bugün

bu ilişkiyi anlatan teori ilk kez edward shills tarafından açıklanmış ve türkiyede şerif mardin tarafından geliştirilmiştir. bu ilişkiyi göre merkezde yer alan bir azınlık kendi konumunu -yani merkezi-, çoğunluğa -yani çevreye- karşı korumaktadır. mardin türkiyedeki iktidar sahibi azınlığın, özellikle iktisadi kaynakları kullanma konusunda çevre ile mücadele halinde olduğunu ve mücadeleyi bazen merkezin bazen de çevrenin kazandığını ifade etmiş ve dönemsel olarak merkezin ve çevrenin etki alanın değiştiğini belirtmiştir. daha sonra idris küçükömerin düzenin yabancılaşmasında daha farklı ele aldığı bu teoriyi türkiye tarihi pratiğinde ele alacak olursak ittihat ve terakki ve chp çizgisinin merkezi; ahrar fırkası ve demokrat partinin ise çevreyi teşkil ettiği kabul edilmektedir.

star gazetesinin 8/6/2008 tarihli açık görüş ekinde reşat çalışların yazdığı makalede internet ortamında da aynı merkez-çevre çatışmasının yaşandığı ve ekşisözlüğün* merkezi, uludag sozluk ve itusozluk gibi sözlüklerin de çevreyi meydana getirdiğini dile getirerek; konuyu çok daha farklı bir noktaya getirmiştir ki bu iddia da teorinin kendisi gibi tartışılmaya değer bir mevzuudur.

yazıyla ilgilenenler için buyrun:

--spoiler--
http://www.stargazete.com/index.asp?haberID=162847
--spoiler--
siyaset felsefesi'nin yönetici- yönetilen sorununu içeren en önemli konularından biri.

bu teoriye göre siyasal yönetimlerde her zaman statükosunu karar alma sürecinde daima pasif olan ve merkezin aldığı kararları uygulamaktan başka işlevi bulunmayan bir "çevre" ye karşı korumak durumunda olan ve karar alma sürecinde aktif rol oynayan, "merkez " olarak adlandırılan karar alma mekanizmaları diğer bir adıyla yöneticiler vardır. bu yöneticiler(merkez) ile yönetilenler(çevre) sürekli olarak ilişki halinde bulunur. zira merkezin aldığı kararlar çevreyi doğrudan etkilerken çevrenin ise merkezin aldığı kararlar üzerindeki faaliyetleri çevreyi etkilemektedir.

çevre daima pasif çoğunluktan merkez ise daima aktif azınlıktan meydana gelir. aktif azınlığın kendine göre en önemli görevi sahip olduğu aktifliği çevre dediğimiz kişilere kaptırmadan bu ilşkiyi sürdürmesi böylece sahip olduğu ayrıcalıklar üzerinde statükocu bir anlayışla hareket ederek bu yönetici - yönetilen dengesini bozmamaktır.
siyasi bir olguyu tanımlamada yardımcı olarak kullanılan bir modelleme. ancak her zaman geçerli olmayabilir, üstelik verili olan denklemde statüko-değişim olsa bile. kimi yerlerde merkez-çevre ilişkisi siyasetin sosyolojisini açıklamakta zorlanabilir. bunun yerine piramite veya düzleme benzeyen metodlarda olguları açıklamada kullanılan modellemer kullanılabilir.
çemberde çok açıkça belli olan ilişkidir bu. merkezden çembere olan uzaklık çevre uzunluğunun iki pi katıdır. negzel.
elipste biraz daha çetrefilliydi yanılmıyorsam. iki farklı merkez oluyordu da ona göre hesaplıyordun. hep var bunlar.

edit: elipsin merkezi tokmuş. odağı varmış iki tane. bu da aslında elips adına merkez çevre ilişkisini daha büyük bir çıkmaza sokar yani.