bugün

"Mutsuzuz sanıyorlar bizi Olric. Oysa biz mutsuz değiliz, onlar boş yere bu kadar mutlu." Oğuz Atay

tanım: can sıkıcı derecede zor soru.
bir koca bulup evleneydik, bu gorevide tamamlayip bir ust levela gecmis olurduk. sen gor o zaman bende ki mutluluğu.
çünkü yalnızım.bu kadar.
mutsuz mu kim demis cok mutluyuz biz bi kere ulkenin hertarafi huzur dolu haberlerde hep mutlu mesut insanlar goruyoruz insanlar sadece yasliliktan ölüyor onlar bile mutlu ölüyor savas yok aclik yok hepimiz cok mutluyuz.
Mutlulugu zerre haketmeyen insanlari fazlasiyla mutlu ettigimiz icin.
iş bulabilmek için türlü insanlara yalakalık yapmak zorunda kalıyorum.

ama o işi bulayım, başta belediye başkanı olmak üzere hepsini sikecem.
Çağ insanların kendilerine yönelttiği o cevapsız soru.
O kadar çok şık var ki..
paramız yok aga. para olsa böyle olmaz.
Çünkü para yok. Para olmayınca da kız yok. Ee ne kız var ne para nasıl mutlu olalım.
basi ceken neden turkiyedir. herkes ruh hastasi oldu amk.
nedeni yok. Sadece kocaman bir boşluk hissi. uçurumun kenarında rüzgar saçlarını savururken oradan oraya aslında savrulanın saçların olmadığını farketmen birkaç dakikanı alır. sonrası koca bir boşluk. biraz mide bulantısı. biraz halsizlik. Ahh lanet denizin çığlıkları. duymak istemiyorum daha fazla, beynimi tırmalıyor. denizlerinde boğulacağım bir gün. alkolü bıraktım. ilaçları bıraktım. diğerlerini de. bir sigara kaldı elimde. ben bırakıyorum o yapışıyor dudaklarıma öpüşmek ister gibi delicesine. nefes nefese bir oluyoruz sigaramla. yanıyoruz ikimizde. sigara yakma vakti gelmiş anlaşılan. ne diyordum. ahh evet neden mutsuzuz. cevabı benim için oldukça basit ve net. hiç...

mutsuzuz çünkü mutlu olmanın ne demek olduğunu kavrayamıyor bünyemiz. ağır geliyor kusmaya başlıyoruz. fazlası alındığında uyuşturucu etkisi yaratıp, heyecandan elin ayağın birbirine dolaşıyor. mutluluk nedir..?

yenir mi?
içilir mi?
tadı var mıdır?
dokunabilir misin?
tutup kavrayabilir misin parmak uçlarınla. eski bir masaldan başka bir şey değildir mutluluk. mutlu sonlar. hani nerede?
sadece filmlerde kalmış anılarımız. şarkılar anlatır olmuş sağır kulaklara aşk sözlerini. dillerimiz lal. bugünlerde hiçim.
nasıl olduğumu soranlara iyiyim diyerek yalan söylemek yerine, omuzlarımı silkip 'hiç' diyorum artık.
Doyumsuzuz.
Mutluluğu yanlış yerde arıyorsunuzdur.
Tamamlanmamışlık hissettiğimiz için mutsuzluk hissederiz. Eksik ve tamamlanmamış hissettiğimiz için hep daha fazla almak daha fazla tüketmek hep daha fazlasını elde etmek için uğraşırız. içimizde hissettiğimiz eksiklik bizi arayışa , aradığımızı nerede arayacağımızı bilmemekte bizi karamsarlığa ve tekrar denemeye sürükler, her deneme sonrasında yeni bir hayal kırıklığı yeni bir hüsrana, her yeni hüsranda yeni bir başarısızlık hissi uyandırır içimizde ve kaçınılmaz sonuç mutsuzluk.
çünkü kimse birbirini beğenmiyor, herkes eleştiriyor.
Verdıgımız degerin karşılıgıni alamiyoruz.
Mutsuz olduğunu kabulleneceğine mutlu olmayı denese bile en ufak bir şey de başarabilecek insanın umutsuz Çığlığı.
mutluluk hayatın bol çeşitliliğinde saklı, tek hedefte mutluluk arayışı yıpratır.

-kim*? ben tabi mk ben uydurdum.
ülkede adalet kalmamış, eşitlik desen sözlüklerde geçen bir kavram. yolsuzluk almış başını gitmiş ama gereken yapılmamış, hak yenilmeye devam edilmiş. ''çalıyorlar ama çalışıyorlar''ı bile duymuş insanlar. ülkenin en büyük şehri desen beton yığını olmuş, nefes alacak alanlar kalmamış doğru düzgün. okuduğum bölüm desen, sürekli düşünmeye, ayrıntı bulmaya, küçük şeylerle uğraşmayı gerektiriyor. her şeyi kafama takabiliyorum. geçen yaz suyumuz yok diye her gün iski'nin sitesine girip bakıyordum.

he bir de: kandırdım kendimi yıllarca. 3 yılımı heba ettim. bana arkadaşlıktan öte bakmayan birisine aşka inandırmaya çalıştım, beni sev dedim. olmadı. kendisini defalarca aldatan bir adamın peşinden gitti. aslında fark ediyorum ki sevmemişim, yalnızlıktan korkmuşum. ona alıştırmışım kendimi. geçen temmuz. bitirdim kafamda her şeyi. duygusuz bir adam olup, sikimin keyfine düşeceğim dedim. beceremedim. birisi çıktı karşıma. bütün söylediklerimi yedirdi bana. yedirmeye de devam ediyor. canım öyle yanıyor ki gece camdan avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. ben bunlar düşündükçe sedef hastalığım artıyor, gittikçe yayılıyor. atarax atıp bütün gün uyumak istiyorum. olmuyor. ailem için dayanmaya çalışıyorum her şeye. seneye kpss var, olmazsa askerlik. bakalım. belki de ömür yetmeyecek hiçbirine.
beni vitamin olarak satan manavdan mı başlayayım? Toprağa tohum diye diken köylüden mi?

Mutsuz bir evlilikten, mutlu bir evlat bekleyen zihniyet yüzünden. Benim olmayan hatanın, kahrını çekiyorum hepsi bu.
Çünkü herşeye memnun olmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Kücük mutluluklara sevinmek yerine küçük hüzünlere üzülüyoruz. Herkesi kafamıza takmayada bayılıyoruz tabi.
En önemlisi de bazen gerçekten yalnız hissediyoruz.
Gebersek kimsenin umrunda değilmişcesine.
Çünkü mutlu olmayı bilmiyoruz.
beklentilerin yüksek olmasındandır. zamanında herkes kendi mahallesinde kendi denginde yaşar giderken şimdi bilmem hangi ecnebi aktörün bindiği otomobile, yattığı kadına, yaşadığı sefaya gözümüzü diktik.
mutlu olacak ne kaldı ki. Dostlar, ana baba, sevgili. Hepsi gitmedi mi?