bugün

insanın, "ne olacak bu memleketin hali ?" ,"ne olacak bu fenerin hali?" gibi hemen hemen her gün düşündüğü şeylerden biri. onu bırak, siyasette insanların kamplaşması; sosyal hayattaki gruplaşmalar; günlük hayatta kullandığımız deyimler hep bu genellemeler yüzünden geliyor başımıza.

şehirlere isimler takarız kendi kafamızda. "bursalı" deriz mesela, aramızda bursalı olan ya da uzun süre burada yaşamış olan çok kişi var. herkes "bursalı" diyince ne demek istediğimi anladı, ama onlar kendilerine rahat rahat "bursalı" diyemiyorlar. iki tane şarkıcı yüzünden mi ? peki diğer şehirler ? neden ?

"süt içenler süt çocuğudur." hadi ya, kemikler nasıl gelişecek peki ? zaten yetişmede değil, yetişkinlikte, bilhassa yaşlılıkta içilmesi gerekiyor. küçüklükten başlıyor, "arkadaş arasında süt çocuğu demesinler" diye süt içmemek. en başta ben. habire kolaları götürüyoruz da kantinde bile soğuk süt yok ki şimdi. neden ?

gel bu yana, sözlüğün vazgeçilmezi siyasete. komünistler, eskiden "dev" gibi yasadışı örgütler kurmuşlar. şimdi bile 1 mayıs'larda bazıları otobüs yakıyor. hatta pkk'lılar bile bunların arasına karışmış zamanında. ama bakıyorsun söylediklerine : insanlık, eşitlik, özgürlük, kardeşlik... e bunlar ülkücüsüyle, sağcısıyla, solcusuyla herkesin istediği şeyler. anarşizm yanlıları yüzünden hepsine birden yüklenip duruyoruz. neden ?

aynı şekilde milliyetçilere çok yükleniliyor. "emperyonist faşikler", "çatlı mafyaydı", "küpeme takıp beni dövüyorlar", "içlerinde ahmet kaya gibi güzel sanatçılar yok"..vs. peki, böyle birkaç elebaşı yüzünden milletine gerçekten bağlı olan, birliği bozanlara eyvallah etmeyen, bazı yanlış şeyleri hoşgöremeyen çoğunluğa çatılıyor. ses çıkardıklarında da "sen sus cahil zorba". sonra bunların birkaçının nefreti içlerinde büyüyünce birileri dürtüyor. neden ?

"neden"ler o kadar fazla ki. atın ayağı burkuluyor, genellemeye kurban giden laf hemen devrede : "acı çekmesin diye vurulmalıdır. daan!" baytar maytar hak getire.

genellemeye kurban gitmeyen bir dünya dileğiyle.