bugün
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi18
- içsel yolculuk enerji frekans 69 bin lira9
- ben bu yazıyı sana yazdım8
- diamond tema36
- türkiyeyi mülteci kampına dönüştüren abd14
- kimsenin saraca'nın doğum gününü kutlamaması8
- ups boobss nickli yazar23
- true bir martı olsa olacaklar9
- thusneldaa12
- kaka'nın eşinin boşanma gerekçesi10
- saraca silsüpüroğlu15
- özge özacar'ın memeleri12
- anın görüntüsü18
- ülkesi savaştayken başka ülkede keyif süren kansız9
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var23
- evlenmeyenlerin seks yapmadan ölüp gitmesi9
- ne zaman evleneceksin diye soran akraba11
- oktay kaynarca'nın türkiyeliyim açıklaması22
- kayseri de atatürk heykeline baltalı saldırı13
- millet öğle yemeğine çıkarken yeni uyanan tipler8
- özgür özel13
- abber'ın ruh hastası olması26
- babalar günü17
- kitap okuyan erkek10
- sevgiliyle aynı evde yaşamak9
- sözlükteki 11 yaşında yazar olması19
- buralarda dinsiz denen bir tarzan varmış17
- ne hissediyorsun8
- larisalisa12
- steven s power law10
- gideon reid morgan jj25
- kurban eti dağıtmak mecburi mi12
- yazarların başarılı olduğu dersler11
- kendini hunharca teşhir eden liberal türk kızları12
- ismeti yazar yapan moderatör13
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç13
- yatakta fırtına gibi esen erkek12
- inciden yazar nakli13
- yazın göt boyunda şort giyen kızlar9
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler9
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler8
- 15 haziran 2024 macaristan isviçre maçı9
başbakan recep tayyip erdoğan ın dillendirdiği bir cümledir.
milli görüş ü bir kamuflaj olarak kullanmış demek ki. Siyaset arenasında var olmak bir yerlere gelebilmek için milli görüş siyaseti güdmüş ve işi bittiğinde o kamuflajını çıkarmış.
ya da milli görüş öyle bir gömlek gibi üzerinden çıkardığın da arınılacak bir şey mi ki? Eğitimini aldığın , bu siyasi felsefe ile yetiştiğin, ruhuna işlemiş görüşlerden sıyrılmak bu mudur.
kim inanır.
milli görüş ü bir kamuflaj olarak kullanmış demek ki. Siyaset arenasında var olmak bir yerlere gelebilmek için milli görüş siyaseti güdmüş ve işi bittiğinde o kamuflajını çıkarmış.
ya da milli görüş öyle bir gömlek gibi üzerinden çıkardığın da arınılacak bir şey mi ki? Eğitimini aldığın , bu siyasi felsefe ile yetiştiğin, ruhuna işlemiş görüşlerden sıyrılmak bu mudur.
kim inanır.
çıplak kalmaktır.
Akp'nin yaptığıdır.
iDDiALARIMIZDAN VURULDUK. HARAMA KARŞI BAĞIŞIKLIK SiSTEMiMiZ ÇÖKTÜ...
ALLAH (cc), adamı iddiasından vururmuş.
Doğruymuş.
Bizi de vurdu.
Haramlara karşı bağışıklık sistemimiz yerle bir oldu. Uğruna mücadele ettiğimiz tüm sınırlarımızı ve kırmızı çizgilerimizi itinayla ihlal ettiğimiz, bentlerimizi kendi ellerimizle yıktığımız zamanlardan geçiyoruz.
Doksan yıldır eleştirdiğimiz ne varsa başına “islami” ibaresini koyarak, bir zaruret icat ederek, bir fetva üreterek meşrulaştırıyoruz. Doksan yıldır yakındığımız ne varsa kalıcı bir ahlaka dönüştürüyoruz.
Ulvi hedeflerimizi, ideallerimizi, kazanımlarımızı, kaybetmeme tutkumuzu, haram sınırlarını aşma konusunda elverişli birer malzemeye dönüştürüyoruz.
Yediğine içtiğine dikkat etmeyen Müslümanlar haline geldik.
Eskiden misafirlikte yediği pilavın içine katılan yağın bile çeşidini soran, şüpheden kaçınmak için dışarıda yemek bile yemeyen, aldığı etin helal kesim olup olmadığını soran, alkol satan yerlerden alış veriş yapmayan, yemek yemeyen Müslümanlar olarak şimdilerde bu hassasiyetlerimizi birer teferruat olarak görüp tüm bu sınırlarımızı rahatlıkla ihlal edebiliyoruz.
