bugün
- motosikletle 210 km hız yapmak11
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü27
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek13
- tamirciye veren kadın9
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları14
- bir kızı kucakta zıplatmak8
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler20
- şu an hissedilen duygu17
- sözlük yazarlarının tatlıları12
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek10
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması13
- icardi1905'in sözlüğü bozması8
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne16
- psikolog fiyatları16
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak10
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- anın görüntüsü15
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- fenerbahçe9
- macar bakanının türklük açıklaması13
- toggun yanması8
- bir erkeği cezbeden şeyler18
- flörtü eleme sebepleri20
- öğretmen maaşları22
- ölümlü dünya 29
- suratı sabunlamak11
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek34
- uludağ sözlük discord grubu8
- 007 slip don giysin kampanyası10
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması13
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün15
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular10
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
- bik bik silik yesin kampanyası9
- nervio'nun güzel ellerinden yiyeceğim dayak10
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri11
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak17
- görüldü bile atmayan insan tipi22
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri11
- eloande'ye zengin koca bulmak8
- aşık olmak12
- mimarlığı bırakmak13
- erkeklerin iğrenç özellikleri21
- keki kabarmayan sözlük kızı8
- sözlükteki kızlar mı dışardaki kızlar mı10
- deniz gezmiş10
Nobel edebiyat ödülü alan ilk müslüman yazardır. ikincisi orhan pamuk zaten. Hatta başkada yok.
midak sokağı muazzam bir eserdir. Bizi mısır'da sıradan bir sokağa sokup olağanüstü mistik ve dramatik bir yolculuğa çıkarır.
midak sokağı muazzam bir eserdir. Bizi mısır'da sıradan bir sokağa sokup olağanüstü mistik ve dramatik bir yolculuğa çıkarır.
Arap edebiyatındaki nobel ödülüne hak kazanan ilk yazardır.
kahire üçlemesi efsanevi olan eserleri arasındadır. Bu kitapların adı sırasıyla; saray gezisi, şevk sarayı ve şeker sokağıdır.
kahire üçlemesi efsanevi olan eserleri arasındadır. Bu kitapların adı sırasıyla; saray gezisi, şevk sarayı ve şeker sokağıdır.
batarya company nin gizli forveti.
batarya company üyesi bir rapçi arkadaşdır.
okumak için neden bu kadar geç kaldığımı kendime sorgulatan yazar. geç buldum bi daha da kaybetmem.
son zamanlarda hiçbir kitaptan bu kadar etkilenmemiştim. (bkz: ezilenler)
son zamanlarda hiçbir kitaptan bu kadar etkilenmemiştim. (bkz: ezilenler)
Necip Mahfuz'un Gözüyle ...
mustafa balbay, 24.08.2013, cumhuriyet.
Hükümet Mısırdaki olaylara Türkiyenin içişlerinden daha fazla önem veriyor.
Başbakanın tüm konuşmalarının ana gündem maddesi Mısır. Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamaları dinlerken mırıldanmadan edemedim:
Anlaşılan Mısıra bakanlar kurulu toplantısı bitti!
Mısıra ilişkin konuşmaları, yorumları izledikçe ben de sık sık yıllar önceki Mısır gezilerime gidiyorum. Resmi gezilere gazeteci olarak katılmak bir yana, 20 gün sırt çantasıyla dolaşmıştım Mısırı. Hafta içinde şöyle bir beyin jimnastiği yapıp, o geziden günlük yazılar çıkar mı, diye yokladım. iki elin parmaklarını geçince durdum; üçünü paylaşmaya karar verdim.
***
Mısır gezisinde amaçlarımdan biri; Nobel ödüllü Necip Mahfuzu görmekti. Al Ahram gazetesinde zaman zaman yazılar yazdığını, ilerlemiş yaşına karşın haftada birkaç gün gazeteye geldiğini biliyordum.
Al Ahramın kapısını çaldığımda beklediğim yanıtla karşılaştım:
Şu an uygun değil, size birkaç gün sonrası için randevu verelim.
