bugün

bir insanın hiçbir zaman dindiremeyeceği yegane eylemi özellikle türkiye gibi bir yerde yaşıyorsa.

garip bir hayat tarzları var memurların. kendilerinin t.c 'nin kuruluşunda önemli bir rol oynadıklarını düşündüklerinden midir nedir gerçekten tuhaf bir hayat algıları var. çoğunlukla kibir, duygu sömürüsü var hepsinde. yılların hastalığı bu. ticaret becerileri olmadıkları için zamanında kimsenin yüzüne bakmadığı lise ve üniversite gibi yerlerden mezun olup devlet kademesinde bir yere gelmişler. ülkenin biraz mürekkep yalamış tayfası olduklarından kendilerinden yardım bekleyen herkesi cahil olarak nitelemişler bu nedenle. bu en kökleşmiş sorunları. günümüzde üniversite mezunu insan sayısı her ne kadar eskisiyle kıyas dahi edilemeyecek durumda olsa bile memurlar için bu burnu büyüklük hiç dinmiyor.

duygu sömürüleri ise şöyle cereyan ediyor; biz ülkenin her arafını ordan oraya dolaştık, şöyle zorluklar yaşadık şunları gördük. -sanki zorla memur yaptılar kendileri- memur olmaktan başka çarem yoktu bu yüzden yaptım demiyorlar bunu ucuz bir milliyetçile vardırıyorlar her nedense, çok tuhaf. tüm bu nedenlerden dolayı da ayrıcalıklı olmaları gerektiğine inanıyorlar. ama rüşvet yemekten de geri kalmıyorlar. yarım saat öncesinden öğle yemeğine çıkıyorlar, sevdikleri türkiye cumhuriyeti'nin telefonlarına acımayıp devlet dairesinde sakız patlatarak ahbaplarıyla mesai saati içinde , dışında muhabbet edebiliyorlar.

ve sonra da atatürk'ün izindeyiz diyebiliyorlar.

dürüstlükten, şereften bahsedebiliyorlar. her türlü memur edebiyatı, vatan millet sakarya yapabiliyorlar. tuhaf.
(bkz: memurlar tarafından çok sevilmek)