bugün

1441. ruh simurgunun, bu âleme gelmeden önceki geniş uçuşlarından bahsetti.
1442. ruhun, o âlemde bir uçuşu, ufukları aşıyordu; iştiyak çekenlerin ümitlerinden de ileri gidiyordu, hırslarından da!
1443. ömer, o yabancı çehreli zatı tam dost buldu, canının tanrı sırlarını dilediğini anladı.
1444. şeyh, kâmildi, talibin de tam bir isteği vardı. yolcu çevikti, at da kapıdaydı.
1445. o mürşid, onun irşad edilmeye kabiliyeti olduğunu gördü; tertemiz tohumu, temiz yere ekti.

(rum kayseri elçisinin emîrülmü'minin ömer'den suali)

1446. elçi "ya emirülmü'minin! can yücelerden yere nasıl indi?
1447. hiçbir şeyle mukayyet olmayan can kuşu nasıl kafese girdi?" diye sordu. ömer dedi ki: "hak, ona afsunlar okudu, hikâyeler söyledi.
1448. tanrı; gözü kulağı olmayan yokluklara afsun okuyunca onlar, coşmaya başlarlar; varlık âlemine konarlar.
1449. yok olanlar, onun afsuniyle varlık diyarına takla atarak ve derhal gelirler.
1450. sonra var olana yine bir afsun okuyunca onu yokluğa derhal ve iki çifte atla sürer.

devamı için:

(bkz: mesnevi 1451-1460)

bir önceki için: (bkz: mesnevi 1431-1440)