bugün

bir siyasi parti(isim verip de küfür yemiş etkisi oluşturmayalım müridlerinde) yönetimindeki istanbul belediyesi'nin, istanbul'lulara atılmış en büyük kazığını gözler önüne seren durum.

metrobüs, istanbul'da uzun yıllardır varolan(ki hafiflemesine rağmen hâla vardır) trafik sorunu için geliştirilmiş pratik bir çözümdür. çocukluk yıllarımda şişli'deki evimizden dolayı hayâl-meyâl hatırlarım bu sistemi. şişli-harbiye-maçka arasında böyle bir uygulama vardı o zamanlar. toplu taşıma araçları için bölünmüş olan iki şeritli bir yol. ve o bölgedeki trafik sorununu da sırtlardı büyük oranda. yani, metrobüs dediğimiz pratik çözümün, az daha pratiği olarak bakılabilir buna. gel zaman, git zaman bu uygulamanın gereksizliği görülmüş olacak ki(metro hattının etkisi de pek fazladır) vazgeçtiler bu bölünmüş yol uygulamasından. metrobüs dönemine kadar da başka bir yerde kendisine rastlamadık falan.

neyse konumuz, metrobüsün çalıntı olması ve amacımız da bunu kendi buluşu sanan, çakma einstein'ları(ve bittabi müridlerini) rencide etmek değil. bugün, avcılar'dan metrobüse bindim. ekonomi yapıp da "aylık" sikilmeyi yeğlediğim akbilimden "2" birimlik bir düşüş olduğunu daha önceden farketmiştim ama nedenini "götverenlik" şeklinde tespit etmiştim kendimce. gene de bu götverenliği biraz irdeleyesim var. neden ulan? bildiğimiz anlamda bir kara taşımacılığı söz konusu burada ve gene bildiğimiz kadarıyla yakıt olarak dr. brown'ın zaman makinesi gibi plütonyum da kullanılmıyor bu koduğumun zımbırtılarında. o hâlde neden iki katı ücretlendirme yapılır ki? cevabı basit... çünkü, metrobüsü bu ülkenin padişahı, bu ülkenin halkına bir hayır işlemek adına yaptırdı.

anlamıyor insan ne bu "ben yaptım" mantığı ile milleti ayaküstü sikme çabası? hoş gerçi azılı ak parti militanları için hava hoş... avantaları dahi onları ithâl arabalarda, kaçak yakıt ile seyahat ettirmeye yetiyorken aylık akbil hesabına girişmeleri abes olur. bilmem yanılıyor muyum?
arada çıkan osurukları, özellikle klimanın serinliği ile buharlaşmaya meyleden leş ter kokularını saymazsak, ulaşım hızı açısından benim için elit denmese de, işe makbul derecede yarar alet olark değerlendirilebilir.

elit derken??? lebron james? ya da ohannesbourg?! ))
doğrudur çok el- it bir toplu taşıma aracıdır. insanlar sizi el-leyebilir, it- ebilir.
fiyatını göz önünde bulundurursak elittir. içinde ki havayı solumak istersek bok gibidir.
zincirlikuyu ve mecidiyeköy gibi elit sayılabilecek iki ilçeden geçtiği için doğru olan önerme. amına koduğum metrobüsü.
keşke bu kadar elit insan dolu bir şehirde yaşamasam dedirtecek kadar elit bir toplu taşıma aracıdır.

görsel

görsel ( bu da bonus * )
akepe döneminde elitleşmiştir. önceden beygirle ya da kağnılarla sağlanıyordu yolculuklar...lar amk.
metrobüslere talep arttıkça otobüs yolcuları rahata eriyor. devam.
çok elit bir taşıma aracıdır. avcılarda binen o kaliteli insanlar, bütün vatandaşların ses çıkarmadan nezih bir şekilde yolculuklarını gerçekleştirmeleri, klasik müzik eşliğinde geçirilen 2 kıtayı kapsayan kesintisiz yolculuk. şoförlerin her gelen insanın elinden sıkması. ve tüm yolcuların oturarak yolculuk ettikleri bir toplu taşıma aracıdır metrobüs.. normalde insanlar şöyle sanar, bazen erkek olmanıza rağmen size dayamaya çalışan fortçular, bağıra bağıra tüm hayat hikayesini bizlere anlatan ablalar, eltisine, görümcesine giydiren teyzeler, pis pis kokan insanlar, boş koltuğa oturmak için maratona katılmış havasındaki insanlar (ağzına tükürdüğüm zincirlikuyu da biniyor, en köşeye oturuyor. mecidiyeköy de inecek, milyon insanı rahatsız ederek kalkıyor, lan 2 dakika otursan ne olur oturmasan ne olur..), şoförlerin yüksek sesle müzik dinleyen vatandaşa uçan tekme atması, en ilginci de 100 kisilik araca 300 kişinin nasıl bindiği gerçeğini hiç bir bilim adamı açıklayamazmış. yalandır efendim. candir metrobüs can...
insanların koltuk sevdasını her sabah birbirlerini ezercesine gösteren taşıma aracı. En son 1 sene önce kullandım eminim şimdi daha da kötüdür.