Yola çıkan rüzgâra aittir ve her şeyi zorlamalıdır. Bir yazarın kolay kolay reddedemeyeceği bir gerekçe söyleyip o an görüşmeyi zorladım. Türkiyeden gelen bir gazeteciydim, seyahat halindeydim, yanımda Mahfuzun Türkçe basılmış eserleri vardı, onları verecektim.
Az bekleyin, 15 dakika sonra sizinle görüşecek dediler.
Yüksek tavanlı bir odada çay içimi sohbet ettik.
Mısırdaki iç içe geçmiş uygarlıkların yazarlığını, bugüne bakışını nasıl etkilediğini sorduğumda şu karşılığı vermişti:
Ben çoğunlukla günlük yaşamda olup bitenlerden etkilendim, ama bu yaşamlar Mısır kültürünün bir parçasıydı... Uygarlık hem büyük bir bereket hem de uzun süre yaşayan tohum gibi bir şey. Hiç beklemediğiniz bir an yeşerebilir. Mısırda bunun örneklerini bulabilirsiniz.
Bunun Anadolu için de geçerli olduğunu söylediğimde, şöyle devam etmişti:
Tabii ki... Siz Türkiyeden geldiniz. Türkiyenin daha çok bugünü ile ilgiliyim. Mustafa Kemal büyük işler başardı. Onu öğrendikçe saygı duydum. Ancak bir toplumu değiştirmek o kadar kolay değil. Bütün temel değişiklikleri yaptığınızı düşünürsünüz, bunun topluma iyice yerleştiğini öngörürsünüz... Bir bakmışsınız bazıları oturmamış. Yeniden yeniden uğraşmak gerekir...
Anlattıkları bağlamında Mısırda nelerin başarılıp başarılmadığı soruma yanıtı şu olmuştu:
Mısır sadece kendi sınırları içinden sorumlu bir ülke değil. Arap dünyası çok parçalı görünse de birbirinden etkilenen büyük bir coğrafya. Din toplumsal yaşamın en önemli unsuru, belirleyicisi... işin zaman zaman islam adına teröre dönüşmesi beni üzüyor.
***
Necip Mahfuzun 1990lı yıllarda yaptığı bu değerlendirmeler Mısırın bugününe de ışık tutuyor.
Mısır, Arap coğrafyası için belirleyici bir ülke. Bu sadece bugün değil, tarihte de böyleydi. Yavuz Sultan Selim 1517de Kahireye girdiğinde Yemen Emiri iskender, kentinin anahtarını getirip teslim etmişti. Zira Kahireyi elinde tutan tüm bölgenin hâkimi demekti.
Noktayı yine Necip Mahfuzla koyalım. Kahiredeki uğrak yerlerimden biri bizim Kapalıçarşımızı andıran Han Halilin içindeki Necip Mahfuz kahvesiydi. Akşamları Faruk adlı bir sanatçı ud çalıp Ümmü Gülsümden şarkılar söylüyordu.
Farukun etrafını erkekler kadar kadınlar da çeviriyordu.
Kahvenin havası Mısırda kadınların her şeye karşın sosyal yaşama katılma enerjisini yansıtıyordu.
http://www.cumhuriyet.com...p;ka=4&kb=5&kc=35
mustafa balbay, 24.08.2013, cumhuriyet.
Hükümet Mısırdaki olaylara Türkiyenin içişlerinden daha fazla önem veriyor.
Başbakanın tüm konuşmalarının ana gündem maddesi Mısır. Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamaları dinlerken mırıldanmadan edemedim:
Anlaşılan Mısıra bakanlar kurulu toplantısı bitti!
Mısıra ilişkin konuşmaları, yorumları izledikçe ben de sık sık yıllar önceki Mısır gezilerime gidiyorum. Resmi gezilere gazeteci olarak katılmak bir yana, 20 gün sırt çantasıyla dolaşmıştım Mısırı. Hafta içinde şöyle bir beyin jimnastiği yapıp, o geziden günlük yazılar çıkar mı, diye yokladım. iki elin parmaklarını geçince durdum; üçünü paylaşmaya karar verdim.
***
Mısır gezisinde amaçlarımdan biri; Nobel ödüllü Necip Mahfuzu görmekti. Al Ahram gazetesinde zaman zaman yazılar yazdığını, ilerlemiş yaşına karşın haftada birkaç gün gazeteye geldiğini biliyordum.
