bellemis bir adamin igneleyici olmaya calisirken nasil bir cahile donusebilecegini gostermistir. Cunku ruslarda soy ismi sistemi oglu/ kizi diye yurur be nazim hikmetof hikmetin oglu nazim manasina gelir. Ama nazim hikmet in babasinin adi hikmet degil mehmet nazimdir. Yani olsa olsa hikmet nazimof olabilir. Bu durumda da atsiz cehaletini bir kez daha kanitlamis oluyor.
nazım hikmet ile atsız'ın atışmasıdır. ben bu tartışmanın tarafı olsam da sonucu belirleyecek karar mercii olamam. buradaki hiçkimse olamaz. kimse bu ikiliden daha kötü olanı kadar edebiyatta yükselemez. ayrıca atsız'ın fikirlerinin çerkez, çinli, rus peştun kaka türk cici gibi olduğunu sananlar varmış ne yazık ki. atsız, nesir yönünden çok iyi bir edebiyatçıdır. hiç de fena olmayan bir şairdir de aynı zamanda. tabi bunlar ikinci plandadır. atsız ilk olarak tarihçidir, bilim adamıdır. ek olarak atsız, her şeye rağmen yurtdışına kaçmayıp işkence görmüştür, 68 yaşında hapse girmiştir ikinci kez.