ne hükümetçiyiz ne cemaatçi

17 aralık 2013 tarihinden beri başlayan süreçte, toplumumuzu yine yüzyıllardır emperyalistlerin uyguladığı iki kutba ayırma taktiği ile oyalamakla meşgul bir hükümet ve medyamız var. bundan ne kadar utanç duyduğumu anlatmak isterim.

hükümetler, devlet organizasyonu kendisi için değil, vatandaşların iyiliği için çalışmalıdır. bu yapılmıyor, utanç vericidir.

yıllardır gizli yapılanmalarla devlette yuvalanmış bir cemaatin tehlike arz ettiğini bağırıp durduk, bunu söyleyen herkes suçsuz yere hapis yattı-yatırıldı. bugün hükümet sanki yeni bunu fark etmiş gibi davranıp işbirliği yaptığı cemaati düşman göstermektedir. salak yerine konuluyoruz, utanç vericidir.

iki taraftan birisine ya da her ikisine belirli konularda minnet duymak zorunda olduğumuz empoze edilmeye çalışılmaktadır. 11 yılda 80 yılda kurulmuş, binlerce yılda oluşmuş her türlü yapı, hak ve hukuk köşeye atılmıştır. bu durumdan her iki taraf da sorumludur, utanç vericidir.

sıradan vatandaş olarak taraf olmaya zorlandığımız durumlarda objektifliğimizi korumak, başka vatandaşlarla birbirimize girmemek, yalan denizinden doğruları görmek için fazlaca çaba sarf ettik. ve gördük ki herşeyin üzerini örten büyük bir tabaka var ve aralandığı anda üzerinize her türlü yolla çullanılarak yok edilmeye çalışılıyorsunuz, utanç vericidir.

tüm bunlarda, hayatımın keyifsiz olmasında, insanların mutsuzluğu ve gerginliğinde rol oynayan bu tarafların ben hiçbirini tutmuyorum kardeşim. ülkemde yaşamımı sürdürmek istiyorum, tüm benim gibi insanlar için en iyisi olsun istiyorum, bunu gerçekleştirmek için çalışmak istiyorum. bunlar bir taraf olmayı, bir örgüte mensup olmayı gerektiren şeyler değildir. ama belli ki, yıllar yılı ülkemde hep gruplaşılmış, kendi grubunun menfaatini gözeten insanlarla dolmuş taşmış ve tüm vatandaşların iyiliği diye bir kavramın olduğu, olabileceği dahi unutturulmuş. utanç vericidir.