Midelerimize giren haramların, ibadetlerimizin tadını, rızkımızın bereketini, evimizin huzurunu, vücudumuzun sağlığını, yüzümüzün nurunu, sözümüzün tesirini kaybettirdiğinin farkına varamıyoruz. Artık evimizde eşimize ve çocuklarımıza bile sözümüz tesir etmiyor.
Dünyaya nizam vermeyi düşünürken kumandaya bile hükmedemeyen, ahlaksız bir dizi ve program konusunda bile eşini, kızını, oğlunu uyaramayan, uyarsa da kâr ettiremeyen Müslümanlara dönüştük.
Eskiden faizli bankaların önünden geçmeyen, faizli bankaların banklarına bile oturmaktan imtina eden Müslümanlar olarak şimdilerde banka kuyruklarının, veznelerinin vazgeçilmez simalarına dönüştük.
Dükkânlarımızı bankalara vererek kiramızı garanti almak rüyalarımızı süsler oldu.
Maaşlarımızı faizli bankalarda bekletmekten, yatırımlarımızı faizli bankalara koymaktan, kredi çekmekten, ticaretimizi faizle çevirmekten, sıkışınca post cihazlarından kart çekip peşin para almaktan çekinmiyoruz.
Eskiden kadınların uygun olmayan şartlarda çalıştırılmasını hanımlara zulüm olarak görürken şimdi bırakın bayanı, bir erkeğin bile çalışmakta zorlanacağı en ağır şartlarda kadınlarımızı çalıştıran, bayan sekreter istihdam etmeyi çağın bir gereği olarak gören, pozitif ayrımcılığı bir ibadet gibi sahiplenen Müslümanlarla karşılaşıyoruz.
Eskiden hanımların mahremsiz hacca, umreye bile gidip gidemeyeceğini tartışırken, şimdi kızlarımızı dünyanın öbür ucuna okumaya, tatile, gezmeye gönderen, günlerce arayıp sormadan, aylarca görmeden rahatça uyuyabilen Müslümanlara dönüştük.
Hiç tahmin edemeyeceğimiz kardeşlerimizin, faize, harama, kul hakkına, yetim hakkına bulaştığına şahit oluyoruz.
Yıllarca omuz omuza mücadele ettiğimiz kardeşlerimizin bürokrasinin çarkları, siyasetin kulisleri, ticaretin acımasızlığı, hayatın akışı içinde eriyip gittiğini görüyoruz.
Dava ve Cihad konseptiyle parti, vakıf toplantılarımızı, programlarımızı, çalıştaylarımızı, insani yardım faaliyetlerimizi, kermeslerimizi bayan erkek karışık yapmaktan, haremlik selamlık sınırlarını ihlal etmekten geri durmuyoruz.
Seçim çalışması adı altında bayan erkek demeden önümüze kim gelirse elini sıkmayı bir görev addediyoruz.
Nargile kafelerde kızlı erkekli kitap kritiklerini ilmi birer faaliyet olarak sunuyoruz.
Tesettür anlayışımız yerle bir oldu.
Sınırlarını Kur’an ve sünnetin çizdiği değil, moda defilelerinin, markalarının, sosyal medya fenomenlerinin belirlediği bir tesettür anlayışına geçiş yaptık.
Bırakın hanım tesettürünü erkeklerin bile kılık kıyafetini adeta zıvanadan çıkardık.
Çok geç olmadan derlenip, toparlanmalıyız.
Aksi takdirde değerlerimizi, iddialarımızı, ideallerimizi ihmal ederek, inkâr ederek kazandığımız zaferler, unvanlar, makamlar, biriktirdiğimiz servetler, mallar, elde ettiğimiz itibar, bir ahir zaman musibeti olarak bizi yerle bir edecek...
Kaynak: Abdulaziz Kıranşal
iDDiALARIMIZDAN VURULDUK. HARAMA KARŞI BAĞIŞIKLIK SiSTEMiMiZ ÇÖKTÜ...
ALLAH (cc), adamı iddiasından vururmuş.
Doğruymuş.
Bizi de vurdu.
Haramlara karşı bağışıklık sistemimiz yerle bir oldu. Uğruna mücadele ettiğimiz tüm sınırlarımızı ve kırmızı çizgilerimizi itinayla ihlal ettiğimiz, bentlerimizi kendi ellerimizle yıktığımız zamanlardan geçiyoruz.
Doksan yıldır eleştirdiğimiz ne varsa başına “islami” ibaresini koyarak, bir zaruret icat ederek, bir fetva üreterek meşrulaştırıyoruz. Doksan yıldır yakındığımız ne varsa kalıcı bir ahlaka dönüştürüyoruz.