Al Ahramın kapısını çaldığımda beklediğim yanıtla karşılaştım:
Şu an uygun değil, size birkaç gün sonrası için randevu verelim.
Yola çıkan rüzgâra aittir ve her şeyi zorlamalıdır. Bir yazarın kolay kolay reddedemeyeceği bir gerekçe söyleyip o an görüşmeyi zorladım. Türkiyeden gelen bir gazeteciydim, seyahat halindeydim, yanımda Mahfuzun Türkçe basılmış eserleri vardı, onları verecektim.
Az bekleyin, 15 dakika sonra sizinle görüşecek dediler.
Yüksek tavanlı bir odada çay içimi sohbet ettik.
Mısırdaki iç içe geçmiş uygarlıkların yazarlığını, bugüne bakışını nasıl etkilediğini sorduğumda şu karşılığı vermişti:
Ben çoğunlukla günlük yaşamda olup bitenlerden etkilendim, ama bu yaşamlar Mısır kültürünün bir parçasıydı... Uygarlık hem büyük bir bereket hem de uzun süre yaşayan tohum gibi bir şey. Hiç beklemediğiniz bir an yeşerebilir. Mısırda bunun örneklerini bulabilirsiniz.
Bunun Anadolu için de geçerli olduğunu söylediğimde, şöyle devam etmişti:
Tabii ki... Siz Türkiyeden geldiniz. Türkiyenin daha çok bugünü ile ilgiliyim. Mustafa Kemal büyük işler başardı. Onu öğrendikçe saygı duydum. Ancak bir toplumu değiştirmek o kadar kolay değil. Bütün temel değişiklikleri yaptığınızı düşünürsünüz, bunun topluma iyice yerleştiğini öngörürsünüz... Bir bakmışsınız bazıları oturmamış. Yeniden yeniden uğraşmak gerekir...
Anlattıkları bağlamında Mısırda nelerin başarılıp başarılmadığı soruma yanıtı şu olmuştu:
Mısır sadece kendi sınırları içinden sorumlu bir ülke değil. Arap dünyası çok parçalı görünse de birbirinden etkilenen büyük bir coğrafya. Din toplumsal yaşamın en önemli unsuru, belirleyicisi... işin zaman zaman islam adına teröre dönüşmesi beni üzüyor.
***
Necip Mahfuzun 1990lı yıllarda yaptığı bu değerlendirmeler Mısırın bugününe de ışık tutuyor.
Mısır, Arap coğrafyası için belirleyici bir ülke. Bu sadece bugün değil, tarihte de böyleydi. Yavuz Sultan Selim 1517de Kahireye girdiğinde Yemen Emiri iskender, kentinin anahtarını getirip teslim etmişti. Zira Kahireyi elinde tutan tüm bölgenin hâkimi demekti.
Noktayı yine Necip Mahfuzla koyalım. Kahiredeki uğrak yerlerimden biri bizim Kapalıçarşımızı andıran Han Halilin içindeki Necip Mahfuz kahvesiydi. Akşamları Faruk adlı bir sanatçı ud çalıp Ümmü Gülsümden şarkılar söylüyordu.
Farukun etrafını erkekler kadar kadınlar da çeviriyordu.
Kahvenin havası Mısırda kadınların her şeye karşın sosyal yaşama katılma enerjisini yansıtıyordu.
http://www.cumhuriyet.com...p;ka=4&kb=5&kc=35
1911 dogumlu misirli realist yazar. eserlerinde kucuk insanlar uzerinden buyuk olaylari anlatmayi sever ve bunu cok iyi yapar, isledigi karakterler cok yonludur, asla karton etkisi vermez... kanimca yakindogunun tartismasiz en iyi roman yazari. maalesef turkceye pek az eseri cevrilmis, o ayri. ozellikle 1. dunya savasindan 1952'ye kadar bir ailenin uc kusagini ve bu arada misirin modernlesme surecini buyuk bir akicilikla anlattigi kahire uclemesi ingilizceden okunasi. (ceviri mukemmel)
"Bir kimsenin akıllı olduğu cevaplarından, bilge olduğu da sorularından anlaşılır" sözünün sahibi mısırlı bilge yazar.