Ulvi hedeflerimizi, ideallerimizi, kazanımlarımızı, kaybetmeme tutkumuzu, haram sınırlarını aşma konusunda elverişli birer malzemeye dönüştürüyoruz.
Yediğine içtiğine dikkat etmeyen Müslümanlar haline geldik.
Eskiden misafirlikte yediği pilavın içine katılan yağın bile çeşidini soran, şüpheden kaçınmak için dışarıda yemek bile yemeyen, aldığı etin helal kesim olup olmadığını soran, alkol satan yerlerden alış veriş yapmayan, yemek yemeyen Müslümanlar olarak şimdilerde bu hassasiyetlerimizi birer teferruat olarak görüp tüm bu sınırlarımızı rahatlıkla ihlal edebiliyoruz.
Midelerimize giren haramların, ibadetlerimizin tadını, rızkımızın bereketini, evimizin huzurunu, vücudumuzun sağlığını, yüzümüzün nurunu, sözümüzün tesirini kaybettirdiğinin farkına varamıyoruz. Artık evimizde eşimize ve çocuklarımıza bile sözümüz tesir etmiyor.
Dünyaya nizam vermeyi düşünürken kumandaya bile hükmedemeyen, ahlaksız bir dizi ve program konusunda bile eşini, kızını, oğlunu uyaramayan, uyarsa da kâr ettiremeyen Müslümanlara dönüştük.
Eskiden faizli bankaların önünden geçmeyen, faizli bankaların banklarına bile oturmaktan imtina eden Müslümanlar olarak şimdilerde banka kuyruklarının, veznelerinin vazgeçilmez simalarına dönüştük.
Dükkânlarımızı bankalara vererek kiramızı garanti almak rüyalarımızı süsler oldu.
Maaşlarımızı faizli bankalarda bekletmekten, yatırımlarımızı faizli bankalara koymaktan, kredi çekmekten, ticaretimizi faizle çevirmekten, sıkışınca post cihazlarından kart çekip peşin para almaktan çekinmiyoruz.
Eskiden kadınların uygun olmayan şartlarda çalıştırılmasını hanımlara zulüm olarak görürken şimdi bırakın bayanı, bir erkeğin bile çalışmakta zorlanacağı en ağır şartlarda kadınlarımızı çalıştıran, bayan sekreter istihdam etmeyi çağın bir gereği olarak gören, pozitif ayrımcılığı bir ibadet gibi sahiplenen Müslümanlarla karşılaşıyoruz.
Eskiden hanımların mahremsiz hacca, umreye bile gidip gidemeyeceğini tartışırken, şimdi kızlarımızı dünyanın öbür ucuna okumaya, tatile, gezmeye gönderen, günlerce arayıp sormadan, aylarca görmeden rahatça uyuyabilen Müslümanlara dönüştük.
Hiç tahmin edemeyeceğimiz kardeşlerimizin, faize, harama, kul hakkına, yetim hakkına bulaştığına şahit oluyoruz.
Yıllarca omuz omuza mücadele ettiğimiz kardeşlerimizin bürokrasinin çarkları, siyasetin kulisleri, ticaretin acımasızlığı, hayatın akışı içinde eriyip gittiğini görüyoruz.
Dava ve Cihad konseptiyle parti, vakıf toplantılarımızı, programlarımızı, çalıştaylarımızı, insani yardım faaliyetlerimizi, kermeslerimizi bayan erkek karışık yapmaktan, haremlik selamlık sınırlarını ihlal etmekten geri durmuyoruz.
Seçim çalışması adı altında bayan erkek demeden önümüze kim gelirse elini sıkmayı bir görev addediyoruz.
Nargile kafelerde kızlı erkekli kitap kritiklerini ilmi birer faaliyet olarak sunuyoruz.
Tesettür anlayışımız yerle bir oldu.
Sınırlarını Kur’an ve sünnetin çizdiği değil, moda defilelerinin, markalarının, sosyal medya fenomenlerinin belirlediği bir tesettür anlayışına geçiş yaptık.
Bırakın hanım tesettürünü erkeklerin bile kılık kıyafetini adeta zıvanadan çıkardık.
Çok geç olmadan derlenip, toparlanmalıyız.
Aksi takdirde değerlerimizi, iddialarımızı, ideallerimizi ihmal ederek, inkâr ederek kazandığımız zaferler, unvanlar, makamlar, biriktirdiğimiz servetler, mallar, elde ettiğimiz itibar, bir ahir zaman musibeti olarak bizi yerle bir edecek...
Kaynak: Abdulaziz Kıranşal
Milliyetçiliği ayaklar altına alıp çığnamaktır.
görsel
görsel
güncel Önemli Başlıklar