95 yaşında ölen bu büyük edebiyatçı, 70 yıllık yazarlık kariyerine 34 roman ve 350 üzerinde öykü yazımı sığdırmıştır.
yabancı dilden türkçe'ye en çok eseri çevrilmiş yazarlar kategorisinde la fontaine'den sonra ikinci sıradadır.
95 yaşında ölen bu büyük edebiyatçı, 70 yıllık yazarlık kariyerine 34 roman ve 350 üzerinde öykü yazımı sığdırmıştır.
yabancı dilden türkçe'ye en çok eseri çevrilmiş yazarlar kategorisinde la fontaine'den sonra ikinci sıradadır.
çok sağlam underground rapçimiz. .
kahirede 95 yılını geçirmiş nobel ödüllü yazar. ama almaya gitmemiştir. arapların ellerinde ki en değerli şey petrol değil peygamberimiz ve kurandır demiş ve kalbini kazanmış güzel yazar.
başkanın öldürüldüğü gün adlı kitabıyla beni etkilemiş nobel ödüllü yazar.
nobel ödüllü olduğu için cebalevi sokağı çocukları adlı romanını okuyarak vasat bulduğum kahireli yazar.
orhan pamuk gibi kendi ulkesinde pek sevilmiyor olmali ki yolda yururken saldiriya ugrayan, kolundan bicaklanan yazardır. 95 yaşında vefat etmiştir.
(bkz: midak sokağı)
(bkz: midak sokağı)
nobel edebiyat ödülü nü kazanan ilk arap yazardır. ömrü boyunca yaklaşık 50 eser bıraktı arkasından. midak sokağı ile ün kazanmış ve sülassiye adlı üçlemesindeki tasvirleri charles dickens ın londra tasvirleriyle karşılaştırılmış. demiş ki; "yalnızlığımdı geçmişi hatırlamama engel olan". velhasıl kral adamdı.
(bkz: charles dickens vs necib mahfuz)
(bkz: charles dickens vs necib mahfuz)
aralık 1911'de kahire 'de doğdu 2006'da nobel ödülünü almak için bile ayrılmadığı bu şehirde öldü eserleri kırk dile çevrilen mısırlı ünlü yazar 1988'de nobel edebiyat ödülünü kazanınca el ahram gazetesi şu başlığı atar nobel, necip mahfuz'u kazandı.
firavun döneminin nil destanından kahire' nin arka sokaklarına kadar tüm mısır; tarih, renk, koku ve ses olur eserlerinde... o mısır' ın vicdanıdır. kimi zaman sızlar.
Firavun döneminin Nil deltasından Kâhirenin arka sokaklarına kadar bütün Mısır, tarih, renk, koku ve ses olur eserlerinde...
Yaşamı boyunca kahire'den ayrılmayan, hatta kazandığı Nobel edebiyat ödülünü almak için bile ayrılmayan Mısırlı ünlü yazar.
1988 yılında nobel ödülü kazanmış mısırlı yazar. idiolojik düşünceleri yüzünden kitapları arap ülkelerinde yasaklanmıştı. bu yasak 1988 yılında nobel ödülünü kazanması ile sona erdi. 30 ağustos 2006 tarihinde hayatını kaybeden yazar bir gün sonra 31 ağustos 2006 da kahire de devlet töreni ile uğurlanmıştır.
niçin nobel verildiğini bir türlü anlayamadığım arap yazar.
1982 yılında nobel edebiyat ödülü alan yazardır.
1912'de doğmuş, Nil'in Üç Çocuğu, Dilenci, Midak Sokağı kitaplarının yazarıdır.30 Ağustos 2006'da ölmüştür.Nobel ödülünü alan ilk Arap yazardır.
1988 yılında nobel edebiyat ödülü'nü kazanmış olan kahire doğumlu yazar.
http://www.haberaktuel.co...rDetayMiddle.asp?ID=30606
http://www.haberaktuel.co...rDetayMiddle.asp?ID=30606
güncel Önemli Başlıklar